Öğretmen(ler)e mektup…

SEVGİLİ

öğretmenim,

Öğretimin, eğitimin önüne geçtiği böyle bir düzende, işiniz çok zor biliyorum.

Dahası; ulusal eğitim politikalarıyla, çıkarları gereği, yazboz tahtası gibi sürekli oynayan seviyesiz siyasetçi bozuntularının egemen olduğu böyle bir toplumda görev yapmak hiç de kolay değil. Bunu da biliyorum.

Ama sizler öğretmensiniz, sizler öğreten, sizler yetiştirenlersiniz…

Sizler geleceğimizi şekillendirenlersiniz.

İnsanı yoğuran, şekle şemaile sokanlarsınız

Sizin mesleğinizi kutsal kılan da bu işte.

Bugüne değin özverili çalışmalarınızı hep gıptayla izledim.

Ama açık konuşmak, açıkça ifade etmek gerekiyorsa, bu özveriniz yeterli olmuyor.

Daha, daha, dahası gerekiyor.

… …

Tamam, çocuklarımızın, “tüm insanların, dürüst ve adil olmadığını” bilmesi ve öğrenmesi gerekir.

Ve evet, bunu siz öğreteceksiniz onlara.

Ama bundan ya da bunlardan önce şunu da öğretin onlara; ”Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık bu topluma kendini adamış insanlar, lider(ler) de vardır.”

Yani?

Yani, her düşmana karşı, bir dost olduğunu da öğretin onlara.

Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirseniz; kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu da öğretin.

Dahası, “kaybetmeyi öğrenmesini” öğretin onlara ve “kazanmaktan neşe duymayı”…

Kıskançlıktan uzaklaştırın onları.

Eğer yapabilirseniz; sessiz kahkahaların gizemini, erdemini öğretin onlara.

Bırakın erken öğrensinler, zorbaların görünüşte galip olduklarını.

Eğer yapabilirseniz, kitapların mucizelerini öğretin onlara.

Fakat gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçlardaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği sessiz zamanları da tanıyın onlara.

Okulda hata yapmanın, hilekârlıktan daha onurlu olduğunu öğretin onlara.

Herkesin, onlara yanlış olduğunu söylediğinde dahi; kendi fikirlerine inanmasını öğretin.

Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğretin.

Herkesin koyun süresi misali birilerine takılmış bir vaziyette, akıbeti meçhul yollara giderken, o kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalışın onlara.

“Tüm insanları dinlemesini”

öğretin; fakat tüm dinlediklerini, gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğretin onlara.

Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğretin.

Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini ve aşırı ilgiye dikkat etmesini öğretin onlara.

Onlara, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğretin.

Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğretin ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa; o haksızlığın karşısında, dimdik dikilip, savaşmasını öğretin.

Onlara nazik davranın ama kucaklamayın. Çünkü ateş, ancak çeliği saflaştırır.

Bırakın sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsunlar.

Bırakın cesur olacak kadar da sabırları olsun.

Onlara, kendisine karşı her zaman derin bir inanç taşımasını öğretin. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaklardır.

Onlar, bütün bunları tam olarak alacak; aldıklarını sindirip, özümseyecek kıvamdalar.

Gerisi sizin gayretlerinize kalmıştır.

Yazarın Notu

: Yukarıdaki yazı, Amerika Birleşik Devletleri 16. Başkanı ABRAHAM LİNCOLN'ün, oğlunun öğretmenine yazdığı mektuptan alıntıdır. Yazıyı daha anlaşılır kılmak için ufak çapta düzenlemeler yaptım ve yazıdaki tekil olan özneleri çoğullaştırarak, genelleştirmek istedim.

Yeni EĞİTİM DÖNEMİNİN hayırlı olması dileğiyle; öğretmenliği yüreğinde yaşayan, bu mesleği içinden gelerek yapan tüm öğretmenlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İsmail Haboğlu - Mesaj Gönder



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber