21
Nisan 1986’da İstanbul’da oğlum doğdu. Beş gün sonra yani 26 Nisan’da, İstanbul’a kuş uçuşu 1130 kilometre uzaklıktaki Çernobil’de nükleer santral patladı. Dünya bunu beş gün sonra öğrendi. 4 Mayıs günü Kapıkule-Edirne yolunda yapılan ölçümde, havadaki radyasyonun tam 1000 katı olan ve Çernobil nedenli Türkiye’de ölçülen en yüksek değer olarak tarihe geçen 16 miliröntgen/saat değeri kayıtlara geçti…
Ana sütü emmeyen oğlumun, on gün boyunca muhtemelen kirlenmiş Trakya bölgesinden beslenen inek sütü içmek zorunda kalması bizi tarifsiz korkulara sürüklemiş, çareyi Ege bölgesinde üretim yapan firmaların sütlerini almakta bulmuştuk.
İkisinde de aynı firma var…
Çernobil’i Rusya Federasyonu Atom Enerjisi Kurumu Rosatom firması yapmıştı. Kötü sicili bir hayli kabarık olan Rosatom’un, Akkuyu’daki santralde Avrupa Birliği’nce onay almadığı VVER-1200 nükleer reaktör tipini ilk kez kullanacağı açıklandı. Firmanın satın alma müdürü Sergey Shutov, düşük kalitede hammaddeyi ucuza alıp, maliyeti yüksek göstererek aradaki farkı zimmetine geçirdiği suçlamasıyla geçen yıllarda tutuklanmıştı! Şirketin son olarak Bulgaristan’da yapacağı nükleer santral inşaatı da iptal edilmişti.
Rosatom’un santral inşa edeceği ve işleteceği Akkuyu’daki arazi Türkiye tarafından bedelsiz olarak tahsis edildi. Şirket nükleer santrali hem finanse edecek, hem işletecek, hem de sahibi olacak. Türkiye ise isterse yüzde 49’unu satın alabilecek. Türkiye ise üretilecek elektriğin yüzde 50’si için 15 yıl boyunca kilovat/saat başına 12.35 Cent alım garantisi veriyor. Şu anda Türkiye’de kilovat/saat başına elektriğin 4-5 Cent arasında değiştiği belirtilerek, santral sonrası elektrik fiyatlarının iki kat yükseleceği söyleniyor…
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Akkuyu Nükleer Santrali Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nu Rusya Devlet Başkanı Putin’in 1 Aralık 2014 günü İstanbul’a yaptığı ziyaretin hemen öncesinde onaylaması dikkat çekmişti.
NÜKLEER SANTRALE İTİRAZLAR
Santralin kurulacağı bölgenin depreme ne denli dayanıklı olduğu konusunda bilimsel bir çalışmanın şimdilik olmaması en büyük soru işaretini oluşturuyor.
Santralin iç kısmında yani yakıtları yakan ana ünitede Ruslar çalışacak. Bu nedenle nükleer teknolojinin Türkiye’ye aktarımı söz konusu olmayacak. Yani Türkiye, nükleer teknolojiye dair bilgi sahibi olmayacak… Yanmayı sağlayacak çubukların Rusya’dan alınması nedeniyle yerli enerji üretimi gerçekleşmeyecek. Rusya “satmıyorum!” dediğinde enerji üretilemeyecek…
Radyoaktif atıkları depolama teknolojisi olmayan Türkiye’de atık sorununun nasıl çözüleceği belirsiz. Atıkların beş ile on yıl arasında süren soğuma süresi sonrasında Rusya’ya taşınması mümkün görünmüyor. Böylece bölgenin atık sahasına dönüşebileceğinden korkuluyor.
Olası bir kaza halinde de ne gibi önlemlerin alınacağı belirsizliğini koruyor.
Deniz suyunun santral soğutmasında kullanılıp tekrar denize pompa edilecek olmasıyla, bölgedeki su sıcaklığının birkaç derece artacağı ve tüm deniz canlılarının yaşamını etkileyeceği biliniyor.
AKKUYU’YU KİM İNŞA EDİYOR?
Milletin “Canına okuyacağını!” açıklayan Mehmet Cengiz (Cengiz İnşaat) Santral’in Deniz Hidroteknik Yapılarının temelini atarak işe başladı. Cengiz İnşaat, inşaatların tümü için daha önce 1 milyar 50 milyon lira teklifte bulunmuştu. İhaleye katılan 9 firmadan birisi olan Rus IC İnşaat aynı iş için 250 milyon dolar teklif verince işler karıştı. İkinci ihalede Cengiz 500 milyon dolara indi. Ankara işin Cengiz’e verilmesi konusunda ısrarlı olmasına rağmen Ruslar üçüncü ihale istediler. Cengiz İnşaat 394 milyondan daha aşağı inmedi ama ihale 250 milyon veren Rus firmasında değil onda kaldı!
ALANYA NASIL TEPKİ VERDİ?
Alanya bundan tam dört yıl önce tarıma ilişkin bir soru ile inşaatı öğrendi. Santralin 200 kilometre yarıçapındaki alanda yetişen tarım ürünlerine, “Nükleer Kalıntı Vardır” damgasının vurulacağının öğrenilmesi üzerine ortaya atılan soruya aynı zamanda bir muz yetiştiricisi olan AKP İlçe Başkanı Hüseyin Güney yanıt verdi. Güney kısaca “Ülkede enerji ihtiyacı vardır. Bu logonun ihracata ya da tüketiciye hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Panik yapmaya gerek yok” yanıtı verdi. Bunun dışında Alanya’daki her hangi bir kurum ya da kişiden en küçücük bir tepki ya da yorum gelmedi!
UYGAR ÜLKELER NE YAPIYOR?
Japonya’nın batısında, Takahama kentinin bölge sakinleri, nükleer santraldeki iki reaktörün yeniden çalıştırılmasına karşı çıkarak direniş başlattı. Yöre halkının istemlerine saygı duyan mahkeme geçen hafta iki reaktörün yeniden çalıştırılmaması konusunda karar verdi.
Dünyada 2013 yılında, 2002 yılına göre 50 adet daha az reaktör faaliyet gösteriyor… Küresel üretimde nükleer gücün payı ise 1996 yılında yüzde 16,7 iken 2013 yılında yüzde 10,8’e gerilemiş durumda…
SONUÇ
Mersin’in Gülnar ilçesi yakınında kurulacak nükleer reaktör Alanya’ya kuş uçuşu 145 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Kısaca bir fikir vermek gerekirse, nükleer patladığında Gamma ışınları ışık hızında ilerlermiş. Bu hız da 299 792 458 m/s imiş! Daha yavaş ilerleyen partiküller ise rüzgarın hızına bağlı olarak yayılırmış. Yörenin en büyük ve gelişmiş turizm, tarım merkezi ve yerleşimi olan Alanya’yı böyle bir tehlike beklermiş…
KAYNAK: 1- Cumhuriyet Gazetesi 2- Karşı Gazetesi 3- Yeni Alanya Gazetesi