Lidere itaat

BİR

siyasi yapıda, lidere itaat etmek, doğru mu, yanlış mı?

Nereden baktığınıza bağlı.
Parti içi hiyerarşiye dayalı disiplin olayından olaya yaklaştığınızda, lider parti organlarında alınan kararın uygulayıcısı olduğundan, lidere itaat etmek gerekir.
Parti içi demokrasi anlayışı da bunu gerektirir.
Parti içi demokrasi diye diye, partinin aldığı her karara ve de lidere karşı çıkıp eleştirmeye kalkıldığında, parti bütünlüğü ortadan kalkar, kaos doğar.
Tabii ki.
Lider belli bir keyfilik içinde saçma sapan uygulamalar içine giriyorsa ona itaat etmeyip eleştirmek kadar doğal bir şey olamaz.
Lidere itaat edilip edilmemesi konusunda kısaca ve de yüzeysel bir değerlendirme yaptıktan sonra, şimdi bizdeki siyaset anlayışına şöyle bir göz gezdirelim.
Önce.
En köklü parti CHP'den başlayalım.
CHP, demokrasi ve parti içi demokrasi konusunda çok hassas görünse de, hala 6 temel ilkenin içine “Demokrasi” konabilmiş değil.
Ama, koltuk kavgasına dayalı liderlik yarışına gelince, parti içi demokrasiden söz ederek şakıma konusunda, CHP'li siyasetçiler kadar başarılı kimse yok!
Tabii ki bu durumda, her dönemde, parti içi hizipleşme ve kutuplaşma yüzünden, seçimlere dönük çalışmalar hep hüsranla sonuçlanıyor.
Geçmişi şöyle bir hatırlarsak.
Rahmetli İsmet İnönü, rahmetli Bülent Ecevit yarışı.
Sonra.
Rahmetli Ecevit, Deniz Baykal yarışı.
Daha sonra rahmetli Erdal İnönü, Deniz Baykal olağanüstü kongreler dönemi.
Şimdi de, Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin koltuk kavgasıyla karşı karşıyayız.
Bana göre.
Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce yarışının oldukça renkli geçeceği kesin.
Bu yarışın favorisi İnce gibi.
Amma ve lakin.
Kılıçdaroğlu ipi bu sefer de göğüslerse.
Helal olsun demek gerekir.
Gelelim MHP’ye.
Sağlam ilkelerle yola çıkmış MHP ve Ülkücü hareketin, ideolojisine dayalı öğretilerinde ve temel ilkelerindeki lider anlayışı şöyle.
- DEVAM EDECEK -