‘Norveçliler yeteri kadar balık yemiyor’

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de balık tüketimi oranı, Avrupa'nın sadece üçte biri kadar. Somon ihracatında dünyanın en önemli ülkelerinden biri olan Norveç'te bile yeteri kadar balık tüketilmediğini belirten Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijarvi Heggen, devlet kurumları başta olmak üzere birçok otoritenin tüketimin artırılması için projeler ürettiğini söyledi. Peki Norveç balık tüketimini artırmak için neler yapıyor, yani biz neler yapmıyoruz?

SAĞLIKLI bir beslenmede, balık hangi oranda tüketilmeli?
Lisa Kolden Midtbø: Haftada en az 2-3 kere balık yenmesi öneriliyor. 200 gramı yağlı balık olmak üzere, haftalık toplamda 350-400 gram balık tüketmek gerekiyor.

‘YETERİ KADAR BALIK TÜKETMİYORUZ’

Norveç’te balık tüketimini desteklemek açısından nasıl çalışmalar yapılıyor?
Maria Kivijarvi Heggen: Deniz ürünleri ülkesi olarak anılsak da bizim de deniz ürünleri tüketimini artırmamız gerek. Türkiye’den daha fazla balık yiyoruz; Türkiye’de kişi başı balık tüketimi yılda 7 kg. iken Norveç’te 17 kg. Ancak yine de yeteri kadar tüketmediğimizi söyleyebilirim. Özellikle son birkaç yılda gençlerde balık tüketimi oranının düştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye gibi biz de balık tüketimini artırmalıyız. Hükümet yetkililerinin ve üreticilerin bu jenerasyona daha çok balık yedirmek için çalışmalar yapması gerektiğini biliyoruz. Bu nedenle birçok proje üretiyoruz. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ticaret ve Balıkçılık Bakanlığı ve Norveç Deniz Ürünleri Konseyi tarafından bir proje başlattık. Anaokullarında çocukların deniz ürünleri ile tanışmalarını hedefliyoruz. Öğretmenleri eğitiyoruz. Çocukların daha o yaşta somona dokunmalarını ve onunla yemek yapmalarını sağlıyoruz.

NİFES gibi bağımsız bir araştırma enstitüsüne sahip olmamız bizim için çok büyük şans. Onlar balıklardaki bütün besin değerlerini araştırıyorlar ve neden farklı balık türlerinin tüketilmesi gerektiğini bize gösteriyorlar. Herkes enstitünün sitesinden hangi balık hangi besin değerlerine sahip öğrenebiliyor.

BALIK ALZHEİMER’I ÖNLÜYOR MU?

Balığın kanser, Alzheimer gibi önemli sağlık sorunları konusunda önleyici etkiye sahip olduğu belirtiliyor. Siz neler söylersiniz bu konuda?
Lisa Kolden Midtbø: Balık tüketiminin bu hastalıklara etkisi ile ilgili birçok araştırma var ancak bunlar kesinleşmiş sonuçlara sahip değil. Bu konuda bir çok araştırma yapılıyor, biz de yapıyoruz. Sağlık üzerindeki olumlu etkileri konusunda güçlü olasılıklar var ancak tedavi edici ya da önleyici olması konusunda yeterli ve kesin sonuçlu bir araştırma yok.

Peki balık mı, balık yağı mı?
Lisa Kolden Midtbø: Balık yediğinizde, beslenme sisteminizde diğer et türleri dışında bir et yemiş oluyorsunuz. Dolayısıyla omega 3 ve omega 6 arasında bir denge sağlanmış oluyor. Eğer sadece balık yağı alırsanız o denge sağlanamıyor. Yani balık yemek, balık yağı almaktan çok daha faydalı. Aynı zamanda balık yiyerek protein gibi diğer farklı besin değelerini de almış oluyorsunuz.

Deniz ürünleri tüketiminde belli bir limit olmalı mı?
Lisa Kolden Midtbø: Bütün gıdalarda olduğu gibi balık tüketiminde de bir oran olmalı. Yediğimiz tüm gıdalarda bazı kirleticiler var. Bu nedenle tek bir gıdayı aşırı tüketmek zararlı olur. Her zaman değişik gıda türlerini tüketmek daha faydalı.

TÜRKİYE’DE BALIK TÜKETİMİ NASIL ARTIRILABİLİR?

Türkiye’deki balık türleri hakkında neler söylersiniz?
Maria Kivijarvi Heggen: Buraya geldiğimde yerli balıklardan yiyorum. Sizin mutfağınızı seviyorum. Bilimsel anlamda bir bilgi veremem açıkçası. Türkiye’ye uskumru ve somon gibi yağlı balıklar ihraç ediyoruz ama bunların yanında mutlaka diğer yerli balıklar da tüketilmeli. Bana kalırsa sizde de NİFES gibi araştırma enstitüsü olmalı. Denizlerinizdeki balık çeşitliliğini bilimsel olarak araştırıp, insanlara farklı balık türlerinin besin değerleri konusunda bilgilendirmeler yapmalısınız. Bu gibi çalışmalar balık tüketimini artırmada yardımcı olacak veriler sunar.

‘SOMONU ÇOK PİŞİRİYORSUNUZ’

Gözlemlerinize göre sizce balığı doğru mu pişiriyoruz?
Maria Kivijarvi Heggen: 130 ülkeye ihracat yaptığımız için birçok ülkenin somon ya da diğer balıkları pişirme tekniklerini araştırıyoruz. Türkiye’ye bu konuda küçük bir eleştiri yapabilirim: Somonu çok fazla pişiriyorsunuz ve bu şekilde etini kurutuyorsunuz. Çok yüksek derecede pişirdiğinizde hem somondaki yağ kapsüllerini kırmış oluyorsunuz hem de tadını bozuyorsunuz. Somonu rengi biraz kırmızı kalacak şekilde daha az pişirebilirsiniz.

Sağlıklı deniz ürünleri üretmek, temiz bir deniz gerektirir. Siz bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz?
Maria Kivijarvi Heggen: Somon üreticiliği Norveç hükümeti ve otoriteleri tarafından denetleniyor ve bu denetlemeler sonucu üreticilere lisans veriliyor. Konu ile ilgili birçok birim birlikte çalışıyor; Sağlık Bakanlığı ve bu bakanlıkların da altında yer alan deniz ürünleri güvenliği komitesi gibi… Mesela bu otorite ihraç edilen bağlıkların sağlığını kontrol ediyor. Binlerce somon örnekleri toplanıp NİFES’e gönderiliyor ve test ediliyor. Bu, işin gıda olarak deniz ürünlerinin sağlıklı olması ile ilgili. Bir de çevre koruması ile ilgili kısım var. Balıkçılık Bakanlığı’nın altında balıkçılık direktörlüğü birimi de bu amaç için çalışıyor. Somon çiftliğinin nereye yapılabileceği belirleniyor. Bu çiftliklerin özellikleri ile ilgili kesin kurallarımız var. Çevresel etkiye sebep olacak her şey gözetleniyor ve çiftliklerin yerleri buna göre belirleniyor. Dolayısıyla çiftlik balıkçılığının çevresel etkileri öncesinde, sırasında ve sonrasında test ediliyor. Sonuçlarda negatif bir etki tespit edilirse büyük cezalar veriliyor. Amacımız başka balık türlerini, vahşi somon türünü ve denizdeki diğer çeşitliliği korumak.

Lisa Kolden Midtbø: Sadece deniz kirliliği konusunda değil çevreye saygı anlamında da, çiftlik somonunun beslendiği yemi de araştırıyoruz. Yemin içinde diğer balık türlerini daha az nasıl kullanabileceğimize dair çalışmalar yürütüyoruz. Bu sürdürülebilir balıkçılık için de çok önemli.

Norveç Ulusal Beslenme ve Deniz Ürünleri Araştırmaları Enstitüsü (NIFES) Gıda Güvenliği ve Beslenme Bölümü Uzmanı Lisa Kolden Midtbø ve Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijarvi Heggen’in sunumlarındaki diğer önemli noktalar ise şöyle:

*Dünyamızın %70'i denizlerden oluşmasına karşın besin tedariğinin sadece %2'si denizlerden karşılanıyor. Birleşmiş Milletler Tarım  ve Gıda Örgütü'ne (FAO) göre mevcut nüfus artışı hızı göz önüne alındığında yakın gelecekte daha fazla akuakültür ürününe ihtiyacımız olacak. Norveç, dünya genelinde insanların sağlıklı ve lezzetli deniz ürünleri tüketmesi için sürdürülebilir akuakültür odaklı önemli çalışmalar yürütüyor. Bu konuda çok titiz düzenlemelere bağlıyız. Bu nedenle örneğin Norveç somonunda veya diğer deniz ürünlerinde GDO'lu yemler ve antibiyotik kullanılmıyor. Ağır metaller ve diğer kalıntılar konusunda sürekli analizler yapılıyor ve bir kalıntıya rastlanmıyor. Dünyaya son derece güvenli deniz ürünleri sunuyoruz

* Balıklar, Norveç’ten gelene kadar asıl taze kalıyor? Somon sudan çıkınca 3 ya da 4 gün sonra İstanbul’a geliyor. Eğer paketlemedeki soğuk zinciri kırmazsanız, balık 2 hafta taze kalabiliyor. Çiftlik olduğu için yıl boyunca düzenli tedarik ediliyor.

* Türkiye’de muazzam bir yemek kültürü var ama deniz ürünleri tüketimi artırılmalı. Yerli balık tüketin

*Çiftlik balıklarında antibiyotik var mı? Etkili bir aşı uygulamamız var. 2014’te birçok örnek inceledik ve çiftlik ürünlerine hiç antibiyotiğe rastlamadık. Diğer bileşikler açısından da AB standartlarının altındayız. Civa, arsenik metalleri de azami düzeyin altında. Pestisit analizimiz de temiz çıktı.

*Yem muhteviyatı olarak bitkisel yağlar kullanıyoruz. Peki bu yemlerle, balık yüzen bir sebzeye mi dönüşüyor? Ölçülerimize göre balıklarımızdaki Omega 3 düzeyi hala yüksek. Bir porsiyon çiftlik balığı yeteri kadar EPA ve DHA sağlıyor.

*Avrupa’da iyot eksikliği var. Bu açıdan yağsız balıklardan mezgit iyi bir kaynak. Omega 3 ve D vitamini, protein, selenyum, iyot açısından balık önemli bir kaynaktır.

*Deniz ürünleri kalp rahatsızlıklarını önlüyor. Ama zihin hastalıkları, diyabet, kanser gibi hastalıklara etkisi açısından hala araştırılıyor. Biz gebeler ve çocuklar üzerinde araştırmalar yapıyoruz. Omega 3 yüksekse doğum sonrası depresyon olasılığı azaltıyor. Ayrıca çocuklara yüksek problem çözme becerisi kazandırıyor.

*Her 4 gebeden birinde ciddi iyot eksikliği var. Hem Norveç hem de Türkiye’de bu soruna rastlıyoruz. Gebelik esnasındaki iyot seviyesi, bebeğim iletişim becerilerini, bilişsel gelişimini etkiliyor. İyot oranını artırmak için ise yağsız balık tüketmek gerekiyor.

*Pişirme teknikleri besleyici değerini etkiliyor mu? Pişirme teknikleri üzerine daha fazla araştırılmalı. Çiğ tüketiliyorsa hijyenik olmalı. Türkiye’de böyle bir gelenler yok. Çiğ balıktaki tehlike yaban balıklardaki parazitlerdir. Çiftlik balıklarında bu parazitler yok. Norveç somonu öncesinden dondurmadan çiğ tükenebilecek tek balık.

24 Eyl 2017 - 15:18 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber