Sosyolog ve siyaset bilimciler AKP’nin en büyük başarısının kısa aralıklarla halkın önüne seçim sandığı koyması olduğunu söylüyor. Onlara göre, ülkede sanki normal bir demokrasi varmış gibi, yapılan seçimler rejimin yasallaşmasını, onay görmesini sağlamaktadır. Bu, AKP’nin elini sürekli güçlendirmektedir…
Atatürk’ün kurduğu laik cumhuriyetin yerine İslami bir siyaset içeren yenisini inşa eden AKP rejimi, 31 Mart yerel seçimleri ile gelinen noktayı pekiştirmek istiyor. Dolayısıyla, yerleşmiş demokrasilerdeki yerel seçimlerden çok daha farklı bir süreç ülkemizi ve şehrimiz Alanya’yı bekliyor.
Siyasi iktidar, kamu yöneticileri eliyle gerçekleştirilen sosyal yardımlar nedeniyle her türlü seçime bir sıfır galip başlıyor. Örneğin 2023 yılı verilerine göre Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla Alanya’da 9.199 haneye 202 milyon TL nakdi yardım yapılmış. Evde bakım ve doğum gibi diğer yardımlarla bu sayı toplamda 334 milyon liraya ulaşmış…
Diğer yandan AKP, 10 Eylül’de Karabük’ün MHP’li Belediye Başkanı’nın, “AKP’li arkadaşlar, bizim bu şehirlerimize elinizi sürmeyin, biz gerekeni yaparız!” sözleri gereğince Alanya’dan da ellerini çekmiş olmalı. Bununla beraber, Mevlüt Çavuşoğlu sonrasında kendisine Batı Akdeniz sorumluluğu(!) tevdi edilmiş görünen İbradılı turizm bakanının liderliğinde teşkilatı diri tutmaya çalışıyorlar.
Devlet içinde Fethullahçı çetenin tasfiyesi sonrası oluşan boşluğu doldurma mücadelesinde dinci tarikatlarla yarışan MHP için, yerel şovenizmin güçlü olduğu yerlerde tutunmak çok önemli. Alanya gibi, yabancı göçünün belediyeye gelir getiren büyük rant kapısı olmasına karşın, bir sorun olarak da işlendiği ve bunun üstünden üretilen politikanın kolayca oy’a tahvil edilebileceği bir şehrin kaybedilmemesi gerekiyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener olası bir ‘AKP sonrası’ senaryosunda yer alma düşüncesiyle yerel seçimleri feda ettiğini açıkladı. Hatta Akşener, gittikçe ilginçleşen söylemleriyle bu konuda ‘gıcıklık yapacağını’ ifade etti. Dolayısıyla İYİ Parti, bir belediyecilikten ziyade sağda ‘savrulanları’ toplama ve yarınlara güçlü girme amacıyla seçimlere giriyor.
CHP 1950, 1973 ve 1999 yerel seçimleri sonrası, yine 25 yıllık tarihi bir ‘kırılmanın!’ eşiğinde görülüyor. Aldığı göçler ve halihazırda barındırdığı daha kentli yapısıyla şehir merkezi ve çevresindeki büyük mahallelerde çok güçlü görünen CHP’nin de şansı büyük. 2017 referandumu ile varlığı iyice belirginleşen ve belirli bir yüzdesinin ‘seküler milliyetçi’ olarak tanımlanabileceği yani her an kendisini okşayabilecek sağ söylemlere kayabileceği bilinen bu kitleye, özel mesajlarla ulaşılması gerekecek.
CHP belediye başkan adayının ‘ahlâk ve dürüstlük!’ üzerine inşa edeceği anlaşılan seçim stratejisi, alışılandan farklı bir söylem içeriyor. Diğer yandan ‘CHP’nin Alanya ile buluşması’nın sağlanacağı işleniyor. Bu konu da çok önemli. CHP seçmenin güçlenmesi, doğal olarak genel seçimlerdeki aday adaylarının sayısını da artırmıştı. Adayların, seçim propagandası için bile olsa sahaya iniyor olması CHP için bir kazançtı.
Seçimler hiçbir parti için çantada keklik değil. CHP’nin 25 yıllık ‘umut döngüsünün’ somutlaşması için, yılgınlığa kapılmış görünen deneyimli parti büyüklerinin, gençlerin heyecanına ortak olması birinci şart olarak görünüyor.