Denizci subaydan FETÖ itirafı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli 21'i asker, 3'ü sivil 24 kişi hakkında açtığı davanın iddianamesinde, sanıklarından eski Binbaşı Murat Baykal'ın, "Burak, beni yaklaşık 1,5 saat mesafedeki Pensilvanya'daki Fetullah Gülen'in çiftliğine götürdü. Hafta sonunu Pensilvanya'da geçirdik. Orada 2 gece kaldık. 2012 yılı Kasım ya da Aralık ayıydı. Fetullah Gülen'in hasta olduğu söylendi. Onunla görüştürülmedik. Diğer kişilerin verdikleri dersleri dinledik." ifadesine yer verildi

DENİZ Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığında binbaşı rütbesiyle  görevli NATO subayı Murat Baykal, iddianamede yer alan ifadesinde, Ankara  Yenimahalle Yunus Emre Ortaokulunda 3. sınıf öğrencisiyken Ağustos 1990'da  Basınevleri semtine taşındıklarını, buradaki evlerinin yakınlarında bir öğrenci  evi bulunduğunu, ders çalışmak için bu eve gidip gelmeye başladığını anlattı.
 
Kuleli Askeri Lisesinin 1991'deki sınav sorularının örgüt tarafından  alındığını söyleyen Baykal, "Sınava yakın bir dönemde bu öğrenci evinde bana  200'e yakın soru verildi. Sınava girdiğimde sorulan soruların yaklaşık 80'inin bu  sorulardan olduğunu gördüm. Bana bu sınavın sorularını gittiğim evin abisi olan  ODTÜ öğrencisi olduğunu hatırladığım Serdar veya Ekrem isimli kişi vermişti.  Hatırladığım kadarıyla bu kişinin gerçek ismi Ekrem, kod adı ise Serdar'dı. İki  ismini de kullanıyordu." dedi.
 
Kuleli Askeri Lisesi sınavlarının hem yazılısını hem de mülakatını  kazandığını anlatan Baykal, sağlık nedeniyle elendiğini belirterek, şöyle devam  etti:
 
"Aynı yıl Deniz Askeri Lisesi sınavlarına da girdim. Bu sınavın  soruları örgüt tarafından temin edilmemişti. Zor bir sınavdı. 1990 yılı Deniz  Askeri Lisesi sınavının sorularının sızdığı belirlendiğinden 1991 yılındaki  sınavda önlem alınmış ve sorular sızmamıştı. Ben Deniz Askeri Lisesi sınavını  soruları almaksızın kendi hakkımla kazandım. Bu sınavda herhangi bir kopya olayı  olduğunu sanmıyorum.
 
1991 Eylül ayında İstanbul'a giderek Deniz Askeri Lisesinde öğrenim  görmeye başladım. Yatılı olarak okuyordum. 1991 Eylül ayından 1992 Şubat ayındaki  ara tatile kadar geçen sürede Serdar isimli şahıs İstanbul'a geldi. Onunla  Kadıköy İskelesi'nde buluştuk. Nerede olduğunu hatırlamadığım bir örgüt evine  gidip risale sohbeti yaptık. Deniz Askeri Lisesinden benden başka gelen kimse  yoktu.
 
1992 yılı yaz tatilinde Ankara'ya gelince Basınevlerindeki öğrenci  evine giderek Serdar'la görüştüm. Serdar beni Serdal kod adlı birine devretti.  Serdal, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuydu. Çok fazla hatırlamıyorum. Ancak  bir yerde öğretmenlik yaptığını sanıyorum. Serdal, Ankara'da yaşıyordu ancak  İstanbul'a gidip geliyordu. Ben daha sonra Serdar isimli şahısla olan irtibatımı  kestim.
 
Deniz Askeri Lisesinin 1. ve 2.sınıflarında zaman zaman Ankara'dan  İstanbul'a gelen Serdal ile görüşmeye devam ettim. Kadıköy, Eminönü, Beşiktaş  veya Sirkeci vapur iskelesinde onunla buluşuyorduk. Onunla bir yere sohbete  gidiyorduk. Gittiğimiz yerde Fetullah Gülen'in vaaz kasetlerini dinliyordum.  Fetullah Gülen'in ve Said Nursi'nin kitaplarını okuyup, namaz kılıyorduk.  Benden  başka gelen askeri lise öğrencisi yoktu."
 
"Kendimi boşlukta hissedince yeniden örgütle irtibat kurmaya  başladım"
 
"Serdal" kod adlı abisinin lise 2'nin sonu veya lise 3'te kendisini  bir öğrenci grubuna katmak istediğini anlatan Baykal, "Şu anda Gölcük veya  Aksaz'da görev yapan Deniz Kurmay Yarbay Halil Arslan ile aynı grupta yer aldık.  Halil Arslan, Deniz Askeri Lisesinde benimle aynı sınıfta öğrenim görüyordu. Ben  gruba girince Halil Arslan'ın abisi olan ismini hatırlamadığım kişiye  devredildim. Serdal ile irtibatım kalmadı. Halil Arslan ile mizaçlarımız farklı  olduğundan grup işi yürümedi. Üç ay kadar gruba devam ettikten sonra kopuşum  başladı. Sohbetlere gitmemeye başladım. Daha sonra da tamamen irtibatım kayboldu.  1995 yılı yazında Deniz Askeri Lisesinden mezun olurken tamamen kopmuştum."  ifadelerini kullandı.
 
1995-1999 yılları arasında Tuzla'da bulunan Deniz Harp Okulunda  öğrenim gördüğünü ifade eden Baykal, bu dönemde ve daha sonra Gölcük'te bulunan  Fatih Fırkateyni'nde görev yaptığı 5 yıl boyunca örgütle herhangi bir irtibatının  olmadığını söyledi.
 
Baykal, ifadesini şöyle sürdürdü:
 
"İstanbul'da cemaat evlerine giderken Boğaziçi Üniversitesi  Uluslararası İlişkiler bölümünde öğrenim gören İbrahim isimli bir kişiyle arkadaş  olmuştum. O dönemde onunla birlikte Galatasaray'ın bazı maçlarına gittik. Ancak  arkadaşlığımız normal bir arkadaşlıktı. Örgüt maksatlı bir irtibatımız yoktu.
 
2004 yılında benim Tuzla'da bulunan TCG E-3 gemisine tayinim çıktı. Bu  gemi eğitim botuydu. Deniz Harp Okulu öğrencilerine eğitim veriyorduk. Ben  üsteğmen rütbesiyle bot komutanı olmuştum. 2005 yılının ortalarında ben kendimi  boşlukta hissedince İbrahim isimli arkadaşım aracılığıyla yeniden örgütle irtibat  kurmaya başladım. İbrahim beni Çekmeköy'de ikamet eden ve serbest çalışan Koray  isimli şahısla tanıştırdı. Ben Koray'ın evine gidip gelmeye başladım. Yalnız  gidiyordum. Artık evlenmeyi düşünüyordum. Evlilik konusunda da bana yardım  edileceği vadedilmişti. Koray beni üstü olan Yavuz isimli şahısla tanıştırdı.  Koray'ın gerçek ismi İlyas olabilir. Yavuz'un gerçek ismini bilmiyorum. Yavuz  İGDAŞ'ta danışman olarak çalışıyordu. Gözlüklü, kısa boylu, benden 7-8 yaş büyük  birisiydi. Yavuz ve Koray 2006 yılı içerisinde beni eşim Reyhan Baykal ile  tanıştırdılar. 1 yıl kadar görüştükten sonra 2007 yılı Temmuz ayında evlendik.  Eşim tanıştığımızda son sınıf öğrencisiydi ve cemaat evlerinde kalıyordu.  2006  yılında üniversiteden mezun oldu. Eşim 1 Eylül 2016 tarihli KHK ile meslekten  ihraç edildi. Ali Semerkandi İmam Hatip Ortaokulunda matematik öğretmeni olarak  görev yapıyordu.
 
Ben 2005 yılı Aralık ayında yapılan 2006 kurmaylık sınavını  kazanamadım. O dönemde İstanbul Üniversitesinde yüksek lisans yapıyordum.  Yeterince çalışamamıştım. Bana henüz yeterince güvenmediklerinden ve ben de pek  çalışmadığımdan dikkat çekeceğini düşünerek kurmaylık sınav sorularını bana  vermemişlerdi."
 
"Kurmaylık sınavı için sorular getirildi"
 
Koray kod adlı ağabeyin kendisini 2007 yılında kurmaylık sınavlarına  hazırlanması için yönlendirdiğini anlatan Murat Baykal, "O dönemde Koray'la  sohbetlere gidiyordum. Koray 2007 kurmaylık sınavından 7 ay kadar önce bana bir  USB verdi. Bu USB'nin içinde sınavda çıkacak konulara ilişkin geniş bir kaynak  vardı. Ben bu USB'deki verilere çalıştım. Sınav zamanı yaklaştıkça bana başka  USB'ler de getirdi. Ben bu USB'lerdeki örnek sorulara da çalıştım. Ben eşimle  evlenmeden bir süre önce kurmaylık sınavını kazandım." diye konuştu.
 
İstanbul Levent'te bulunan Harp Akademileri Komutanlığında, 2007  yılında kurmaylık kursuna başladığını kaydeden Baykal, kursa başlayınca Koray ve  Yavuz ile olan irtibatının kesildiğini belirtti.
 
Baykal, "Yavuz biraz daha geri plandaydı. Daha çok Koray ile  görüşüyordum. Kursa başlayınca Koray beni Selim diye birine devretti. Selim  İstanbul'daki bir özel okul veya dershanede öğretmendi. Selim onun kod adı  olabilir. Çengelköy'de kayınvalidesine ait olan apartmanda ikamet ediyordu. Ben  2007-2009 yılları arasında kurmaylık kursundayken sürekli Selim'in Çengelköy'deki  evine gidip geldim. Ben tektim. Benden başka bu eve gelen kursiyer yoktu." dedi.
 
"Eşimle beraber Pensilvanya'ya 2 kez gittik"
 
Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanlığı Harekat Şubesine "Kurmay  Yüzbaşı" rütbesiyle 2009'da atandığını belirten Baykal, şöyle devam etti:
 
"Selim, Ankara'ya gelerek beni Yıldırım adında birine devretti.  Yıldırım öğretmendi. Onunla kısa bir süre görüştüm. Etlik'te bir eve 2-3 kere  gittim. Yıldırım, benimle birlikte Genelkurmay Başkanlığında çalışan Deniz Kurmay  Binbaşı Bekir Kuşcan ve Deniz Kurmay Yüzbaşı Haydar Erdoğan'ı grup yaptı. Daha  sonra Yıldırım, üçümüzü Etlik'te GATA'nın karşısında eczane çalıştıran, Vanlı,  Mahmut isimli kişiyle tanıştırdı. Bununla da kısa bir süre görüştük. Bekir,  Haydar ve ben 2-3 kez Etlik'teki evine gidip, sohbete katıldık. Aynı şekilde  Fetullah Gülen kasetleri dinledik. Risale ve Fetullah Gülen kitapları okuduk.  Mahmut daha sonra üçümüzü birden Sami isimli şahsa devretti. Sami isimli şahsın  evi Balgat'ta MHP Genel Merkezine 5 dakikalık mesafedeydi. Sami, Türk Telekom  Genel Müdürlüğünde yönetici kademesinde çalışıyordu. 2012 veya 2013 yılında  Sami'nin Türk Telekomdan Dışişleri Bakanlığına geçtiğini öğrendim. 1 yıl dolmadan  bu şekilde biz üç abi değiştirdik. Telefonla hiç irtibat kurmuyorduk. Bu  kişilerin telefon numaraları bende yoktu.
 
2011 yılında Haydar Erdoğan'ın tayini Aksaz veya Gölcük'teki bir  gemiye,  Bekir Kuşcan'ın tayini ise Gölcük'e çıktı. Ben Genelkurmay'da çalışmaya  devam ettim. Sami 2011 yılı içerisinde Temmuz, Ağustos gibi beni Macunköy  semtinde oturan ve Samanyolu Fen Lisesinde öğretmen olan Nevzat isimli şahsa  devretti. Ben yalnız başıma 2 haftada bir Nevzat'ın evine sohbete gitmeye  başladım. 2012 yılında Deniz Karargah Subaylığı kolej eğitimi için Amerika'ya  gidecektim. Gitmeden önce Nevzat beni ismini hatırlamadığım ve Amerika'da eğitim  gören kişilerle ilgili faaliyetleri organize ettiğini sandığım bir kişiyle  tanıştırmıştı. Benden Amerika'da bu kişiyle irtibatlı olmamı istemişti.
 
Ben 2012 yılı Temmuz veya Ağustos ayı içerisinde Amerika'ya gittim. 11  ay kadar Amerika'da Washington'a 5 saat mesafedeki Rhode Island eyaletinde  kaldım. Gittikten 2,5 ay kadar sonra irtibat bilgilerimi Washington Ataşeliğine  verince, Burak isimli bir şahıs beni Amerika'dan aldığım telefon hattım üzerinden  aradı. Üç saatlik mesafedeki New Jersey'den yanıma geldi. Burak, Amerika'da  yaşayan ve takı işleri ticaretiyle uğraşan bir kişiydi. Onunla Türkiye'de hiç  görüşmemiştim. Beni sohbete çağırdı. Görüşmeden yaklaşık 1,5 ay kadar sonra bu  şahsın New Jersey'deki evine gittik. Burak, beni yaklaşık 1,5 saat mesafedeki  Pensilvanya'daki Fetullah Gülen'in çiftliğine götürdü. Hafta sonunu  Pensilvanya'da geçirdik. Orada 2 gece kaldık. 2012 yılı Kasım ya da Aralık  ayıydı. Fetullah Gülen'in hasta olduğu söylendi. Onunla görüştürülmedik. Diğer  kişilerin verdikleri dersleri dinledik. Burak, bazı hakim savcıların da şu anda  Pensilvanya'da olduklarını söylemişti. Ancak, ben bu kişilerle tanışmadım. Kim  olduklarını bilmiyorum. Birbirlerini tanıma ihtimali olan kamu görevlileri orada  aynı ortama sokulmuyorlardı. Amerika'da Burak isimli şahısla ilerleyen zaman  diliminde bir kez daha görüştüm. Onunla yine Pensilvanya'ya gittik, 1 gün kaldık.  Amerika'ya giderken ücretsiz izin alarak eşimi de götürmüştüm. Eşim de benimle  birlikte Pensilvanya'ya 2 kez gitti. Eşler genelde ev tipi yerlerde kalıyorlar.  Erkeklerin gittiği büyük alana gelmiyorlardı."
 
 
Serkan Saral ile karşılaştım
 
Türkiye'ye, 2013 yılı Haziran ayında döndüğünde Gölcük'te görev  başladığını bildiren Baykal, "Gölcük'e atanınca Nevzat beni Kocaeli'de ikamet  eden ve bir devlet okulunda öğretmenlik yapan Cengiz isimli şahısla tanıştırdı.  Ben 4-5 kez onun evine sohbet amaçlı gittim. Evi Yuvacık civarındaydı. Açık  adresini hatırlamıyorum." bilgisini verdi.
 
Gölcük'te 3 ay çalıştıktan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığına tayini  çıktığını ifade eden Baykal, şunları kaydetti:
 
"Ankara'ya dönünce birkaç ay kopukluk oldu. Cengiz isimli şahıs, 2014  yılı Şubat ayı içerisinde beni Çankaya Birlik Mahallesindeki Anafartalar  Kolejinde  Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Aygün Akgündüz'e devretti.  Evindeki kapıda da bu isim yazılıydı. Ancak Asım kod adını kullanıyordu. Aygün  ile görüşmemde kopukluk olunca ben Sami isimli şahsın Balgat'taki evine gittim.  Sami'nin kapısında Deniz Kurmay Albay Serkan Saral ile karşılaştım. Serkan Saral  o dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Harekat Şube Müdürüydü. Saral'ın eşi ve  çocukları da yanındaydı. Zile yeni basmışlardı. Birbirimizi gördük. Konuşmadık.  Ben geri döndüm."
 
Sami isimli kişinin Balgat'taki evinde her hafta çarşamba günleri  sistematik toplantılar yapıldığını, bu toplantılara "sivil abi"lerin katıldığını  aktaran Baykal, şunları söyledi:
 
"Daha sonra 2014 yılı Şubat ayından itibaren 2 haftada bir Aygün'ün  Çankaya Birlik Mahallesinde bulunan evine gitmeye başladım. Eşim, o dönemde önce  doğum yapıp sonra da doğum iznine ayrıldığından, Ankara'da bir süre tek kaldım.  Annemin evinde kaldım.
 
2014'ün şubat ayı içinde Aygün, benden ByLock programı yüklememi  istedi. Google Play'dan indirdiğimi hatırlıyorum. 17-25 Aralık olaylarından  dolayı görüşmeleri aksattığımdan bu programı yüklememi istemişti. Ben 2-3 ay  kadar öteledikten sonra programı indirmiştim. Programı indirdikten sonra Aygün  bana 8 haneli bir şifre verdi. Aygün'ün ByLock'taki kod adını hatırlamıyorum.  Benim kod adımı da hatırlamıyorum. Ben ByLock aracılığıyla sadece Aygün ile  irtibat kurmuştum. Aygün, hangi tarihte nerede buluşacağımı yazıyordu. Ben  aksatarak ve arayı açarak zaman zaman görüşmeye gidiyordum. Ben 2015 yılında  Aygün'le aramı daha da açtım. ByLock programının yüklü olduğu Samsung Note 3  marka telefonumu 15 Mayıs 2015 tarihinde Ostim'deki bir restoranda kaybetmiştim.  Ben daha sonra Note 4 marka bir cep telefonu satın aldım. Aygün bu telefonuma da  ByLock yüklememi istedi. Ancak ben kabul etmedim.
 
Ben duygusal olarak kopukluk yaşamaya başladığım ve artık yapılanmanın  bir suç örgütü olduğunu anladığımdan mesleğimden istifa kararı aldım. 2015'in  Temmuz ayında istifa edecektim. Ancak henüz emeklilik hakkı kazanmamıştım. Eşim  'önce bir iş bul, sonra istifa et' deyince, haklarımın kaybolmaması için istifa  etmekten vazgeçtim. Bu amaçla 2015 yılı Eylül ayında Personel Atama Dairesine  gemi komutanlığı ve 2. Komutanlığı görevimden feragat ettiğimi belirtir bir  dilekçe verdim. Kurmay olduğum ve bu dilekçenin amirallikten feragat anlamına  geldiği için, bu dilekçe dikkat çekti. 2015 yılı Kasım ayında da bu konudaki  tayin anket formunu düzenleyerek teslim ettim.
 
Ben görüşmeleri aksattığım için bu dönemde Aygün beni Anafartalar  Kolejinin kurumsal cep telefonundan aradı. 2016 yılı Ocak ayındaki 1 aylık NATO  görevi için İngiltere'de bulunduktan sonra da Aygün beni aramaya devam etti. 17  Şubat 2016 tarihinde Aygün'ün evine gittim. İlerleyen dönemlerde de beni  telefonla rahatsız edince 2016 Mayıs ayında yine Birlik Mahallesindeki evine  gittim. Ancak evini taşımıştı. Evde başka birileri vardı. Sonraki tarihlerde de  beni aramaya devam etti. Başta telefonu açmadım ancak daha sonra telefonu açınca  bana Mücevher Kent Sitesi H 5 Blok Daire No:4 adresine taşındığını söyleyince  mayıs ayının son günlerinde belirttiği eve mecbur kaldığımdan gittim. Emekliliğim  doluncaya kadar bu kişiyi idare etmeyi ve yapıdan kurtulmayı amaçlıyordum.  Belirttiğim adresteki evdeyken Aygün Tango benzeri bir programı tablet  bilgisayarıma yüklemek istedi. 'Tabletini getir' dedi. Soruşturma aşamasında ben  bu programın Eagle olabileceğini değerlendirdim. Yanımda tabletim yoktu ve  çocuğun kullandığını söyleyip kabul etmedim. 2016 yılı Haziran ayında Aygün beni  evine iftar amaçlı çağırınca, ben eşimle birlikte iftara gittim. Burada da Aygün  yine tabletimi getirmemi, program yükleyeceğini söyledi.
 
