Ne kadar demokrasi o kadar özgürlük

DEMOKRASİ

denilince ilk akla gelen; kuralları hiç değişmeyen ve tüm dünyada uygulaması aynı olan bir yönetim biçimi gibi düşünülür.

Demokrasi; siyasal denetimin düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı bir yönetim biçimidir.
Demokrasi; günümüzde sadece devlet yönetiminde değil, üniversite, vakıf, dernek, işveren kurumlarında ve daha birçok sivil toplum kuruluşlarında uygulanabilen bir yönetim anlayışıdır.
Halk; “falan ülkede demokrasi anlayışı şöyle de; bizim ülkede neden böyle” gibi serzenişte bulunabilir.
Burada vatandaş elbette haklıdır.
Zira; en mükemmel yaratık olan insan en iyi şeylere layıktır ve öyle de olmalıdır.
Demokrasinin mükemmelliği o ülke halkının eğitim, kültür ve buna paralel olarak ekonomik doymuşluğu ile doğru orantılıdır.
Ancak, unutulmaması gereken bir nokta daha var ki; demokrasi sınırsız özgürlüklerin olduğu bir sistem de değildir.
Demokrasi; halkın faal olarak yönetim ve denetime katılması ile kimi zaman granit kadar sert, kimi zaman da en hoşgörülü bir yönetim biçimidir.
Ayrıca çok zarif olması nedeni ile de çoğu zaman kırılgandır.
Besin kaynağı ise; önce insan odaklı, eğitim, kültür, ekonomik doymuşluk, sevgi, saygı ve hoşgörüdür.
Eğer ki; “halk, çok fazla beceri kazanmasın, eğitimi kendisine yetecek kadar öğrensin, ne kadar kazanabiliyorsa o kadar ekonomik özgürlüğü ve bağımsızlığı olsun, yönetenlerini her seçenekte haklı bulup destekleme alışkanlığından sapmasın” deniliyorsa ve halka hesap vermekten kaçınıyor veya denetlenmeyi reddediyorsa, burada demokrasinin varlığından söz etmek elbette ki mümkün değildir.
Toplumu etkileyen ve yönlendiren kişiler, merkezler, sektörler ve aklınıza gelebilecek dini, iktisadi ve ticari diğer etken guruplar; yönetilen halka ne kadar demokrasi öngörüyor ise, yönetenler de mevcut durumu kabul etmek mecburiyetinde kalırlar.
Bu makus talihi kırmak; tamamen toplumun isteğine ve gayretine bağlıdır. Bunun için halkın demokrasiyi iyi algılayarak, belli bir amaç doğrultusunda örgütlenmesi gerekmektedir.
Yani bir nevi toplum kendini, dünyada kabul görmüş insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde bilgilendirerek birlikte hareket etmeleri noktasına taşıması ile mümkündür.
Hakim güçlerin söz sahibi olduğu bir ülkede; demokrasinin kendi halinde gelişmesini beklemek, gerçeklerle örtüşmeyen bir hayal unsurudur.
Ne zaman ki halk, hakim güçlerin en az bir adım önüne geçerse, işte o zaman daha fazla demokrasinin kanalları açılmış olur. Bir başka deyişle; daha geniş hak ve özgürlüklerin kapıları aralanmış, daha adil paylaşım gerçekleşmiş olur.
Saygılarımla.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cemal Şencan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber