AK Parti sonrası

BİZ millet olarak, ta Osmanlı'dan bu yana, rezil bir anlayışla, başarılı olan iktidarları ya da siyasetçileri devire devire bugünlere geldik. İktidar kavgası ya da koltuk sevdasıyla ülkeye egemen olma adına, kardeşler birbirini, babalar...

BİZ millet olarak, ta Osmanlı'dan bu yana, rezil bir anlayışla, başarılı olan iktidarları ya da siyasetçileri devire devire bugünlere geldik.İktidar kavgası ya da koltuk sevdasıyla ülkeye egemen olma adına, kardeşler birbirini, babalar oğullarını öldürdü. Çok daha kötüsü, şehzadeler ordularıyla birlikte karşılıklı olarak savaşma aymazlığı içine girdi. Bu anlamsız savaşlarda on binlerce Anadolu insanı canından oldu. Tarih kasıtlı olarak çarpıtıldığı için, kimi beceriksiz siyasetçileri ya da liderleri baş tacı ederken, kimi kahramanları da hain olarak bilme saçmalığını hala sürdürebiliyoruz!Aslında bu aymazlık bizim ürettiğimiz bir şey de değil.

Tarihin bir döneminde egemen olan herhangi bir güç, kendine göre bir tarih yazdırıyor, sonrasında da bu yazılan yalan dolan hikayeler, topluma papağan gibi ezberletilip, tarih diye millete tekrar tekrar okutularak yutturuluyor.70 yaşı sollayanlardanım. Gençliğimde, karşısında olduğum siyasetçinin ne denli başarılı olduğunu, dağlara taşlara adını yazdığım, peşinden koştuğum siyasetçinin ise ne kadar yetersiz olduğunu ancak yıllar sonra anlayabilmenin üzüntüsünü, hatta vicdan azabını çekenlerdenim. İnsan gençliğinde, doğru yanlış birilerinden bir biçimde bir şeyler öğreniyor.Ama bu öğrendiği şeylerin ne olduğunu ancak belli olgunluk çağına geldiğinde anlayabiliyor.Gençliğinde öğrendikleriyle yetinip, öğrendiklerini bir türlü sorgulamayan dinozorların düşünsel ve de siyasi fanatizminin çok daha tehlikeli ve çirkin olduğunu da söylemekte yarar var!

1980 öncesi, sol-sağ kamplaşması özellikle de, "Ülkücü"–"Devrimci" çatışmasıyla geçti. Bu rezil dönemde ne gençler boşu boşuna heba oldu!Ülkenin ve ülke insanının gördüğü zararsa, rakamlarla ifade edilemeyecek boyutlarda.Dün bu çirkin çatışmanın bir parçası olan "Ülkücü" ve "Devrimci" ya da, önemli ölçüde benim de içinde aktif olarak yer aldığım CHP, bugün AK Parti ve diğerleri kutuplaşmasında belirleyici konumda. Aslında AK Parti’nin karşısında yer alanlara şöyle bir baktığımızda, bunların bireysel olarak insani ilişkiler dışında, ne geçmişte ne gelecekte, ne düşünsel, ne felsefi, ne de ideolojik yaklaşım anlamında bir araya gelmeleri mümkün olmadığı halde, bugün AK Parti'yi devirmek için kafa kafaya vermeleri ilginç değil mi? Yarın AK Parti devrildiğinde bunların birbirleriyle tek bir konuda bile uzlaşıp anlaşmaları mümkün mü?Mümkün değil.Ama olsun!“Yeter ki AK Parti gitsin de sonrasında ne olursa olsun” diyenlerin bu yaklaşımlarının bu ülke insanına, yarar mı, zarar mı getireceğini hepimizin düşünmesi gerekmez mi? Lafa gelince, vatan millet sevgisini dilimizden düşürmeyiz! Sözün özü, atalarımız “Yiğidi öldür ama hakkını yeme” demişler. Benim de, AK Parti iktidarının yani Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın beğenmediğim bir sürü tarafı, uygulamaları ve de belli politikaları var. AK Parti benim dünya görüşümle taban tabana zıt. Ama gel gör ki, mevcut iktidarın sevaplarının, günahlarından çok daha fazla olduğu gerçeğini kabul etmek zorundayım. Bu iktidarın gerçekleştirdiği yatırımları, daha önce, bizim hayal etmemiz bile mümkün değildi! Ben de bu iktidarın er geç gideceğini biliyorum. Benim bilmediğim, merak hatta endişe ettiğim konu AK Parti sonrası Türkiye’nin ne olacağı?