AKP üçlemesi

Bilirsiniz, çok çocuklu ailelerde hep huzursuz, yaramaz bir çocuk olur. Diğerlerini fişekler, kavgaları başlatır, diğer kardeşleriyle anlaşmamakta direnir, aynı hedefe doğru çalışsalar da ortada hiç bir şey yokken çıngar çıkarır. Sonunda...

Bilirsiniz, çok çocuklu ailelerde hep huzursuz, yaramaz bir çocuk olur. Diğerlerini fişekler, kavgaları başlatır, diğer kardeşleriyle anlaşmamakta direnir, aynı hedefe doğru çalışsalar da ortada hiç bir şey yokken çıngar çıkarır. Sonunda da babadan azarı işitir, ya da işlediği kabahatin şiddetine göre tokadı yer, oturur.
Peki, baba, yani çocuğu kontrol eden bir kontrol mekanizması olmazsa ne olur?
AKP olur.
Antalya İl Genel Meclisi Üyesi Mustafa Sünbül geçtiğimiz günlerde Alanya'da açılacak yeni huzurevi konusunda halkı bilgilendirmek üzere, herhangi bir siyasi ibareye yer vermediği açıklamasında, huzurevi için çok çalışıldığını ve emek harcandığını söylemiş, tesisin 2012 yılı sonunda açılacağını belirterek, şöyle demiş: “Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”
AKP İlçe Teşkilatı ise yerinde duramayarak ertesi gün düzenlediği bir basın toplantısında, “Huzurevini biz yaptırıyoruz, MHP yaptırmıyor, o huzur evi için biz uğraştık, onlar oradan konuşmasınlar, AKP'nin iktidar olduğu bir dönemde yapılıyor o huzurevi, bizden başka kimsenin o huzurevi hakkında herhangi bir açıklama yapmaya hakkı yok” diyerek, hem Sünbül'e, hem de Antalya İl Genel Meclisi'ne bir güzel çemkirmiş.
Dilerseniz üçlemeye başlayalım...
1-SİYASETTE KİMLİKLER KARIŞTIRILMAMALIDIR
Benim okuduğum kadarıyla ve kaçırdığım herhangi bir şey yoksa Mustafa Sünbül o açıklamayı bir MHP'li olarak değil, sadece Antalya İl Genel Meclisi üyesi olarak yapmış. AKP İlçe Teşkilatı ise bu açıklamanın üzerine, “MHP'liye bak, bizim huzurevi hakkında açıklama yapıyor, buna haddini bildirelim” gibi bir düşünce içine girmiş.
Sadece siyasette değil, hayatın her alanında insanların belli kimlikleri vardır. Örneğin bir kişi hem müzisyen hem de bankacı olabilir. Eğer bu örnek olarak yarattığım hayali kişiye de AKP İlçe Teşkilatı'nın yaklaştığı gibi yaklaşsaydık, “Bankacıya bak! Gitar hakkında konuşuyor. Bankacı gitardan ne anlar ki” şeklinde yaklaşmamız gerekirdi.
Hayatta ve siyasette kişilerin birden fazla kimliği olabileceğini düşünerek basın açıklaması yapmak gerekiyor, bana kalırsa.
2-DEVLET HİÇ KİMSENİN DEĞİLDİR
Bence bu kısım, söz konusu basın açıklamasının en korkunç kısmı. Görüldüğü üzere AKP, artık devleti kendisinin sanıyor. Dolayısıyla devletin yaptırdığı her işi kendi üzerine üstleniyor. “AKP'nin iktidar olduğu dönemde yaptırıldığı için AKP dışında kimsenin huzurevi konusunda konuşmaya hakkı yok” gibi bir düşünce içine girilmiş, anladığım kadarıyla.
Böyle bir şey yok. Mustafa Sünbül, partili kimliğinin ağzından değil, devletin ağzından konuştuğu için her türlü açıklama yapmaya hakkı var. Hatta daha da ilginci ne biliyor musunuz? AKP İlçe Teşkilatı'nın bu konuda herhangi bir açıklama yapmaya hakkı yok! Kimin, ne konuda, ne emeği olursa olsun, devletin bir icraatı söz konusu olduğunda devletin birimi açıklama yapar, herhangi bir ilçe teşkilatının yönetim kurulu değil. Daha sonra, açıklamanın ardından, “Belki de bu konuda en fazla bizim emeğimiz geçti” denebilir, ancak daha fazlası olamaz.
3-AGRESİF POLİTİKA KALİTESİZ POLİTİKADIR
Anladığım kadarıyla Sayın (!) Başbakanın agresif politika tarzını; doğru, kaliteli politika sanıyor AKP İlçe Teşkilatı’nın yönetim kurulu üyeleri. Mustafa Sünbül zaten açıklamasının sonunda, “Emeği geçen herkese teşekkür ederim” demiş mi, demiş. Eğer derdiniz, “Başta AKP Alanya İlçe Teşkilatı olmak üzere” denilmemesi ise (ki derdiniz buysa AKP İlçe Teşkilatı en yakın zamanda egosunu azıcık söndürmelidir) o zaman bir basın açıklamasında bu konuya hafiften dokundurursunuz. Ancak bunu öyle zekice, o kadar güzel ve hafif yaparsınız ki, herkes size hayran kalır. Kendinizi, dosdoğru hedefini boynuzlamaya giden bir boğa olarak görmenize gerek yok, politika böyle bir şey olmasa gerek. AKP, rakibini ufaktan ufaktan dürtmesi gerekirken, adeta makineli tüfekle tarıyor. Böyle bir politika olmaz bana kalırsa, yanlış bir politika şeklidir bu. Partinin ve yapılan politikanın kalitesini düşürür. İroni ve dokundurma ise politikanın vazgeçilmezlerindendir.
AK Parti İlçe Teşkilatı'nın değerli üyeleri, bu yazdığım yazıdan sonra lütfen kafanızda, “Ama onlar da şöyle, ama biz böyle, aslında biz yaptırdık” gibi savunma cümleleri kurmayın. Bunun yerine, oturun ve şöyle bir düşünün. Yaptığınız politikayı kafanızda bir canlandırın, gözden geçirin. Gerçekten biraz fazla agresif davranmadığınızı, ayıp etmediğinizi ve haklı olduğunuzu düşünüyorsanız, bu yazı sizin için hiç bir zaman var olmadı, dolayısıyla bu yazıyı hiç okumadınız demektir. Herhangi bir şey konuşmamıza gerek bile yok.
Benim tavrım, dozajı yüksek ve sert bir eleştiri yapmak değil, yanlış anlaşılmasın. Sadece yapıldığını düşündüğüm yanlışları belirttim bu yazıda. Çok daha tatlı bir şekilde, herkese keyif veren bir siyaset yapmak varken, siyaseti bir savaş alanı olarak görmek yanlış geliyor bana, hepsi bu.