'Fark etmez' gençliği!

ŞİMDİKİ

gençlerin ağzına yapışmış bir sözcük.

Sorduğunuz soruların yüzde 90'ına bu cevabı alıyorsunuz:"Fark etmez."
Birçok şeyi o kadar kolay elde ediyorlar ki, tatmin olmak ile tatmin olamamak arasında bir yerlerde kalıyorlar, bocalıyorlar.
Çoğu zaman gerçekten ne istediklerini dahi bilemiyorlar. Bu nedenle onlar için gerçekten de fark etmiyor.
Gençlerin sorunlu olduğunu bizler görüyoruz, onlar fark etmiyorlar, sadece sorulduğunda cevap vermiş olmak için cevap veriyorlar.
Gerçekten sorunlarının farkına varan genç bir kesim var ki onlar da çözüm üretmeye başlamış ve toplum içinde yerlerini sağlamlaştırma yolunda ilerlemiş durumdalar.
Belki de üretken olabilmeleri birçok sorunlarını halledecektir.
Bu noktada gençlerin en büyük sorununun "eğitim" olduğunu düşünüyorum.
Eğitimden kastım şu...
Nice gençlerimizde nice cevherler varken, değerlendiremiyoruz, destek olmuyoruz, doğru ve faydalı hobi edinmelerine yardımcı olmuyoruz.
Hal böyle olunca genç kuşak içindeki enerjiyi spor faaliyetleri, kültürel aktiviteler ve daha bir çok alanda harcama potansiyeline sahipken, bunları yanlış yönde değerlendiriyor.
İçinde bulunduğu açlık duygusu ile yanlış yöne eğilim göstermesi an meselesi oluyor.
Spor yapabilecekleri saatlerde uyuşturucu partilerine katılabiliyorlar.
Zaten hemen hemen her gencimizde ve çoğu yetişkinlerde bilinmeyene merak duygusu yoğun olduğu için yanlış yönelme başlıyor.
Ben yıllardır Alanya’nın çeşitli liselerinde öğretmenlik yapmış bir eğitimci olarak buna yakinen tanığım.
Fakat bize gelen gençler zaten her türlü kötü alışkanlığı çoktan edinmiş oluyorlar.
Bu noktada öğretmenlerin ve okul yönetimlerinin uyguladığı, önleyici tedbirlerden ziyade caydırıcı tedbirler oluyor.
Bu da en zoru.
Çünkü veli-okul-öğrenci işbirliği şart.
Yani asıl görev bilinçli ebeveynlerde.
Buradan hareketle her şeyin temeli aile içinde gerçekleşen ya da en azından gerçekleşmesi beklenen "okul öncesi eğitim" diyebiliriz.
Bu temeller ne kadar sağlam atılırsa, yanlışlar bir o kadar aza indirilebiliyor.
"Çocuk okulda her şeyi öğrenir" diyerek geçiştirmek yanlış.
Eğitim çok daha önce başlamalıdır diye düşünüyorum.
Doğruyu yanlışı ayırt edebilme, ahlaki değerler, kendine ve başkasına saygı, milli ve insani değerlere sahip çıkabilme bilinci gibi değerler aile içinde edinilir.
Bugünün gençliğini yerden yere vurmadan, yadırgayıp toplumun dışında bir yere koymadan önce gerekli zemin ve şartları oluşturup önlerine koymak sanırım daha adil olur.
Eğitim büyük bir sorun olarak gözükebilir.
Ancak bu, gençliğin okul eğitimden yoksun kalması anlamında değil, sosyal yaşamda bir birey olarak nasıl yaşaması gerektiği ve üzerine düşen sorumluluğu taşıyabileceği eğitim olarak bakılmalıdır.
Gelecek kaygısı da gençliğin sorunları arasında en üst sıralarda yer alıyor.
Geleceğine umutla bakamayan bir gencin, kendisini boşlukta asılı kalmış gibi görmesi, üretken olamaması ve akabinde de kendisini tüketmesine neden olmaktadır.
Çocukluğunu yaşayamamış bir çocuğun gençliğini de yaşaması beklenmemelidir.
Hayatın zorlukları her genç için ne yazık ki aynı oranda eşitlik arz etmiyor.
Kimi genç ekmeğin fiyatını bilmezken, kimisi o ekmeği kazanabilmek için ne çocukluğunu ne de gençliğini yaşayabilmektedir.
Bir dönemin gençliği ve bugün bir çoğumuzun babaları ve anneleri, yani yaşları 50'ye varmış ebeveynleri geleceğe çocuk yetiştirme şekilleri nedeniyle tümüyle eleştirmek biraz da haksızlık.
O yılların şartlarında çeşitli sebepler yüzünden zoraki oturmak zorunda bırakılmış gençler olarak yetiştiler.
Artık geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım.
Madem bilinçliyiz, bilinçli olduğumuzu iddia ediyoruz, o halde görev artık bizde.
Gelecek kuşak bizim ellerimizde şekillenecek.
Bunun önemini kavrayıp ona göre hareket etmeliyiz.
Fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak sağlıklı bireyler yetiştirmek için çabalamalıyız.
Demem o ki...
Gençleri sorunlarına göre sınıflandırmak ya da sorunlarıyla baş başa bırakıp umutsuzluğa terk etmek yerine, bu ülkenin geleceğinin bugünün gençleri olduğunu unutmamak sorunların birer birer ortadan kaldırılması için temel basamak olacaktır.
Unutmayalım...
İçine sağlıklı tohum ekilmemiş hiçbir çocuğu ve genci hiçbir eğitimci yeşertemez.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Anıl Kara - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber