İşte Akkuyu'ya referans olan Belarus Nükleer Güç Santrali

Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli Mahallesi’nde yapımına başlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin referansı olan Belarus’un Ostrovets kenti yakınlarındaki Rus VVER-1200 reaktörleri kullanılarak inşa edilen Belarus Nükleer Güç Santrali'ne girdi. İnşaat ve montaj çalışmaları halen devam eden 2340 mw kapasiteli santralin birinci ünitesinin bu yıl, ikinci ünitesinin de 2020 yılında devreye alınması planlanıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 3 Nisan 2018’de temelini attığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ikizi olarak nitelendirilen, Belarus'un başkent Minsk’e yaklaşık 170 kilometre uzaklıktaki Belarus Nükleer Güç Santrali, bölgenin hem istihdamına, hem de ekonomisine katkı sağlıyor. Rus devlet nükleer şirketi Rosatom'un mühendislik yan kuruluşu AtomStroy Export (ASE) tarafından yaklaşık 10 yıl önce başlayan çalışma ile bölgede adeta yeni bir kent kurulurken, bugün ise 12 bin kişilik yaşam alanı oluştu. ASE yetkilileri, ünitenin devreye alma çalışmalarının ilk aşamasının başladığını ve bunun da hidrolik testler ve sirkülasyonu içeren reaktörün birinci ve ikinci devrelerinin ekipman testini içerdiğini bildirdi.

Bu arada, farklı ülkelerden gelen gazetecileri ağırlayarak ev sahipliği yapan santralin Basın Genel Sekreteri Edvard Svirid, santrale 10 milyar dolarlık yaptırım yapılacağını söyledi. Svirid, santralin devreye girmesi ile doğal gaz ithalatına da her yıl 5 milyar dolar daha az harcayarak çevreye de büyük bir katkı sağlayacaklarını dile getirdi.

Genel Sekreter Svirid, ülke olarak enerji alanında kaynak sıkıntılarının olduğunu belirterek, "Belarus Cumhuriyeti maalesef çok büyük ve geniş nehirlere sahip değildir ki o nehirlerde hidroelektrik santralleri yapabilelim. Bizim taş kömürümüz yok. Çok az miktarda petrolümüz var. Bu nedenle bizim için elektrik enerjisi üretimi çok büyük bir sorundu. Ülkemiz yurt dışından doğal gaz ithal ediyor. Çoğunlukla o gazı termik santrallerde elektrik enerjisi için kullanıyoruz. Şu an Belarus’ta üretilen elektriğin yüzde 95’i termik santrallerden gelmektedir. Bu da çok doğru değil. Çünkü enerji kaynakları farklı ve çeşitli olmalıdır. Bu nedenle ülkemizde nükleer santral kurulmasına karar verildi. Belarus NGS kurulduktan sonra ülkemizin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’unu buradan karşılayacağız. Belarus NGS’nin kurulmasına yönelik karar 2008 yılında alındı. Bundan sonra inşaat çalışmalarına başlandı" dedi.

Rusya’dan gelen teklifle projenin kabul edildiğini ifade eden Svirid, "Bizim yaptığımız, Akkuyu sahasına yapımına başlanılan nükleer santralle aynı projedir. Bu projeyi özellikle seçtik. Bir kere en modern ve çağdaş bir projedir. Hem bizim, hem Türk vatandaşlarının bu tip santrallerin nasıl çalıştığını görmesi mümkündür. Modern güvenlik sistemleriyle donatılmış bir projedir. Bu projenin gerçekleştirilmesinden önce halkı buna hazırladık. Şu anda Ostrovets bölgesinde kurduğumuz nükleer santrale destek oranı o bölgede yüzde 75 seviyesindedir. Beyaz Rusya’nın genelinde ise yüzde 50’inin üzerinde. Biz projenin başladığı günden beri nükleer santral sahasına sürekli basın turları düzenliyoruz. Bu da çok önemli, gazeteciler nükleer santraldeki düzeni gördüklerinde bunu halka aktarıyorlar. Bunun için Türkiye’ye özel bir tavsiyem olacak. Türkiye’de yapılmaya başlanan santral azami düzeyde açık ve şeffaf olmalı. Halk ve kamuoyu basın aracılığıyla da olsa ne kadar bilgi edinmiş olursa o kadar iyi olacaktır" diye konuştu.

Santralin çevreye de katkıda bulunacağını kaydeden Genel Sekreter Svirid, "Biz doğal gaz ithalatı için her yıl yaklaşık 5 milyar dolar daha az harcamış olacağız. Çünkü nükleer santral oksijeni yakmıyor ve karbonmonoksit gazını da havaya salınımı yapmıyor. Bu Türkiye için çok güncel bir konu. Türkiye dünyada çok bilinen bir turistik bölgedir. Eğer nükleer santralin radyoaktif salınımları vermeyen bir tesis olduğunu bilirsek, çok önemli bir fabrika olduğunu anlarız. Bunun dışında hem Belarus, hem Akkuyu NGS'de bir otomatik sistem kurulmuş olacaktır. Bu sistem sayesinde radyasyon ölçümleri yapılacaktır. Bu veriler de kamuya açık şekilde yayınlanacaktır. Hem Belarus, hem de Akkuyu nükleer güç santrali projeleri güvenli projelerdir. Gördüğünüz gibi santral sahası etrafından telli çit var. Çit içinde sadece elektrik enerjisi üretiyoruz, başka bir şey değil. O çitin dışında bütün tarım çalışmaları yapılıyor. Yani santralin dışarıya bir sağlık sıkıntısı yok" ifadesini kullandı.

Hem Akkuyu hem de Belarus NGS’nin dünyadaki en güvenlikli santraller olacağını kaydeden Genel Sekreter Svirid, şunları söyledi:

"Fukişima NGS'de reaktörün yapısı tamamen farklıydı. Fukişima’daki reaktörün yönetim çubukları aşağıdan veriliyordu. Hem Belarus hem de Akkuyu’da ise o yönetim çubukları yukarıdan aşağı indirilmektedir ki bu daha güvenli bir yöntemdir. Ayrıca Fukişima’da sızdırmaz kap diye bir şey yoktu. Bunun dışında da Fukurişima projesi geçen yüzyılın 50’li yıllarında geliştirilmiştir. Belarus ve Akkuyu ise yeni, modern ve güvenli projelerdir. Bu vesileyle Fukişima’daki olayın Belarus’ta ve Türkiye’de olması mümkün değildir."

13 Eki 2019 - 12:31 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber