SİYASETTE
propaganda, çok önemlidir.
Siyasetçi, seçmenin algısını istediği çizgiye çekebilmek için, ileride yapacakları konusunda proje üretmekten çok, propagandanın başarılı olması için, laf salataları ve palavralar üretme konusunda çok daha fazla kafa yorar.
Geçmişten bugüne, bir siyasi yapının ya da bir ideolojiye dayalı çok ciddi bir örgütün, propagandayı hangi noktalara taşıyabildiğine bakmamızda yarar var.
Bu yapının adını özellikle vermiyorum.
Zira bu yapının da bu tür anlayışları artık gerilerde bıraktığı kanısındayım.
İnşallah öyledir!
Propagandada en önemli unsur, iddia ve tekrardır.
Mesela turp suyunun çocuklar için önemli bir gıda olduğu devamlı olarak tekrarlanırsa, birçok annenin bebeklerine turp suyu içirmeye başladıkları görülecektir.
Propaganda daha ziyade gençlere yöneltilmelidir.
Çünkü gençler bir otoriteye itaat etmek eğilimindedirler. İddia, tekrar, konu seçimi, düşman tespiti, istihbarat, yalan ve isimlerin değiştirilmesi propagandanın önemli kurallarıdır.”
Değerli okurlar.
Böyle bir propagandanın yapılmasını tasvip ediyor musunuz?
Belli bir siyasi yapının ya da ideolojinin fanatiği olmayan, salt ülkesini ve ülke insanının iyiliğini düşünen bir insanın böyle bir algı operasyonuna evet demesinin mümkün olmadığına inanıyorum.
Olaya bu tür propaganda anlayışından baktığımızda.
Demek ki.
Eski siyasetçiler, toplumu çirkin belli algı operasyonlarıyla, çok yanlış noktalara taşıyorlarmış diyebiliriz!
Ama bugüne baktığımızda.
Bugünkü propagandaların, inanılmaz noktalara taşındığını, milletin gözüne baka baka siyahlar beyaz, beyazlar siyah olarak yutturulmaya çalışılıyor.
Bugünkülerin inanılmaz palavraları, birbirlerine dönük hakaret ve suçlamaları, ona buna yiğitlenmelerinin zenginliğindeki hamasi çıkışlarındaki sınır tanınamazlıklar karşısında, dünkü siyasetçilerimize ne kadar haksızlık yaptığımızın farkına varıyoruz.
“Gelen gideni aratır” demiş atalarımız.
Vallahi ne yalan söyleyeyim, dünlerde hiç beğenmediğim siyasetçileri bugün mumla arar oldum!
Toplum olarak.
Ne kadar gergin olduğumuzu.
Birbirimize düşman olma konusunda olmayacak nedenler üretmekle meşgul olduğumuzu.
Kimsenin kimseye güveninin olmadığı.
Hayatın giderek pahalandığı ve zorlaştığı.
Döviz ve altın rekor üstüne rekor kırmakla meşgulken.
Dünyada ne uluslararası kurumsal yapıların, ne de çoğu ülkenin bize sempati ile bakmama noktasına taşındığını görmezden gelerek, ülkemizin hiçbir sorunu olmadığını, ortalığın güllük gülistanlık olduğu iddiasında bulunan bir siyasetçiye inanmak pek mümkün olmasa da, biz bu tür siyasetçilere bile meydanlarda avuçlarımız patlarcasına alkış tutmakla meşgulüz.
Bana göre.
Bugün için siyaset ayağa düşmüş durumda.
Siyasetçi bakımından ise.
Birkaç istisna hariç.
Al birini vur ötekilere.