Adım adım kansere karşı korunalım

HER zaman söylediğimiz gibi; hiçbir besin tek başına sağlığımızı ve hayatımızı koruyamaz. Bu nedenle günlük beslenme sistemimizi iyi değerlendirmek hatta yediğimiz içtiğimiz her şeyin kaynağını iyi kontrol etmek durumunda olduğumuzun...

HER

zaman söylediğimiz gibi; hiçbir besin tek başına sağlığımızı ve hayatımızı koruyamaz. Bu nedenle günlük beslenme sistemimizi iyi değerlendirmek hatta yediğimiz içtiğimiz her şeyin kaynağını iyi kontrol etmek durumunda olduğumuzun sürekli altını çizerim. Çünkü yiyecekler doğal hali ile yendiğinde, öğünde beraber tüketildiklerinde biyoyararlılık dediğimiz besinin içindeki besin öğelerinin sağlık için koruyucu etkileri artmakta, epigenetik mekanizmaları düzenleyerek obeziteden kansere kadar hastalıklara karşı da kalkan görevi yapmaktadır. Journal of the American College of Nutrition Dergisi’nin Haziran 2014 sayısında 6 adımda kanser ve diğer kronik hastalıklardan korunmak için günlük beslenme planında yapılması gereken önemli kuralların yayınlandığı makaleyi okuduğumda; bitkisel ağırlıklı beslenmenin genel anlamda sağlığa birçok açıdan yararının kesin olduğunu görüyorum. Özellikle tedavisi günümüzde hala çok mümkün olmayan bazı kanser türlerinden korunmak için taze sebze, meyve, tam taneli tahıllar, kuru yemişler ve kuru baklagillerin hâkim olduğu yeme sisteminin oldukça önemli olduğunun altını çizen bu değerli kılavuz; özellikle kırmızı eti, tereyağını sınırlandırmayı hatta beslenmeden uzaklaştırmayı şiddetle öneriyor.ADIM 1: PROSTAT KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN UYGUN MİKTARDA SÜT ÜRÜNLERİNİ TÜKETİNBirçok araştırma süt ve süt ürünlerinin kolon kanseri dahil bazı kanseri türleri için koruyucu olduğunu bildirmektedir. Bilim analizleri kanserden koruyucu etki içinde süt ve ürünlerinden 2 porsiyon günde tüketmeyi önermektedir. Ancak aşırı süt tüketiminin koruyucu etkisi yerine özellikle erkeklerde prostat kanseri riskini yüzde 60 kadar arttırdığını bildiren araştırmaların bulunmasının; yiyeceğin günlük dozunun da ne kadar önemli olduğunu bizlere bildirmektedir. Süt ve ürünlerini az yağlı olarak tüketmek önemlidir. Erkekler günde 1 su bardağı süt veya yoğurt ve 2 ince dilim peynir tükettiklerinde prostat kanseri riski de oluşmamaktadır. Süt ürünleri tüketmeyen ve kalsiyum desteği alan erkekler içinde aynen aşırı süt tüketiminin etkisi gibi prostat kanseri riski yüksektir. Kullandığınız vitamin veya mineral varsa içeriğini kontrol edin. Eğer 400 miligram üzerinde kalsiyum içeriyorsa erkeklerin bu destekten uzak durması ve doğal yollardan kalsiyum mineralini almasını öneririm.ADIM 2: ALKOLDEN UZAK DURUN AĞIZ, YEMEK BORUSU, ÖZEFAGUS, KOLON VE MEME KANSERİNDEN DE KORUNUNDuyduğunuz üzere kalp sağlığı için kırmızı şarap içmek iyi gelir önerisi maalesef kanser için tetikleyici en önemli risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok önemli araştırmalar haftada 1 kere dahi olsa alkol tüketmenin ağız ve yemek borusu kanserini yüzde 24 arttırdığını belirtmektedir. Günde 2 veya 3 kadeh alkolü düzenli içenlerin ise kolon kanserini yaşamlarının herhangi döneminde yakalanma risklerinin yüzde 21 oranında olduğu belirtilmektedir. Bira, şarap veya diğer alkollerin kanser üzerindeki olumsuz etkilerinin aynı olduğunu da yeniden hatırlatmakta fayda var.ADIM 3: KIRMIZI ET VE İŞLENMİŞ ET ÇEŞİTLERİ KOLON KANSERİ İÇİN DİREK RİSK FAKTÖRÜDÜRDaha önceki yazılarımda da sizlere bu önemli uyarıyı yapmıştım. Ülkemizde hem kırmızı et ve ürünlerinin sağlıksız üretimi hem de pişirmede olan büyük hataların yaygın olması bağırsak kanserine yakalanmayı da arttırdığını dile getirmiştim. Önemli bir araştırmada günde sadece 50 gram kadar küçük porsiyonda işlenmiş et yani salam, sucuk, sosis, jambon, kavurma ve füme yenilmesinin bağırsak sisteminde kanserin yüzde 20 kadar artışını sağlamaktadır. Düzenli olarak her gün en az 120 gram kadar kırmızı et yiyenlerin ise kolon kanserine yakalanma riski yüzde 28 olduğunu belirtmek isterim. Bilim adamları kırmızı et ve işlenmiş diğer et ürünlerinde bulunan hem demiri, heterosiklik aminler, nitrit ve fazla yemeğe bağlı aşırı amino asit alımının kanser hücrelerini beslediğini söylemektedir. ADIM 4: ÖZELLİKLE HAYVANSAL ÜRÜNLERİN KIZARTMA, KÖMÜRDE PİŞİRME, YÜKSEK ISIDA IZGARA VE FIRINLAMA İŞLEMİ BÖBREK KANSERİNE DAVETİYE ÇIKARIYORHayvansal yiyeceklerden kırmızı, balık ve kümes hayvanlarının eti ve yumurtaya uygulanan pişirme işlemleri bu seferde vücutta kansere neden olan bileşiklerin pişirmeye bağlı olarak oluşup yeme ile vücuda alınmasını sağlamaktadır. Kömür, kızartma ve yüksek ısıda ızgara ile fırınlama heterosiklik amin denilen yiyecekte bulunan proteinlerin yapısının bozularak kanser yapıcı maddelerin birden oluşmasını sağlamaktadır. Bu maddeler hücrede bulunan DNA sentezini bozarak, parçalayarak da kanser hücrelerinin çoğalmasını tetiklemektedir. Bu yüzden etlerinizi derisiz ve yağsız olarak düdüklü tencerede en iyi şekilde pişirmelisiniz. Ya da 150 dereceye ayarlanmış fırın ya da ızgarada yavaş pişirme yöntemi ile besinin her yeri aynı ölçüde pişecek şekilde hazırlamalısınız. Yumurtayı kızartmak yerine sebzelerle menemen ya da omlet veya haşlayarak tüketmeyi beslenme tarzı haline getirmelisiniz. ADIM 5: SOYA, NOHUT, CEVİZ MEME KANSERİNE KARŞI KORUYUCUDURGenelde kanıtlar soya ve soya ürünleri, yağlı tohumlar ve kuru baklagillerden nohut gibi yiyecekleri yiyenlerin meme kanserine karşı koruyucu olduğunu belirtmektedir. Asyalı kadınlarda menopoz sonrası meme kanserinin neredeyse çok nadir görülmesinin en önemli diyet faktörünün her gün düzenli soya fasulyesini çiğ olarak tüketmelerinin olduğu belirtilmektedir. Çin’de yapılan araştırmalar meme kanseri konan vakalarda edememe cinsi işlenmemiş doğal soya, tofu ve tempeh gibi yiyeceklerin hastalığın tedavisi sırasında yüzde 30 hızlı iyileşme sağladığını göstermektedir. Ülkemizde Çin ve Thai restoranları dışında taze soya çok nadir bulunan bir besi olduğundan nohut ve cevizin içeriği kısmen soyaya yakın en değerli kuru baklagil ve yağlı tohuma ulaşmak daha kolay olacağından buharda pişirilmiş nohudu sık tüketmeyi öneririm. ADIM 6: MEVSİMİNDE TAZE MEYVE SEBZEYİ DAHA FAZLA YEMEK BİRÇOK KANSERİ ÖNLEYİCİDİRTaze sebzelerden özellikle yeşil yapraklı olanlar ve taze meyveler genelde tüm kanser çeşitleri için koruyucu beslenme kalkanlarıdır. Düzenli ve yüksek miktarda kükürtlü sebzeler (pırasa, soğan, sarımsak gibi), brokoli, lahana, taze nane, taze maydanoz, taze fesleğen, ıspanak, semizotu ve taze dereotu gibi birçok sebzeyi tüketme bağırsak, akciğer ve mide kanserini önleyici etkiye sahiptir. Kadınlarda yapılan araştırmalar karotenoidlerden zengin olan havuç ve tatlı patates gibi sebzeleri düzenli yiyenlerin meme kanseri riskini yüzde 19 azalttığı görülmüştür. Domates yiyenlerin ise mide kanserine yakalanma riskleri yüzde 27 daha az bulunmuştur. Taze sebze ve meyveyi yemeyenlerin en büyük riski böbrek kanserine yakalanma oranının oldukça yüksek olmasıdır. Ve tüm veriler taze sebze ve meyve yemenin kanserden korunmada büyük rol aldığını göstermektedir. Günde en az 2 çeşit taze meyve ve 4 kase buharda pişmiş ya da çiğ sebze yemeyi ihmal etmemek gerekiyor. Unutmayın taze siyah üzüm, taze zerdeçal, yeşil çay yaprakları ve domates hücre çoğalmasını engelleyici mekanizmaları düzenliyor ve kanserden korunmada ilaç gibi tesirli oluyor.