ByLock programı vasıtasıyla sadece Aygün  ile irtibat kurmuştum.  Onunla buluşma tarihi hususunda yazışıyorduk. Başkaca bir kişi ile görüşmedim.  ByLock dışında bir program da kullanmadım. Eşim de ByLock kullanmamıştır."
 
15 Temmuz'daki darbe girişimiyle alakası olmadığını savunan Baykal,  "Darbenin olduğu zamanda ben Deniz Kuvvetleri Komutanlığı NATO Plan Subayı olarak  görev yapıyordum. O gün mesai saatleri içerisinde herhangi bir şüphe uyandırıcı  bir durum görmemiştim. Ancak sınıf arkadaşım olan ve karargahta Dönüşüm Şube  Müdürü olarak görev yapan Kurmay Yarbay Özer Zeren ile öğleden sonra karşılaşınca  Harekat Başkanlığının karşısındaki koltuklarda oturup kahve içmiştik. Özer Zeren  tedirgindi ve terliyordu. Ne olduğunu sorunca bir kaç gün önce çiğ köfte  yediğinden rahatsız olduğunu ifade etmişti. Sonradan ben onun o gün izinli  olmasına rağmen karargaha geldiğini öğrendim. Tedirginliğinin de darbenin  stresinden kaynaklandığını anladım. İrfan Arabacı da son dönemde sürekli odasında  diğer amiraller Murat Şirzai, Oğuz Karaman, Hasan Kulaç ile görüşüyordu."  beyanında bulundu.
  
YDS sorularını da verdiler
 
Baykal 2011'deki Yabancı Dil Sınavı (YDS) sorularının da Yıldırım kod  adlı örgüt abisi tarafından kendisine verildiğini belirterek, şunları anlattı:
 
"Sicil amiri pozisyonundaki örgüt üyeleri kendileri gibi örgüt üyesi  olan askerlere olumsuz sicil vermezler. Kendilerinden olmayan kişilere ise  olumsuz sicil verirler. Takdir belgeleri de bu şekilde verilmektedir. Darbe  girişimi nedeniyle tutuklanan İrfan Arabacı, Sinan Azmi Tosun ve Olcay Yüksel  benim sıralı amirlerimdir. Bana bu yıl takdir vermemişlerdi. Bunu benim örgütten  ayrılma niyetimin olduğunu anladıklarına bağlıyorum. İrfan Arabacı, Ömer Faruk  Harmancık ve Sinan Azmi Tosun'un isimleri Aydınlık gazetesinde FETÖ'cü amiraller  olarak çıkmıştı. İsimleri biliniyordu. Ben bu haberden sonra Sinan Azmi Tosun'un  terfi ederek Harekat Başkanı olduğunu görünce bu haberin asılsız olduğu kanaatine  yetkililer tarafından varıldığını düşünmüştüm. Olcay Yüksel benim ilk amirimdir.  Onun FETÖ'cü olup olmadığını bilmiyorum. Bana öyle bir imaj vermemiştir. Astsubay  çocuğudur. Balyoz mağdurları içinde çok sayıda arkadaşı vardır. Olcay Yüksel de  emekli olmayı düşünüyordu. Cemaatçi ise de benimle aynı pozisyonda olduğunu  sanıyorum."
 
  
Baykal, 1998, 1999 ve sonrasındaki Harp Okulu mezunlarından kurmay  subayların büyük çoğunluğunun FETÖ üyesi olduğunu düşündüğünü bildirdi.
 
Etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini söyleyen Baykal, adını  verdiği örgüt mensuplarını fotoğraflarından teşhis etti.

21 Mar 2017 - 16:17 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber