Turizm yöresinde 15 Temmuz anması

15 TEMMUZ

2016’da, Alanya şehir merkezindeki aktiviteye tanık olmuş birisi olarak, kalkışmanın yıldönümünün nasıl geçeceğini merak etmekteydim. Hatırlatayım; son derece muhafazakâr bir çekirdeğin siyasi yapıyı belirlediği, çok göç almış ve Türkiye'nin kitle turizmi yapılan en büyük yerleşimindeyim...

Şehrin çok farklı bileşenlerden oluşan siyasi ve idari yapısı gereği (yok, İsviçre kantonlarından birisinde değilim!) herkes kendi meşrebine göre slogan ve afiş bazında hazırlığını yapmıştı. Devletin resmi kurum panolarında “Destan” yazarken, MHP ise FETÖ’cülerin “Gayrı meşru çocukluğu”na vurgu yapmaktaydı. Çarşı esnafı da “Ne olur ne olmaz!” deyip bayrağını asmıştı.

Günlerdir 12 saat nöbetiyle anma etkinliğine hazırlanan polis, toplanma alanına doğal olarak ilk gelenlerdi. Sonra döner ekmek ikramı konusunda bilgisi olanlar yerlerini aldı. Bir arabada mehter çalarken, diğeri de dombra'yı sonuna kadar açmıştı. Başka da ses duyulmadı. Daha sonra yapılan bir anons ile yürüyüş başlangıç yerine gidilmesi çağrısı yapıldı.

Protokol öncülüğünde yapılan yürüyüş son derece sakin başladı ve öyle de sürdü. O sakinlikte, “Şimdi ne sloganı attıracağız biz bunlara?” çağrısı gülerek karşılandı. Yürüyüş kolu ilerledikçe guruplaşmanın olduğu anlaşıldı. Yalnızca bir guruptan tekbir çağrısı yapıldı, yanıt çok cılız kaldı.

Yürüyüşte, idari amirinin emri gereğince orada bulunmak durumunda olan memurlar; Anadolu'nun her köşesinden gelip şehre yerleşmiş genç, yaşlı emekliler; siyasi parti temsilcileri; kapkara çarşaflılar; kırsal bölge insanı ve de daha önce ilerici platformlarda gördüğüm aydınlık yüzler de vardı.

Mesela, yaşamını yalnızca turizmden kazanan çarşı esnafı yoktu. Otellere İş-Kur aracılığı ile çalışmak için girebilmiş, bir kaç ay sonra işini kaybedecek genç insanlar yoktu. Öğrenciler keza yer almadı. Lümpen diye tanımlanan, çoğu niteliksiz işgücüne katkıda bulunan ve toplumsal olaylarda görmeye alıştıklarımız da yoktu.

Yani, çok kötü giden turizmin en çok etkilediği, yıllık kazançlarının yalnızca bir kaç yaz ay ile sınırlandığı çalışan insanlar anmaya rağbet etmemişti. Bir tehdit karşısında anlık tepki verip sokakları doldurabilen halk şimdi aş ve işinin derdindeydi. Demokrasi ve birlik beraberlik çağrısı onlar için yalnızca bir slogan düzeyinde kalmaktaydı; ne yazık ki karın doyurmuyordu.

Meydanı boş bırakmamak!” adına orada bulunduğuna inandığım aydın yüzlü insanlar ise toplanma alanındaki uzun dua sürecinde, “istikbali ve geleceği kurtarılan 50 milyon insan!”ın dışında bırakılacaklarını henüz bilmemekteydiler. FETÖ belasına bir kaç kelam edildikten sonra, en azından saygı duydukları liderlerinin konuşma boyunca hedef noktasına konulup, delik deşik edileceğinin de farkında değildiler.

Dualar sonrasında okunan İstiklal Marşı ise o meydanın tanık olduğu en sessiz, katılımsız olanıydı. Anma töreninin, sonradan traji komik bir nitelik alacak olan anonsunu yapan din görevlisi, “Toplantımız sabah namazını kılacağımız hemen yanımızdaki Yeni Cami’de bitecek. Bu kadar kalabalık nasıl sığar diye düşünmeyiniz, dışarda da çok yerimiz var” demişti. Kalabalık zaten saat 24.00 sonrası dağılmıştı. Sabah namazı vakti geldiğinde de, ne yazık ki meydanda kimseler yoktu!

Ne tankın borusuna (egzozuna) tişört sokacak, ne de yukarda uçan helikoptere elinde salladığı kemerle aşağı gelmesi için çağrıda bulunması beklenen er kişilerde artık takat kalmamıştı. Sabah açılacak dükkan, kredi geri dönüşü, ödenecek vergiler, elektrik su parası, ısrarla kendisiyle pazarlık edeceğini bildiği konuklara razı oluşu onu bitirmek üzereydi.

Son olarak, 15 Temmuz anması taşkın olmayan her gösteri gibi, şehirdeki yabancı konuklarca bir “turizm aktivitesi” gibi nitelendi. Biz nasıl Roma’nın Piazza Novana meydanında komünist partinin gösterisini elimizde dondurmayla izliyorsak, onlar da aynısını yaptı. Türkçe bilmedikleri için de neden Arapça dualar okunduğunu anlamadılar. Yalnızca büyük ekrana çıkan ve bağırarak konuşan yüz onlara tanıdık geliyordu.

Meydan yanındaki büfe iyi satış yaptı. Mısırcı yılın rekorunu kırdı. Keza çevre kafeler de doluydu. Sabah diskolardan mahur gözlerle dönenler, giderken oradaki az sayıdaki insanın hâlâ televizyon izlemesini şaşkınlıkla karşıladılar. Yabancı plakalı Mercedesli abiler sabaha karşı yine pazarlık yapacakları insanlarla buluştu! Yaşam zaten bozmadığı rutinini sürdürdü...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Feyzi Açıkalın - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber