ÇOĞUMUZUN
dilinden düşmeyen bir slogan.
“İnanca” ve de “Düşünceye” saygı.
İnanç, bir düşüncenin yani bir emeğin ürünü olmalı.
Emek, sürekli okumayı, araştırmayı, sorgulamayı ve de tartışmayı gerektirir.
Günümüzde, bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olandan geçilmiyor!
Sosyal medyaya şöyle bir göz atın.
İnsan hayretler içinde kalıyor.
Bir yoruma hemen tepki gösteriliyor.
Tepki belli bir temele otursa diyecek lafımız olamaz.
Ama gel gör ki, tepkinin içeriği saçmalıklarla dolu laf salataları!
Bilmemenin ayıp olmadığı, ayıp olanın, öğrenmemek olduğu gerçeğinden hareket edersek, sağlıklı bir inanca sahip olabilmek için, bütün inançları, düşünsel açılımları ve de her tür yapılanmayı derinliğine inceledikten sonra bir inanca yönelmeliyiz.
Toplum ve birey olarak, özde böyle bir arayışımız olmadığı halde, sözde herhangi bir inancın fanatik savunucusu olabiliyoruz.
Hangimiz, dinimizi, mezhebimizi, ya da tarikatımızı kendi özgür irademizle bilinçli bir şekilde seçiyoruz?
Tuttuğumuz siyasi partiden, benimsediğimiz ideolojiye hatta peşinden koştuğumuz futbol takımına kadar uzayan bir sürü yelpazede, hep birilerinin etkisi altında kalmıyor muyuz?
Hepimiz mirasyediyiz.
Anamız, babamız, ailemiz ve de çevremiz hangi inanca mensupsa biz de o inancı bir ömür boyu sahipleniyoruz.
“Başkalarının düşüncelerine göre hareket edeceksek, kendi düşüncemizin ne anlamı kalır?” (Oscar Wilde)
Sağlıklı, insanlığa ve topluma yararlı, düşünceye de, inanca da saygı duyulması gerekirken, sağlıksız, insanlığa ve de topluma zararlı olan inanca ya da düşünce biçimine neden saygı duyalım ki?
Terör örgütlerinin çoğu, ya bir ideolojiyi ya da bir inancı temel alıp oradan insanları ölüm makinesi haline getirebiliyor.
El Kaide, DEAŞ, IŞİD, FETÖ gibi örgütler, düşüncesizliğin inanca dönüştüğü rezil yapılanmalar değil mi?
Kimi ideolojiler de aynı rezilliğin bir başka versiyonu.
Geçmişte toplumları birbirine düşüren, ülkeleri kan gölüne çeviren, milyonlarca gencin ölmesine, hapislerde çürümesine hatta ömrü boyunca sürünmesine neden olan kimi yapılanmaların içinde bulunmuş kimi dinozorlar, bugün bile 50, 100 yıl öncesinin ideolojilerini ve de düşünsel açılımlarını, saçma sapan öğretilerini papağan gibi tekrarlamaya ve de geçmişte yöneldikleri bu tür ideolojik ya da siyasi yapılanmayı hiç sorgulamadan övmeye devam edebiliyorlar.
Dünyada değişmeyen tek şey değişim olduğu halde, bu beyinler değişmemekte direnerek yeni açılımlara ve yeni arayışlara kapılarını kapatmakla övünebiliyorlar!
- DEVAM EDECEK -
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.