Yoğun bir kimliksizleştirmenin yaşandığı memleketimizde, Türk kimliği, Türklük bilinci bilinçli bir şekilde baskı altına alınıyor. Kendi tarihine ve toplumuna yabancılaşan kalabalıklar haline getirildik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunun yüzüncü yılını kutladığımız ve yeni bir yüzyıla hazırlandığımız şu günlerde kimliğe sahip çıkmak ve bunun için de tarih öğrenmenin önemi çok büyüktür.
Tarih öğrenmenin önemini Atatürk şöyle anlatıyordu: "Türklerin güç ve yeteneğinin tarihte gerçekleştirdiği başarılar ortaya çıktıkça, Türk çocukları, gereken atılım kaynağını bu tarih içinde bulacaklardır. Türk çocukları bu tarihte büyük başarılar görecek, bağımsızlık mücadelesini kazanacak ve harikalar yaratan bu adamlarla aynı soydan olduklarını öğrenerek, sahip oldukları yeteneklerle hiç kimseye boyun eğmeyeceklerdir."
İnsanlık tarihi boyunca Türkler, hem kendilerini hem de ilişki kurdukları milletleri etkilediler ve değiştirdiler. Tarihin her döneminde var oldular ve tarihin akışına yön verdiler. XX. yüzyılın tarihine en büyük mühür Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından vurulmuştur.
Türk Milletine umut ve ilham veren Atatürk, Batı'nın üç yüz yılda yaptığı aydınlanma ve sanayileşmeyi kısacık bir döneme sığdırdı. Üstelik bu aşamaları kan ile değil, uzlaşma ile sulh ile yaptı. Atatürk, Türk İstiklal Savaşı sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Modern Türkiye'nin mimarı olarak tarihte yerini aldı.
Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşını gerçekleştiren Atatürk, Batı sömürüsü altında yaşayan mazlum milletlere örnek olmuştur. Atatürk Türk Milleti ile birlikte giriştiği mücadelenin yalnız Türk Milleti için değil “bütün mazlum milletlerin” davası olduğunu şu sözleriyle belirtiyordu: "Türkiye'nin bugünkü mücadelesi, yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye, büyük ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlerin, bütün doğunun davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan doğu milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir."
Atatürk, ilk kez batılı emperyalistlerin mağlûp edilebileceğini mazlum milletlere göstermiştir. Afrika, Ortadoğu, Asya'da Batı emperyalizmin sömürgesi olan milletler bağımsızlık için mücadele başlattılar. Konu ile Arnold J. Toynbee şöyle diyordu: "Atatürk bir öncüydü. 1920’den sonra Atatürk’ün Türk ulusu ile başardıkları, öbür ülkelerin, uluslarına yardımcı olmak isteyen önderleri tarafından örnek alınmıştır."
Hindistan Lideri Nehru’ “Kemal Paşa benim kahramanımdı” sözüyle bu konuda duygularını dile getirirken, Pakistan’ın kurucusu Muhamed Alli Cinnah, “Türk Kurtuluş Hareketinin lideri Mustafa Kemal Atatürk bütün dünya için bir örnektir." diyordu. Tunus Devlet Başkanı Habib Burgiba, Afgan Kralı Amanullah Han Atatürk’ün yaptığı mücadelenin etkisine kapılan liderlerdendir. Fransızlara karşı mücadele veren Cezayirlilerin ilham kaynağı kalpaklı resmi ile Atatürk olmuştur.
Fransız hukukçu Prof. Dr. Maurice Duverger, “Mustafa Kemal’in eseri II. Dünya Savaşına kadar Türkiye çapında değerlendirilmiştir. Eski bir ülkenin çağdaş bir ulus haline gelmesi için harcanan çabayı beğenmeyen yoktur. Söz konusu eser 1945’ten bu yana bir örnek değeri kazandı. Kemalizm, Türkiye tarihinin bir sayfası olmaktan çıkıp siyasal bir sisteme önderlik etmeye başladı. Çünkü yeryüzünde henüz Moskova ya da Pekin etkisine girmemiş olan üçüncü çeşit devletlere bu sistem yol göstermektedir. Bu sistem yarı gelişmiş uluslar için Marksizm’in karşısına dikilen ikinci bir seçenektir.” diyor.
Yoktan, sıfırdan bir ülke yaratan Atatürk için Rus Türkolog Prof. Dr. Mihail Meyer, "yeryüzünde bütün zamanların ve gelmiş geçmiş bütün halkların çıkardığı on liderden biridir" ifadesini kullanmıştır.
Türk Milletinin yok olma durumunda iken mesuliyeti üzerine alan Atatürk, on dokuz yıl (1919-1938) boyunca önce milletin hayatını kurtarma sonra da o milleti (Türk Milletini) medeniyetin bir parçası yapma yolunda mücadele verdi. Amerikan Elçisi General C.H. Sherrill, şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “… Bugün hiçbir yerde, kendisinden üstün devlet adamı bulunmayan Mustafa Kemal kadar büyük, liyâkatlı bir şahsı Türkler nadiren yetiştirmişlerdir. Dünyayı kendine hayran bırakan bu Türk, Türklerin göğsünü Türk olduklarından, tarihlerinden ve dillerinden dolayı bir daha kabartmış ve Türkiye’nin geleceği için geçmiş yüzyılların toplayamadığından daha fazla bir kudret toplamıştır."
Türkiye'nin yeniden canlanmasının hikayesini hayata geçiren Atatürk'e, 20 Haziran 1935 tarihinde Amerikalı gazeteci Gladys Baker'in mutlu olup olmadığını sorması üzerine, Atatürk: "Mutluyum çünkü başardım" demiştir.
19 Mayıs 1881-10 Kasım 1938. Atatürk'ün hayatı ilkbaharda başladı ve sonbaharda sona erdi. Devlet adamlarının en cesur, en özgün, en insan ve en bilgesine rahmet, minnet ve saygıyla...
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.