Ah Hasan abi ah!

BİZZAT yıllarca kendim bu sütunlardan yazıp çizdim, 'Yapma abi” dedim, 'Etme usta” dedim, fakat gel gör ki şu kardeşini hep hakir gördün, dinlemedin, sırf doğruları söylüyorum diye gördüğün yerde kafanı çevirdin, görmezden...

BİZZAT

yıllarca kendim bu sütunlardan yazıp çizdim, “Yapma abi” dedim, “Etme usta” dedim, fakat gel gör ki şu kardeşini hep hakir gördün, dinlemedin, sırf doğruları söylüyorum diye gördüğün yerde kafanı çevirdin, görmezden geldin, yine yaptın, yine ettin.

Fakat seni sevdiğimden, bıkmadım, usanmadım, kendi çapımda yine uyardım.

“Sevgili Hasan abicim” dedim, “Tamam, şehrin yedi eminisin, üst üste üç kere seçim kazanmışsın, başımızın tacısın, gözümüzün nurusun” diye devam ettim, “Amma ve lakin her topa sen girme, her topa sen koşturma” diye naçizane uyardım.

***

Yetinmedim, “Sen ki bu şehrin altın ayakkabı sahibi, gol kralı forvetisin, bırak güzel paslar gelince (ki zaten her yerden bol miktarda geliyordu) gir ceza sahasına, şöyle bi dokunsan zaten her vurduğun gol oluyor, bırak defansı defans oyuncusu, orta sahayı orta saha oyuncusu korusun, kollasın” diye diye dilimde tüy bitti ama sen yine bildiğini okudun Hasan abi.

Şehrin turizmini de sen dizayn etmeye çalıştın, esnafını da.

Hem de anlı şanlı turizm dernekleri, kerli ferli turizmciler varken, esnaf odaları dururken yaptın bütün bunları.

Mazhar/Fuat/Özkan’ın “Sen neymişsin be abi!” adlı meşhur şarkısı sanki senin için yazılmış gibi yönettin şehri yıllarca.

***

Bak şimdi ne oldu, görüyorsun değil mi Hasan abi.

Eskiden her fırsatta söylediğin, üstüne basa basa vurguladığın için biliyorum, sen pek Alanya gazetesi okumadığın için belki haberin olmamıştır diye, son birkaç ayda şehirde neler olup bittiğini sana özetleyeyim Hasan abi.

Her ne kadar bünyesinde bir avuç turizmci üyesi olsa da, asıl işi gücü “ticaret” ve “sanayi” alanında projeler geliştirmek, ticaret ve sanayi ile ilgilenen esnafına yol yordam göstermek olan Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO), yıllar önce bizzat senin kurduğun Alanya Turizm Tanıtım Vakfı’nın (ALTAV) tatava bir vakıf olduğunu ima ederek, fasa fiso bir bütçeyle şehri tanıtıyormuş gibi yaptığını söyleyip tanıtım işine de el attı.

***

ALTSO’nun başındaki Mehmet Şahin belki edebinden ve efendiliğinden, belki ALTAV’ı bizzat senin kurduğunu bildiğinden, sana olan saygısından ve hürmetinden pek ses edemiyor, topa tam giremiyor ama, son bir-iki ayda basına verdiği demeçlerin satır aralarını iyi okursan Hasan abi, sen de yılların kurt siyasetçisisin, sublinimal mesaj işini iyi bilirsin, Mehmet Şahin’in ne demek istediğini az buçuk anlarsın.

***

Demin dedim ya, asıl işi şehirdeki “ticaret” ve “sanayi” işleriyle ilgilenmek olan, bunlarla ilgili projeler geliştirmek olan ALTSO’nun “turizme” ve elbette turizmin can damarı olan “tanıtıma” el atmasına turizmciler neden ses çıkaramıyor, neden karşı bir refleks geliştiremiyor, neden “Hop, dur bakalım ey ALTSO. Sen kendi işine bak, biz de kendi işimize. Turizm de tanıtım da asıl bizim işimiz. Bu konuda bir şey denilecekse, bir şey yapılacaksa biz yaparız. Hem biz neciyiz burada!” diyemiyor, biliyor musun Hasan abi.

Çünkü diyecek yerleri ağrıyor.

***

Yok yok, birinden çekindiklerinden, veya “Aman, şimdi konuşursak yukarılardan, büyük ağabeylerden uyarı gelir” diye korktuklarından falan değil, tamamen “karşı çıkma refleksleri” hamladığından hamle yapacak yerleri sızlıyor, Hasan abi.

Çünkü Alanya’daki turizmcilerin, “turizm” ve “tanıtım” konusunda laf söyleyecek dilleri 15-20 senedir hiç çalışmadığı için, şimdi şimdi, yeni yeni konuşacak oluyorlar, fakat o lisanı “nedense” unuttuklarından, karşı laf söyleyecek yerleri hamlıktan ağrıyor, sızlıyor.

Bir de senin adaş olayı var, Hasan abi.

Senin bir zamanlar “Buraları tatil köyü yapacağım” dediğin yerleri Miami yapmaya kararlı bir adaşın var şimdi Hasan abi.

***

Ah Hasan abi ah.

Seni az uyarmadım, buralarda az yazıp çizmedim, hatta, “Duydum ki, turizmcilerin ve meslek odası başkanlarının işine karışmaya meylediyor muşsun, etme!” diye Mevlana’ya öykünüp tiratlar bile attım, fakat beni ufak gördün, dinlemedin be Hasan abi.

Hayatında hiç otel işletmemiş olan, turizm işletmeciliğini senin 10’da 1’in kadar bile bilmeyen adaşın Kaymakam Bey, şimdi çıkıp “Alanya’yı Miami gibi yapacağım” diyorsa, bunun tercümesi nedir biliyor musun Hasan abi.

Bu, “Alanya ne yazık ki bir Miami değildir, olamamıştır, yapılamamıştır” demenin amcaoğludur Hasan abi, sence de öyle değil mi?

***

ALMAR battı, kirasını ödeyemeyen DEMAŞ’ın binası dökülüyor, teleferik yandı bitti kül oldu, meyilli tren La Fonten’den masal oldu, “turizm” ve “tanıtım” işi “ticaret” ve “sanayi” odası ile sosyal medya fenomeni “kaymakam bey”e kaldı.

Sonuç, Hasan abi.

Sonucu hepimiz biliyoruz.

Seçmen, sonucu 30 Mart’ta sandık başında, ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan moda/şov programındaki Sırbistan uyruklu kadın jüri üyesinin dediği gibi, “Artık bizımla değilsin” diyerek söyledi, Hasan abi.