Sübyan Koğuşu için ürperten rapor

Muğla E Tipi Cezaevi Sübyan Koğuşu’nda, yaşları 12 ile 15 arasındaki 4 çocuğa işkence yapılıp, cinsel tacizde bulunulduğu iddialarıyla ilgili Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK) tarafından araştırma yapılarak, rapor hazırlandı

RAPOR'DA tüyler ürperten bilgilere yer verilip, "Sık sık yaşanan şiddet olaylarının denetimi için çocuklardan sabah ve akşam sayımlarında elbiselerini sıyırması isteniyor. Çocuklar kendi aralarında boyunlarından tutarak ’bayıltmaca’ adlı bir oyun oynuyor. Ayrıca çocuklarla yetişkinler aynı koğuşa konulabiliyor" denildi.

CHP Muğla Milletvekili ve TBMM Cezaevleri İnceleme Komisyonu üyesi Nurettin Demir’in Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu 4 çocuğa işkence yapıldığına ve cinsel saldırıda bulunulduğuna dair iddiaları ile ilgili önemli gelişme yaşandı. Konuyla ilgili olarak TİHK tarafından bir araştırma yapılarak, rapor hazırlandı. Raporda, yaşça büyük olan çocuklardan birine ’cinsel saldırı’ suçundan beş günlük disiplin cezası verildiği belirtildi. Ancak rapor, cezaevindeki fotoğrafın daha ağır olduğunu ortaya koydu. Rapora göre cezaevinde kapasitenin iki katı tutuklu kalıyor, şiddet olaylarının denetimi için çocuklardan sabah ve akşam sayımlarında tişörtlerini ve pantolonlarını sıyırması isteniyor. Çocuklar kendi aralarında boyunlarından tutarak ’bayıltmaca’ adlı bir oyun oynuyor. Ayrıca çocuklarla yetişkinler aynı koğuşa konuluyor.

Raporda, "Çocukların yetişkinlerden ayrı tutulmasına ilişkin hükümlere rağmen bazı çocukların, kurum iç hizmetlerinde çalışan yetişkin mahpusların kaldığı işçi koğuşunda tutuldukları öğrenilmiştir ki bu durum, çok kısa bir süre devam etmiş olsa dahi kabul edilemez niteliktedir" deniliyor.

Raporun ayrıntıları şöyle:

"Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 400 mahpus kapasitesiyle inşa edildi, daha sonra alınan kararla kapasitesi 728 kişiye çıkarıldı. Kapasite artırımı yapılmasına rağmen ceza infaz kurumunun fiziksel yapısı değişmedi. Cezaevi yetkilileri özellikle çocukların, kadınların, erkeklerin suç türüne, yaşlarına ve benzeri değişkenlere göre cezaevine yerleştirilmesinde güçlükler yaşandığını ifade etti. Kız çocukları için özel bir bölümden söz edilmiyor.

Ziyaret tarihi itibariyle cezaevinde 914 yetişkin erkek, 33 kadın, 7 çocuk mahpus bulunuyordu. Çocukların tamamı tutukluydu. Mevcut çocuk koğuşları haricinde çocuk koğuşu olarak kullanılabilecek başka bir mekan bulunmuyor. Bu nedenle sözlü veya fiili kavga olayları sonrasında, olayın tarafı olan çocuklar birbirinden ayrılarak geçici olarak çocukların tutulduğu diğer koğuşa yerleştiriliyor. Çocuklar arasında kavga yaşanması halinde olaya ilişkin tutanak örneği kurum psikoloğuna gönderiliyor. Çocuklar için sadece iki oda tahsis edilmiş olması nedeniyle kavga eden çocuklar kısa bir süre için dışarı çıkarılıp tekrar aynı odaya konuyor. Şiddet olaylarının tespiti amacıyla sabah ve akşam sayımlarında çocuklardan tişört ve gömleklerin çeneye doğru kaldırılması ve pantolonların dize kadar sıyrılması talimatı verilmek suretiyle kıyafetlerini sıyırmaları isteniyor."

Raporda bununla ilgili olarak, "Böyle bir kontrol mekanizması çocukların mahremiyeti açısından başlı başına tartışılır olmakla birlikte bu yöntemle cinsel saldırı fiillerinin veya vücudun bazı bölgelerindeki fiziksel şiddet emarelerinin tespiti mümkün değildir. Ayrıca, bu yöntemle manevi cebir, henüz fiziksel şiddet aşamasına varmayan baskılar da tespit edilemeyecektir" deniliyor.

’ÇOCUKLAR İÇİN AYRI TESİS KURULMALI’

Çocuklar, aynı koridoru kullanmaları nedeniyle yetişkin mahpuslarla karşılaşıyor ve kısa süreli de olsa iletişime geçebiliyor. Çocuklar için tamamen ayrı bir tesis kurulması veya en azından bu sağlanıncaya kadar çocukların tutuldukları bölümlerin idari ve fiziksel olarak tamamen ayrılması gerekiyor. Cezaevinde sadece iki psikolog ve bir sosyal çalışmacı görev yapıyor. Görüşülen infaz koruma görevlileri çocukların özgürlüğünden yoksun kılınmasına ilişkin ilke ve standartlar hakkında herhangi bir eğitim almadıklarını belirtti.

Rapora göre özellikle çocuk mahkum M. hakkındaki olayın kamuoyuna yansıması üzerine ilk alınan tedbir, çocukların bulunduğu koğuşun daha sık kontrol edilmesi oldu. Raporda, "Oysaki muhtemel şiddet ve cinsel istismar olaylarının, denetim aralığının azaltılması suretiyle önlenmesi olası değildir. Denetim, gözetleme kötü muameleyi ve şiddet olaylarını tamamen engellemeyeceği gibi çocukların bulunduğu koğuşların 24 saat süresince sık sık kontrol edilmesi, ışıkların açık tutulması, geceleri uyandırılmaları rahatsızlıklara ve yeni olaylara sebebiyet verecektir. Denetimin, çocukların rahatsız olmayacağı şekilde yapılmasına riayet edilmelidir" denildi.

Cinsel saldırı iddialarını içeren bu şikayet sonrasında görevliler tarafından tutanak düzenlendi, şikayetçi çocuklar doktora sevk edildi ve odaları değiştirildi. Doktor raporlarına göre ilk çocukta herhangi bir bulguya rastlanmazken, ikinci çocukta ’akut stres bozukluğu’ saptandı ve ruhsal muayenede elde edilen bulguların küçüğün cinsel istismarını destekler nitelikte olduğu görüldü. Bu olaylar sonrasında yaşça büyük olan çocuk hakkında, "Cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve cinsel tacizde bulunmak veya bunlara teşebbüs ve bu tür davranışlara kışkırtmak" bendi uyarınca 5 gün oda hapsi cezası verildi. Ayrıca konuyla ilgili yargılamanın Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sürdürüldüğü belirtildi.

RANZADAN DÜŞMEMİŞ DARP EDİLMİŞ

Bir olayda da çocuk odasının kapısına vurulması üzerine yeteri kadar personelle intikal edildi ve odaya girildiğinde çocuklardan hepsinin ağladığı görüldü. Sorulduğunda çocuklardan birinin ranzadan ranzaya atlamak isterken yere düştüğü ve kafasını beton zemine çarptığı söylendi. Sonradan yapılan araştırmalar neticesinde ise çocuklardan birinin diğerine vurması sonrasında bu olayın meydana geldiği ve gözünün morarmasının darp edilmesinden kaynaklandığı bildirildi.

İŞKENCENİN ADI OYUN

Kötü muamele olaylarına ilişkin önleyici bir mekanizma mevcut değil. Disiplin dosyalarındaki beyanlardan, çocuklarla yapılan görüşmelerden, ayağa parfüm sıkarak veya kağıt sarmak suretiyle yakma eyleminin bir ’şaka’ olarak görüldüğü, çocukların, birbirlerinin boynundan tutarak ’bayıltmaca’ denilen bir oyun oynadıkları, sık sık kavga yaşandığı yönünde güçlü bir kanaat hasıl oldu. Ayrıca, cinsel saldırı iddialarına ilişkin sürmekte olan bir yargılama bulunduğu bilgisi alındığı gibi çocuklar tarafından da benzer iddialar dile getirildi. Zorla çalıştırma konusunda cezaevi idaresinin yeterli denetiminin bulunmadığı ve bu konuda çocuklar arasında kavgalar yaşandığı bilgisi mevcut. Çocukların geçici olarak yetişkin mahpusların bulunduğu işçi koğuşuna konulmaları idare ve gözlem kurulu kararıyla sabit.

Raporda, "Çocuklar hakkında müşahadeye alma, tecrit etme gibi cezaların kesin olarak yasaklanması gerekirken ceza olarak kullanılan bir uygulamanın şiddet olaylarını önlemek amacıyla tedbir olarak tatbik edilmesi çocuklar hakkındaki uluslararası ilke ve standartlarla tam bir çelişki içerisindedir. Çocukların, yetişkinlerden ayrı tutulmasına ilişkin hükümlere rağmen bazı çocukların, kurum iç hizmetlerinde çalışan yetişkin mahpusların kaldığı işçi koğuşunda tutuldukları öğrenilmiştir ki bu durum, çok kısa bir süre devam etmiş olsa dahi kabul edilemez niteliktedir" denildi.

NELER YAŞANMIŞTI?

Marmaris İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi M.U. ve üç arkadaşı, iddiaya göre ilçede bir hırsızlık olayına karıştı. Gözaltına alınan 4 çocuk, tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Sübyan Koğuşu’na yerleştirilen çocuklar, 53 gün burada kaldı. İddiaya göre bu 4 çocuğa, aynı koğuşta kalan 17 yaşındaki diğer çocuklar tarafından işkence yapılıp, tecavüz edildi. Çocukların vücutlarında sigara söndürüldüğü, ayaklarına gazete bağlanıp ateşe verildiği öne sürüldü. Cezaevine ziyarete giden baba H.U., vücudundaki izleri görünce oğlunun hastaneye götürülmesini sağladı. Marmaris Devlet Hastanesi’ndeki doktorlar, M.U.’ya cinsel istismarda bulunulup, işkence yapıldığına dair ön rapor tutup, durumu polise bildirdi. Marmaris Cumhuriyet Savcılığı, konuyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma dosyasının gönderildiği Muğla Cumhuriyet Savcılığı, çocuğu Muğla Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. Adli Tıp raporu ’gizli’ ibaresiyle savcılığa gönderildi. Tacizde bulunduğu ileri sürülen 17 yaşındaki mahkum R.T., başka bir cezaevine gönderildi. R.T. hakkında taciz soruşturması da açıldı.

Bu arada taciz olayı kendisine anlatıldığı halde görevini yapmadığı saptanan infaz koruma memurunun kimliği de, mağdur çocukların savcılık gözetimindeki, fotoğraflı teşhisinden belirlendi. O görevliyle ilgili de yine savcılık inceleme başlattı.

15 Ara 2015 - 15:39 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber