'Siyasete gir' çağrıları cenazede baskıya dönüştü

İŞTE, 14 yıl önce Mehmet Ali Dim'in kaleme aldığı o yazı dizisinin ilki: 
7 Eylül 1991 Cumartesi günü Arif Ahmet Denizolgun'un hayatı boyunca unutamayacağı bir gündü. O günün en önemli ve acı olayı sevgili babası Kamil Denizolgun'un cenazesinin toprağa verilişiydi. Baba Denizolgun'un uzun süren kanser tadavisi sonuç vermemiş, en son tedavi için umutla gittiği Almanya'dan vefat haberi gelmişti. 
Karacaahmet Mezarlığı'ndaki cenaze töreninde kimler yoktu ki...
Türkiye'nin tartışmasız en büyük cemaatini oluşturan Süleyman Efendi'nin damadıydı vefat eden kişi... Bu cemaat sonraları Süleyman Efendi'nin adıyla yani Süleymancılar Tarikatı olarak anılacaktı. O zamanki liderleri Kemal Kaçar'ın da bacanağıydı aynı zamanda merhum...
Kemal Kaçar da oradaydı...
Devletin ve kabinenin ileri gelenleri de hazır bulunmuştu cenazede...
Üstelik 20 Ekim 1991 tarihinde erken seçim kararı alınmıştı. Partiler harıl harıl aday listelerini hazırlıyorlardı. Siyasi kulisler cenazede de durmadan devam ediyordu. 
Bir köşede üzgün ve buruk bir yüz ifadesiyle duran uzun boylu, yakışıklı ve efendi görünüşüyle dikkat çeken kişi Kamil Denizolgun'un oğullarından Arif Ahmet Denizolgun'du. Herkesin gıyaben çok iyi tanıdığı bu delikanlı, yurt dışında okumuş, çalışmış ve hatta yüksek lisans yapmış, merhum babası ve anneleri tarafından adeta üzerine titrenerek yetiştirilmişti. Artık yaşlanan ve siyasetten elini eteğini çeken Kemal Kaçar'ın varisi olarak gösterenler çoğunluktaydı O'nu...
O sırada cenaze töreninin bir köşesinde Alanya'dan gelen grup dikkati çekiyordu. O grubun içinde Halis Ertunç ve Hüseyin Müderrisoğlu gibi o zamanki ANAP Alanya İlçe Teşkilatı'nın yetkili isimleri de vardı. Bu grubun kendi aralarında fısıldaşmaları hep siyaset ve ANAP'ın muhtemel Alanya adayı üzerineydi. İçlerinden birisi, "Alanya için aday arayacağımıza neden Arif Ahmet Denizolgun'u ikna etmiyoruz" diye bir soru attı ortaya...
Önceleri teklif götürmüşler ancak kabul ettirememişlerdi. Her defasında bir gerekçe ortaya koymuş, en sonunda da babasının rahatsızlığını ileri sürmüştü. Artık baba rahmetli olmuş, bu gerekçe de ortadan kalkmıştı.
Arif Ahmet Denizolgun'la konuşmak için akşam taziye saatinden sonrayı beklediler. Tekliflerini yinelediler ve "Alanya sizi kucaklamaya hazırdır" dediler. O sadece "Bakarız" demekle yetindi. Bu bir gelişmeydi aslında...
Önceleri "Hayır" diyerek kestirip atıyordu. Alanya ekibi umutla dönerken, Alanya'ya da "Ahmet Bey geliyor" haberlerini yaydılar. ANAP'ın Antalya genelinde teşkilatları görevden alınmıştı o sırada... Yıldırım Akbulut'u deviren Mesut Yılmaz'ın genel başkanlığa gelişiyle birlikte taşlar yerinden oynamıştı. İlçe Başkanı Hüseyin Müderrisoğlu, kendisine yeniden görev verilmesini bekliyordu.
Nitekim öyle de oldu.
Alanya'dan milletvekili adayı olarak Macit Güvenir ve Halit İnce vardı yalnızca...
Arif Ahmet Denizolgun'un bir an önce adaylık başvurusunu yapması isteniyor ve bekleniyordu.
Hatta, Alanya'ya gelmeden önce adaylık başvurusunu yapması için telkinde bulunuluyor ve son gün olan 13 Eylül tarihine dikkat çekiliyordu. 
1991 seçimlerinde Antalya iki seçim çevresine ayrılmıştı. Alanya, ikinci seçim çevresinde yer alıyor ve 3 milletvekili çıkarıyordu.
Üstelik tercih sistemi de vardı.
Arif Ahmet Denizolgun, 13 Eylül günü ANAP'a adaylık başvurusunu yaparak siyasete ilk adımını atmış oldu. Artık, ANAP'ın aday adayıydı.
Alanya'daki diğer aday adaylarından Macit Güvenir, Denizolgun'un adaylığına şiddetle karşı çıkıyor ve "İthal adaya ihtiyacımız yok" diye demeçler veriyordu.
Denizolgun ise aday sıfatıyla ilk defa 16 Eylül günü Alanya'ya gelerek ilçe teşkilatına yaptığı ziyarette, "Ben ithal değil, gerçek Alanyalıyım. Alanya'nın sorunlarını da bana ithal diyenlerden daha iyi biliyorum" diyecekti.      
- DEVAM EDECEK -