5. partisi rengarenk

7 HAZİRAN ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri sonrası başlayan MHP'yi ele geçirme operasyonu, amaçlarına ulaşamamış figüran tayfasının, yeni parti girişimini başlatması ile noktalanmış oldu. 1,5 yıldır MHP'yi ele geçirme çabasında...

7 HAZİRAN

ve 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri sonrası başlayan MHP’yi ele geçirme operasyonu, amaçlarına ulaşamamış figüran tayfasının, yeni parti girişimini başlatması ile noktalanmış oldu.
1,5 yıldır MHP’yi ele geçirme çabasında olanları durmaksızın uyardık.
Bunların dertlerinin başka olduğunu defalarca dile getirdik.
MHP’yi rotasından, inandığı değerlerden ve kutsiyetine inandığımız davamızdan, Türk milliyetçiliği ideolojisinden vazgeçirip kendilerinin siyasi geleneklerine yabancı olmayan merkeze kayan bir siyasi yapılanma oluşturacakları hususunda dava arkadaşlarımızın nereden geldiğini çok iyi bildiğimiz rüzgara kapılmamaları gerektiğini her platformda dile getirdik.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de bu güruhların kimler tarafından güdümlü füze haline getirildiğini tüm kamuoyu ile paylaşmış, MHP’deki tehlikeli yapılanmanın farkına varıp “Arınma Mevsimi” diye adlandırdığı ayıklama sürecine geçmişti.
Arındıklarımız, bugünlerde kuracakları yeni parti ile alakalı görüşler beyan etmeye başladılar.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin iradesi ve ülkücülerin oyları ile milletin meclisine mebus seçilen bir zatı muhterem, “Hiç bir ideolojik kaygımız yok. Bizi biz yapan değerleri kucaklayan ne sağcı ne solcu merkezde bir parti olacak. Bütün renklerin bir araya gelmesinde sorun olmayacak" sözleri, bu düşüncelere sahip olanlara karşı MHP’yi ele geçirmemeleri için verdiğimiz mücadelede ne denli haklı olduğumuzu gözler önüne seriyor.
Demek ki MHP’yi ele geçirmiş olsalardı hayalini kurdukları parti, partiden ihraç edilen mebusun sözlerindeki gibi olacağı kaçınılmaz bir gerçekti.
Bunlar da yetmezmiş gibi, yeni partinin başına getirmek istediklerini, ismini dahi anmak istemediğim hanımefendinin “Adalet” adı altında CHP’nin HDP ile
kola kola yürüdüğü yürüyüşe destek verip methiyeler düzmesine kendi destekçilerinin bile isyan etmesi içine düştükleri durumun göstergesidir.
Kendisini “Ülkücü” olarak gören hiçbir dava arkadaşımız ve ülküdaşımız, ne olduğu belli olmayan, renk cümbüşü olacağı belirtilen yeni partinin yanından dahi geçmeyecektir.
Hevesli olan, “Acaba orada bir koltuğum olur mu?” düşüncesinde olanlar elbette gidecektir.
Kimse onlara "Dur" demeyecektir, emin olsunlar.
Boşuna dememiş Yusuf Has Hacib; “Gidecek olan gider, günden güne senden uzaklaşır. Gelecek olan gelir, hemen sana ulaşır.”
MHP'ye 3 parti (DYP, ANAP, AKP) defteri kapatarak gelenler, oysa DYP'de siyaset yaparken de "Uzun süredir DYP'yi bırakıp başka bir partiye geçeceğim yolunda spekülasyonlar yapılıyor. Ben 1993 yılı Kasım'ında DYP'ye üye olup nikah kıydım. Benim nikâhım 'Katolik Nikahı' gibi boşanması olmayan bir nikahtır. DYP üyesi olmayı şeref sayıyorum. Benim evladıma bırakacağım tek miras DYP'dir" demiş ve sonra parti parti gezmişti.
Ve şimdi de 5. partisinin renk kartelasını hazırlıyor.
İsmi lazım olmayan bu malum hanımefendi, geleneklerine uygun olan bu duruma ülkücüleri alet edemeyecektir.
Yusuf Has Hacib’in söylediği gibi; “Ucu nimet olanın dibi mihnettir, başı mihnetse sonu nimettir.”
Ne mutlu davası için mihnete katlanan sadakat erlerine.
Ne mutlu Türk'üm diyene!