GEÇENLERDE bir arkadaş anlattı, hikaye hoşuma gitti, sizinle de paylaşayım istedim. Öykü, ismi lazım değil, şirin, küçük, geçimini turizmden kazanan bir ilçenin kocaman ve lüks binaları olan bir beldesinde geçiyor.
29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde bu beldenin belediye başkanı değişiyor ve yerine yenisi geliyor.
Yeni başkanın mazisi yaşadığı beldede herkes tarafından biliniyor. Başkan seçilmeden önce uçan kuşa borcu olduğu, yaşadığı beldenin değişik kıraathanelerinde çayına tostuna okey oynadığı, 10 TL iddiasına zar bile salladığı ileri sürülen yeni başkanın ufku ve hayat standartları, 29 Mart 2009 akşamından itibaren birden bire değişiyor.
Daha düne kadar sigara parasını bile eşten dosttan ödünç aldığı, belediye başkan adayı olması için gereken bir evrakı çıkarmaya bile kahvehane arkadaşlarından borç para istediği iddia edilen yeni belediye başkanı, 29 Mart’tan sonra kendisine oy veren halkı için adeta kendisini “para”lıyor.
Halkı için öyle bir “çile” çekmeye başlıyor ki, böylesine içten “paralanması” yakın çevresince de takdirle karşılanıyor.
İki buçuk sene önce eski model otomobiline benzini zor alırken, şimdi son model arabalara binmesi adeta göz kamaştırıyor.
İki buçuk sene önce “halk”ın içinden gelen bir “adam” olarak oy isterken, şimdi memleketin en lüks mekanlarında boy gösterip en lüks harcamalara imzasını çakabiliyor.
Bizim arkadaş geçenlerde alışveriş için Ankara’daki ünlü Mobilyacılar Sitesi’ne uğramış. Sitenin en lüks mağazasına gidip mobilyalara bakarken, nereli olduğunu öğrenen işyeri sahibinin, “O zaman siz falanca belediye başkanını iyi tanırsınız” sorusuyla karşılaşmış.
“Onu bizim oralarda kim tanımaz ki, ama siz nereden tanıyorsunuz?” deyince, aldığı yanıt karşısında adeta şoke olmuş.
Bu belediye başkanı, meğer o mobilya mağazasından geçenlerde bir seferde tam 100 bin TL’lik eşya satın almış.
Üstelik bunları alırken, “Yeni sarayım için” demeyi de ihmal etmemiş.
Arkadaş bunları anlattıktan sonra dedi ki; “Yahu bilader, sordum soruşturdum. Bir belde belediye başkanı taş çatlasın 2 bin 500 TL maaş alır. Bu adam iki buçuk senedir başkan. Bildiğim kadarıyla aileden kalma bir mal varlığı da yok. Bugüne dek aldığı maaşın toplamı diyelim ki 75 bin TL olsun. Hadi iki buçuk senedir ailecek hiçbir şey yemeyip içmeyip bu parayı biriktirdiler diyelim. Bu adam bu kadar parayı nereden buldu, nasıl temin etti?”
Meraklı arkadaşıma şu yanıtı verip konuyu kapadım: “Bilader, neden adamın günahını alıyorsun. Belki Sayısal’dan, belki İddaa’dan, belki de at yarışından kazanmıştır. Yoksa sen bu başkanın deveyi havuduyla götürdüğünü mü düşünüyorsun?”
Alanya TEDAŞ
neyin peşinde!
AKP hükümeti büyük bir projeye imza attı ve seçime iki ay kala Torba Yasa olarak da adlandırılan mali borçlar yasasını devreye soktu. Torba Yasa ile vatandaşın ve şirketlerin devlete olan borçları taksitlendiriliyor. Hem borçlu olduğu için hacizli duruma düşen vatandaşa büyük kolaylık sağlaması hem de Hazine’ye girecek para nedeniyle Torba Yasa toplumun tüm kesimlerinde büyük bir ilgi ve heyecan yarattı. Ancak Alanya’da TEDAŞ’a borcu olan ve Torba Yasa ile bu borçlarını taksitlendiren pek çok vatandaşın ve şirketin evine ve işyerine TEDAŞ Alanya İşletme Müdürlüğü’nce kapama talimatları gelmesi, “Yoksa TEDAŞ’ın Torba Yasa’dan haberi yok mu?” sorusunu gündeme getirdi. Torba Yasa’ya başvuru 31 Mayıs 2011 tarihinde sona eriyor. Yani önümüzde daha neredeyse 1,5 ay var. Buna rağmen duyumlarımıza göre borçlarını taksitlendirmelerine rağmen pek çok vatandaşın ve şirketin elektriğinin kesilmesi, “TEDAŞ seçim arifesinde böyle yaparak vatandaşları ve şirketleri AKP’ye karşı kışkırtmak mı istiyor?” sorularının sorulmasına yol açıyor. Öte yandan elektrik kesme işinden sorumlu birimde çok sayıda MHP sempatizanı olduğu, elektriklerin bilerek kesilip vatandaşta Torba Yasa’dan ötürü AKP’ye karşı oluşan sempatinin önüne geçilmek istendiği de iddialar arasında. Bu gelişmelerden Alanya TEDAŞ İşletme Müdürü İbrahim Şirin’in haberinin olmadığı ise gelen haberler arasında.