Acılarla yaşamak

BİR hafta sağlık sorunları ile boğuştuktan sonra haftanın son gününde yazımı hazırlamak üzere çalışırken aldığımız acı haber yine tüm benliğimizi alt üst etti. Daha önce de yine bir Pazar günü yazımı hazırlarken şehit haberi...

BİR

hafta sağlık sorunları ile boğuştuktan sonra haftanın son gününde yazımı hazırlamak üzere çalışırken aldığımız acı haber yine tüm benliğimizi alt üst etti. Daha önce de yine bir Pazar günü yazımı hazırlarken şehit haberi almıştım. Aynısını tekrar yaşamak sadece bedenen bir yorgunluk değil, zihinsel olarak da dibe vurduruyor. Bu şartlarda spor yorumu yapmak içimden gelmediği için bu konu üzerine duygularımı paylaşmak istiyorum. Çünkü bizler rahat evlerimizde rahatça uyumayı şehitlerimize borçluyuz.
Aylardır şehit haberleri duyuyoruz ve sebebini bilmediğimiz konular yüzünden evlere ateşler düşüyor. “Terörle mücadele var” denilse de ülkemizin doğusunda fiilen bir savaş vardır. Savaş devletlerine taşeronluk yapan ve sözde "Halkımızın hakkını savunuyoruz" diye asker, polis öldüren, kendi okulunu yakan terör yandaşları ve tetikçileri bu vatanı bölmeye çalışmaktadır. Bundan nemalanmak isteyen siyasiler de önce vatan kavramını yitirmiş durumdadır. Birbirimizi kandırmaya gerek yok. Eğer bu vatan hainleri halktan destek görmese bu kadar yaşayamaz. Ne yazık ki bölgede ciddi şekilde halk tarafından destekleniyor ama siyasilerimiz bunu görmezlikten gelmeye devam ediyor. Devlet mücadelede terörist gibi davranmayıp halkın içine karışanları ayırt ederken, işte böyle açılan ilk ateşler sonucunda onlarca şehit veriyoruz. Bu mücadele şekli artık değişmezse bunları daha çok yaşarız. Artık gururla açıkladığınız İç Güvenlik Yasası'nı uygulayın. Böyle devam ederseniz, halk çok büyük tokat vuracaktır. İnsanlar korkmaz, yılmaz, vatanı için ölür ama aptal değildir. Kendini bu topraklardan saymayanı halen benim devletim insan yerine koyuyorsa, sabırların bittiğini gösteriyordur.
Alanya şehidine sahip çıkmaya devam edecektir. Bugüne kadar bunu hep başardı. Ama lütfen artık kınama v.b. şeyler yerine dualara ağırlık verelim. Mutlaka duygusallık ve kızgınlık ön planda ama inanın bunlar sadece günlük yorumdan öteye geçmiyor. Artık şehit cenazelerinde sosyal medyaya fotoğraf servislerini bırakalım. Cenazede herkes gazeteci, herkes fotoğrafçı. Biz ne zaman böyle olduk. Terörün en büyük isteği reklama hep birlikte hizmet ediyoruz ama farkında bile değiliz. Bu yüzden ben bu tür paylaşımlar yapmıyor sadece duamı okumaya çalışıyorum. Öbür dünyaya melek olarak gidecek kimseye en güzel şey dua değil midir? Nurlar içinde yat şehidim Coşkun Nazilli.