YENİ bir yasa çıktı, duymuşsunuzdur.Misal, herhangi bir suçtan yargılanıyorsunuz, hakkınızda ağır itham ve iddialar var.İsmini cismini bilmediğiniz bir şahıs mahkemeye müracaat ediyor, “Bu davada gizli tanık olmak istiyorum” diyor ve başlıyor “bildiği” veya “bilmediği” ne varsa anlatmaya.“Bildiği” veya “Bilmediği” ifadelerini bilerek kullandım, çünkü adı üstünde, gizli tanık.Size kin besliyorsa, düşmanlığı varsa, yargılandığınız davanın içeriği hakkında bir parça bilgisi de varsa, istediğini söyler, bilmediği şeyleri uydurabilir, hatta Türkiye’de idam cezası olsa, iftiralarıyla sizi darağacına bile götürebilir.***Bunun son örneğini, Genelkurmay Başkanlığı dahi yapmış emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un yargılandığı davaya, 33 şehit askerimizin ölüm emrini veren, “Parmaksız Zeki” kod adıyla yıllarca terör örgütüne hizmet etmiş Şemdin Sakık’ın gizli tanık olması kepazeliği ile yaşadık, gördük.Bakın, “gizli tanık” meselesi Türk hukuk sistemine yeni giren bir kavram olsa da, bu işin ilk uygulayıcılarından birinin aslında Alanya Belediyesi olduğunu pek azınız bilir.Bu yüzden size, bundan 6-7 yıl önce başımdan geçen bu “gizli tanık” meselesini anlatayım, Alanya nasıl idare ediliyor, duyun, görün, anlayın.***Bilen bilir.
Basın sektörüne ara verdiğim 4-5 yıllık zaman diliminde marketçilik işine soyunmuş ve Alanya’da ticaretin ne menem bir şey olduğunu öğrenince soluğu yeniden güvenli basın limanında almıştım.Ufak marketimde ticaret öğrenmeye ve yapmaya çalıştığım sıcak yaz günlerinden birinde, işyerime girip alışveriş yapmakta olan turistlere hangi ürünün kaç para olduğunu söylemeye, aldıkları ürünleri paketlemeye çalışırken, içeriye Alanya Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nde görevli üç memur giriverdi.Biri soru sorup aldığı yanıtları elindeki tutanağa yazıyor, diğeri fotoğraf makinesiyle dükkanda ne var ne yoksa görüntülüyor, diğeri ise yapacak iş kalmayınca dışarıdan gelip geçeni seyrediyordu.***Dükkanın içine resmi üniformalı memurlar girince, haliyle dükkanda ne kadar yerli/yabancı müşteri varsa kaçışıverdi.Muhtemelen benim yıllardır İnterpol kanalıyla aranan uluslararası bir uyuşturucu kaçakçısı olduğumu, ve nihayet Alanya’da açtığım paravan şirket, pardon marketimde enselendiğimi falan düşünmüşlerdir.Selam sabah faslında sonra, şimdi ismini vermeyeyim, en kıdemli olan zabıta memuru, “Hakkında şikayet var bilader” deyip konuya giriş yaptı.“N’aptım memur bey, içeriye öyle bir girdiğiniz ki, bilmeden birini mi öldürmüşüm yoksa?” deyince ağzındaki baklayı çıkarıverdi.***Alanya Belediyesi’nin resmi internet sitesinde bir bölüm var.Bilgisayarınız ve internet erişiminiz varsa buraya giriyorsunuz, “Ben falanca işyerinden şikayetçiyim. Sahibi veya çalışanı beni dövdü, bana fahiş fiyata mal sattı, aldığım ürünün içinden böcek/kurt çıktı” türü şeyler yazmanız yeterli.Ama bu konuda tedbirli (!) olan Alanya Belediyesi, şikayet edenin mutlaka ismini de istiyor ki iş “resmi” olsun.Fakat demokrasi gereği zorlama yok.İsminizi ister “Cüneyt Arkın” diye yazın, ister “Türkan Şoray” diye. Gerisi mühim değil, çünkü gerisini “emir kulu” olduklarını söyleyen zabıta memurlarımız hallediveriyor.Selam sabah vermeden dükkana girip sorgusuz sualsiz fotoğraf çekiyorlar, üzerinde “suçun tekrarı halinde bilmem kaç gün işyeri kapama cezası var” yazan bir tutanak tutup size imzalatarak gidiyorlar.***Anlayacağınız, işgüzarın biri girmiş Alanya Belediyesi’nin internet sitesine, yazmış babam yazmış.Yok efendim 50 kuruşluk küçük şişe suyu 2 liraya satmışım, vay efendim para üstü vermemişim, buna itiraz edince önce küfür etmişim, daha da ileriye gidip dayak atmışım, vesaire vesasire.Sanki Alanya’nın en işlek caddesinde, 24 saat hareketli olan bir sokağında esnaf değilmişim de, dağ başında eşkıyaymışım, haberim yokmuş!“Şahit var mı?” dedim, “Yok!” dediler.“Mağdur olduğunu iddia eden şahıs nerede?” diye sordum, “O da yok!” dediler.“E peki ne var?” dedim, “Yanıt yok. Biz de emir kuluyuz” deyip boyunlarını büktüler.Ortada sadece belediyenin internet sitesine yapılmış elektronik bir şikayet var, başka da bir şey yok.Anlayacağınız, şimdilerde Türkiye’nin başlıca gündemi olan “gizli tanık” meselesinin tadına ilk bakan kişilerden biri benim.Alanya Belediyesi ile esnaf arasında ne zaman bir çatışma olsa, hep esnafın tarafında durmamın birincil sebebi işte bu mevzudur, sayın seyirciler.***Sonra ne mi oldu?Sıkılmadıysanız anlatayım.Tutanağı alıp soluğu direkt Alanya Belediyesi’nde aldım.“Şahit yoksa, mağdur yoksa, böyle ceza mı olur?” dediysem de dinletemedim.“Evrak encümene girecek, Patron karar verecek” deyip kibarca kapıyı gösterdiler.Peki, bu durumu sineye mi çektim?Elbette hayır!Oturdum bilgisayarımın başına.İsmi lazım değil, şehrimizde pek meşhur bir siyasetçiye ait Damlataş’taki otele bağlantısı olan marketin, yasak olmasına rağmen dışarıya ne kadar mal çıkardığını fotoğraflarıyla birlikte şikayet edip gereğinin yapılmasını istedim.Yetindim mi? Elbette hayır!Otogar’a giderken yolun sol tarafındaki bir apartmanda oturan bir başkan yardımcısının kardeşine ait marketin, içerdeki malların tamamını nasıl dışarıya koyduğunu ve buna nasıl göz yumulduğunu belgeleriyle şikayet edip gereğinin yapılmasını arz ettim.***Haklı hırsıma gem vurabildim mi? Tabi ki hayır!Alanya Belediyesi’nde çalışan memuru, işçisi, siyasetçisi, ne kadar kaçak köçek işi olan varsa, gözüme çarpanı yazdım, aklıma eseni şikayet ettim.Üstelik adımı, sanımı, adresimi, telefonumu açıkça verdim, ki “bazıları gibi oryantallik yapmayayım” dedim.“Adım şudur, adresim şudur, telefonum budur” deyip, başvurularımın tek tek görüntü kaydını alarak işimi sağlama bağladığım şikayetlerimin hepsine yanıt beklediğimi de ekleyiverdim.Sonra ne mi oldu?Sanıyorum bana acıdılar (!) ve bu ısrarlı elektronik şikayetlerimden sonra büyük bir tesadüf eseri benim tutanak encümende affedildi.Ne ceza yedim, ne de bir daha benim caddeden zabıta memuru geçti.***Yazının finalini bağlayıp noktayı koyma zamanı.Şu anda durum nedir biliyor musunuz, sayın seyirciler.Ben, yasadışı işler çevirdiğim (!) marketi kapayıp Yeni Alanya’da mesaiye başlayınca ve bu meseleyi birkaç kez bu sütunlarda gündeme getirince, “gücü gücü yetene” mantığının egemen olduğu, gıcık kaptığın veya kıl olduğun her masum esnaf hakkında istediğin çamuru atabileceğin o bölüm, Alanya Belediyesi’nin resmi internet sitesinden kaldırılıverdi.“Peki, senin şikayetlere bir yanıt geldi mi?” diye soracak olursanız sevgili izleyiciler, “Hiç o mevzulara girmeyin, kalın sağlıcakla” derim çok kıymetli, pek muhterem dinleyiciler.
***
GÜNÜN TWİTLERİMehmet Ali Dim @MADALANYARivayet o ki; O zaman “Alanya'yı il yapalım” diyen Başbakan Mesut Yılmaz'a, “İl olursak turizm biter” demiş bir zat-i muhterem.Alper Kutay @alper_kutayAlanya halkı Twitter'ın gücünü yeni keşfetmeye başladı. “Bugün hava çok sıcak” modundan toplumsal mesaj verme sürecine sıkıntılı geçilse de. :)Alper Kutay @alper_kutay900'e yakın takipçim var, bunun en az 500'ünün Alanya'dan olduğunu biliyorum. Ama toplumsal mesaj verme konusunda hala eksiklikler var.Alper Kutay @alper_kutaySosyal medya özgür ama buradaki mesajların bir mecradan muhataplarına iletilmesi gerek. Yeni Alanya olarak biz buna başından beri talibiz.Hüseyin Sarıca @hseyinsarca1Yeni Alanya ve Alanya Postası’nın Twitter mesajlarını yayınlaması, Alanyalıların Twitter’e olan ilgisini arttırdı. Güzel bir haberleşme.Bekir Özsoy @bekirozsoySosyal medyanın aktif bir kullanıcısı olarak; üstlendiği misyondan dolayı Alanya basınını takdir ediyorum.Yaşar Yiğit Kaçmaz @yykacmazAlanya'da medya düzeni: İsmini bildiğin birisini Twitter üzerinden takibe al, iletilerini izin almadan gazetende yayınla. Ne medya ama...Mehmet Ali Dim @MADALANYABundan 4-5 yıl önce bir panelde, sosyal medya böyle gelişmesini sürdürse bir gün herkes gazeteci olacak demiştim.Mehmet Ali Dim @MADALANYABugün herkes Facebook ve Twitter yoluyla mesajını iletebilirken, profesyonel medya sosyal medyanın izini sürüyor.Bekir Özsoy @bekirozsoyÖğretmenler Günü nedeniyle Tırılar Okulu’nu ziyaret eden AKP Alanya Kadın Kolları Başkanı Mine Karagöz hanımefendiye teşekkür ederiz.Bekir Özsoy @bekirozsoyAlanya'nın idarecileri “butik vizyon” sahibiler. Butik otel, butik mağaza, butik üniversite ve sonunda butik ilçe (mahalle) olduk.Musa Özdemir @MusaZDEMR1Alanya’nın il olmasını engelleyenler şimdi timsah gözyaşı döküyorlar. Kusura bakmayın ama size kimse inanmaz.Hilmi Karagöz @HilmiKaragz3 kuruşluk adama 5 kuruşluk değer verirsen, artan 2 kuruşla seni satın almaya kalkar.Kerim Akmaz @kerimakmazSende bozuk para gibi harcarsan seni satın alamaz. Değeri değer edecek kadar değer verirsen senden iyisi olmaz.Hilmi Karagöz @HilmiKaragzAlanya'nın bu noktaya gelmesinde oyunu satan seçmenin de vebali var. Bunlar, sorunun yüzde 50'sini oluşturuyor.