BAŞLIĞA
bakıp aldanmayalım.
Konumuzun 110 yıl önceki...
31 Mart vakıası ile ilgisi yok.
Zaten o da 31 Mart değil.
Aslında 13 Nisan 1909.
Rumi takvime göre ise 31 Mart 1325.
Ha bu arada, en az lise mezunu olanlar...
Bu olayı az çok bilirler.
Bu konuya girmeyeceğim.
Lüzumu da yok zaten.
Bilenler bilmeyenlere anlatsın.
****
31 Mart 2019 tarihinde seçim yaşadık.
Ne seçimdi ama?
Hala bitiremedik.
Yeni bir 31 Mart vakıasıyla tarihe geçti.
Yerel seçimlerdi bunlar.
Yani belediye seçimleri.
Kaybedeni olmayan seçimler.
Herkes kazandı.
İl veya ilçe.
Küçük ya da büyük.
Bazılarının gönlündeki olmadı.
Bazılarının gönlündeki aşıldı.
Ama nihayetinde kaybeden yok.
****
Bence tek kaybeden demokrasi oldu.
Sudan bahanelerle itirazlar.
Yeniden oy saymalar.
Yeni sayılanları tekrar saymalar.
Olmadı, başka iddialar.
Seçim sandığı laçka oldu.
Özellikle İstanbul'da seçim bitmedi.
Mazbata verildi ama diyenler olacaktır.
Mazbata her şey değil, bunu bilin.
Her şey demokrasiye inançla olur.
****
Seçime itiraz edenler seçimden önce...
En demokratik seçimler bizde...
En güvenli sandıklar bize ait...
Dünyanın en dürüst seçimini yapıyoruz...
Diye demeç üstüne demeç verdiler.
Her meydanda konuşup dile getirdiler.
Seçim sonucu hesapları şaşınca...
Sandıklara güvenmediklerini söylediler.
Büyük siyaset adamı rahmetli Demirel'in...
Veciz bir sözünü hatırlattılar bana.
"Dün dündür, bugünse bugün."
****
Diğer yandan her seçimde yenilenler...
Sandıkta hile yapıldığını iddia ederdi.
Bu defa arzuları gerçekleşti.
“Nasıl önlediniz?” deyince cevaplıyorlar.
"Son ana kadar sandıkları terk etmedik."
Önceki seçimler önemsiz miydi?
O zaman neden terk ettiniz?
Yapabiliyordunuz madem...
9 seçimdir neredeydiniz?
Bence ülkede olup bitenden...
En az iktidar kadar sorumlusunuz.
Çünkü lakayt davrandınız.
Halkın oylarına sahip çıkmadınız.
Umarım belediyelerde halkın parasına...
Ekmeğine, aşına sahip çıkarsınız.