AK Parti İlçe Başkanı Hüseyin Güney, kongre tarihini dün açıkladı. Teşkilat, 8 Ocak 2012 Pazar günü kongreye gidiyor. İddiaya göre, Başbakan Erdoğan’ın gizli oturumlarda telkin ettiği, “Kongreler uzlaşmayla ve tek listeyle yapılsın” düşüncesi nedeniyle Güney’in kongreye tek listeyle gitmesi bekleniyor.
Ancak siyasi kulislerde, Güney’i bu iki buçuk aylık zaman diliminde birkaç tehlikenin beklediği konuşuluyor.
Örneğin, 2014 yerel seçimlerindeki Alanya merkez ve beldelerin belediye başkan adayları ile meclis listelerini büyük oranda 8 Ocak’ta göreve gelecek olan ekip belirleyecek.
Beş beldenin de Alanya merkeze bağlanacak olması nedeniyle 2014 yerel seçimlerinin daha önceki seçimlere nazaran büyük önem taşıdığından hareketle, 8 Ocak’ta göreve gelecek olan ekibi zorlu günler bekliyor.
Çünkü…
Başta Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu olmak üzere, özellikle 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde aday adayı olan Süper Lig Hakemi Kuddusi Müftüoğlu’nun Alanya Belediyesi için çalışmalara şimdiden başladığı ileri sürülüyor.
Sipahioğlu ile Müftüoğlu’nun ise Güney’e şimdilik yakın durdukları ancak 8 Ocak’taki kongrede Güney’in görevi devretmesini istedikleri, kendilerine yakın isimlerin ilçe başkanı olmasını arzuladıkları bile iddia ediliyor.
Hüseyin Güney’in de 2014’te Alanya Belediyesi’ne talip olacağının ileri sürüldüğü şu günlerde, 8 Ocak’ta yapılması kesinleşen ilçe kongresine birkaç hafta kala AK Parti’de dev fırtınaların çıkacağı ifade ediliyor.
Öte yandan, başarısının tesadüfi olmadığını ispat etmek isteyen Güney’in çalışmalara erkenden başladığı, Güney’e muhalif olan birkaç ismin de gizli bir liste çalışması içerisine giriştiği bile konuşuluyor.
Güney’in elinde; Alanya dostu olarak bilinen ve Başbakan Erdoğan’ın en yakın kurmaylarından biri olan Haluk İpek kozu, Sipahioğlu’nun elinde; ANAP döneminden beri samimi olduğu TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Abdulkadir Aksu kozu, Müftüoğlu’nun elinde ise; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı olan Abdurrahman Arıcı kozu olduğu ifade ediliyor.
Bakalım, 8 Ocak’a kadar AK Parti’deki köprünün altından ne sular akacak, bu coşkun suya kimler kapılıp boğulacak, kimler salını karaya çıkarmayı başaracak.
Bekleyip görelim…
Beton mayınların
hesabını soralım!
HAKKARİ’NİN Çukurca ilçesinde 24 Mehmetçiğimizi şehit eden PKK terör örgütünü kınamak için Cumartesi günü sokağa döküldük. Antalya, Gazipaşa, Finike ve Alanya’da yaşayan binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayraklarıyla terörü ve teröristleri kınayan sloganlar atarak kilometrelerce yürüdü.
Tüm Türkiye’nin ciğerini yakan Mehmetçiklerimiz için yürüdük, sloganlar attık, gerekirse yine yürürüz, yine sesimiz kısılıncaya kadar bağırır, terörü lanetleriz.
Peki, Van depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız, genç kızlarımız, annelerimiz ve çocuklarımızın hesabını nasıl soracağız.
1999 depreminde yıkılan binlerce konutun müsebbibi olarak deşifre olmuş birkaç müteahhidi içeri atıp birkaç yıl sonra serbest bırakan anlayışa, “Bunun sorumlusu kim?” diye nasıl soracağız. Ya da soruyu şöyle soralım. “Depremzede vatandaşlarımızı “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” anlayışına teslim mi edeceğiz?”
Ülkenin güneydoğusunda her gün ve neredeyse her yerde patlayan mayınlara dikkatimizi çevirirken, belki de kendi oturduğumuz “beton mayınlar”ın ne zaman üstümüzde patlayacağını nasıl hesap edeceğiz.
Şehitler için yürüdük, gerekirse yine yürürüz ama insan kendine şu soruyu sormadan da edemiyor:
“Acaba depremzede vatandaşlarımız için ne zaman sokağa dökülüp beton mayınların hesabını soracağız?”
İrbeç’i mayına benzetti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk ettiği MHP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç'i, “MHP'ye yerleştirilmiş siyasi bir mayın” diye nitelendirdi. 24 şehidin verildiği gün İrbeç, İç Anadolu'da dolaşıp “Sessiz kalınıyor” diyerek halkı kışkırtmakla suçlanıyor. MHP lideri Bahçeli, İrbeç’le ilgili şöyle konuştu: “Yusuf Bey, bilgili ve çok sayıda yabancı dile sahip bir şahsiyet. Geçmişi milliyetçi ülkücü camia içerisinde olmuştur. Ama 24 şehidin verildiği gün, millet sokakta, cenazeler kalkarken, teşkilatımız tahrike kapılmadığı bir süreci yaşarken, MHP'nin potansiyelinin yüksek olduğu İç Anadolu'daki illeri dolaşarak orada, ‘Sessiz kalınıyor, ne oluyor’ gibi tahrik edici birtakım provokasyon cümleleriyle görüşme yapması kabul edeceğim bir durum değildir.”