Tehlikenin farkında mısınız?

İNSANLAR

hayatlarından memnunsa, hiçbir kişi veya örgütün çabaları onları harekete geçiremez.

İnsanlar hayatlarından ciddi olarak memnun değillerse ve iktidarın zayıf olduğunu düşünüyorlarsa, hiçbir güç onların ayağa kalkmasını engelleyemez.
Bozkır henüz yaşsa, siz kendinizi bile yaksanız, o bozkırı tutuşturamazsınız.
Bozkır kuruysa, bir kıvılcım bile bu bozkırı tutuşturabilir.
İnsanlar hayatlarından memnunsa, oturmayı sürdürürler.
Altlarındaki minder tutuşursa ve ayağa kalktıklarında da dayak yemeyeceklerini düşünürlerse, ayağa fırlarlar.
Günümüzde minder tutuşmaya başladı, bozkır kuruyor.
İktidarda ise zaten zayıf ve ayrıca son aylarda daha da zayıflamış olan AKP var.
Halk oylamasında "Hayır" çıkmasıyla iktidar daha da zayıflayacak.
Bu süreçte ekonomik krizin etkileri geniş kitlelerce daha derin bir biçimde hissedilecek ve toplumsal muhalefet büyüyecek.
Bölgemizdeki yangını anlamak için sizlerle bir örnek paylaşmak istiyorum.
250 odalı, orta büyüklükte bir otelde azami 180 personel çalışmakta, aylık ortalama tüketim ise; 160 bin adet yumurta, 450 bin adet küp şeker, 500 bin TL’lik temizlik malzemesi, 30 ton kırmızı-beyaz et, 80 ton sebze 10 bin şişe içecek tüketilmektedir.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Sayamadıklarımla birlikte turizm sektörünün 50 sektörle doğrudan ilişkide olduğu unutulmamalıdır.
Biz sadece gelen misafirlerin ülkeye girişiyle ilgilenip aslında beslediği koca bir sektörler zinciri yok sayılmaktadır.
Kısa zamanlı siyasi getirim uğruna bölgemizin can çekişmesi seyredilmektedir.
Kavga büyüyor, olan turizm sektörüne oluyor.
Alanya boşalıyor.
Dükkânlarda kiralık, satılık levhaları almış başını gidiyor.
İskandinav ülkeleri Türkiye'ye gelmeme kararlılığını ortaya açıkça koyuyor.
Almanya’da katıldığımız turizm tanıtım fuarları boş geçiyor.
Yüzdeli aldatmacalarla günü kurtaran seçime yönelik söylemlerin ötesine yöneticilerimiz geçmiyor.
Halk oylamasında “Evet” çıksın diye ülkemizin bütün değerleri ayaklar altına alınıyor.
Bağırmanın çağırmanın kimseye faydası olmadığını sokakların durumundan görüyoruz.
Suriye’ye bağırdık ve tehditler yönelttik.
Tehditlerimizin içinin boş olduğu ortaya çıktı ve bugün Suriye’ye öfkenin bedelini Mehmetçiğin ve polisin kanıyla ödüyoruz.
Rusya’ya bağırdık, biz kaybettik ve sonunda özür dilemek zorunda kaldık.
İran’a yönelik ölçüsüz davranışlarda bulunduk, bu nedenle Türkiye-İran-Rusya işbirliğinin oluşmasına zarar verdik.
Almanya’ya hiddet ve hakaret, "Evet" cephesinin çaresizliğini yansıtıyor.
Halk oylamasında "Hayır" oyları kuvvetle ağır basmaktadır.
Bu koşullarda AKP yönetimi çaresizliğe çare bulmak için Almanya gibi dostlarımıza hiddet ve hakarete başvuruyor.
AKP yönetiminin ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de devlet geleneğimizle bağdaşmayan bu üslûbu ve tehditleri paylaşmaktadır.
Oysa Türk milleti, böyle hafif davranışlara onay vermez ve "Evet" de demez.
Türk milleti, her zaman ağır başlı Türk devlet geleneğinin arkasındadır.
Almanya’ya karşı hiddet ve hakaret, Türk milletinin gururunu incitmiştir.
Türk devletine yakışmayan davranışlara "Hayır" diyoruz.
Hollanda, malum, laleleri ile ünlü!
Gerçi tohumları Osmanlı’dan aldılar ama boynuz kulağı geçti.
Bizimkilerin ara başlıktaki sözleriyle çözüm olsaydı, portakalı soyup afiyetle mideye indirirdik.
Nazi mazide kaldı ama bugünlerde sınır kapılarında gazi oluyoruz.
AKP’nin Yüksek Stratejisi (!) milletvekili Hüseyin Kocabıyık tarafından canlı yayında açıklandı: “Adamlara hep kızmayalım! Azıcık bir teşekkür etmeliyiz. ‘Evet’ oylarına en az iki puan katkı yaptılar."
Ulusal onur ve gurur duygusunun karşılığı 2 puan mı?
Sayın vekilim, hiç zannetmiyoruz.
Bu millet el alemin kapısında rehin alınanlara puan vermez.
Devlet ve diplomasiyi Erkan Yolaç’ın “Evet-Hayır” yarışmasına çevirirseniz, faturayı önünüze koyuverirler.
Turizm sektörü, üreticisiyle, fabrikalarıyla, nakliyecisiyle, çalışanıyla, işvereniyle ve bölge esnafıyla can çekişiyor.
Çözüm, herkesin işine bakması.
Toplumu kamplaştırma çabalarından vazgeçip birleştirip topyekun mücadelenin koşullarını yaratmak.
Hayırlı günlere varmak mümkün. Karanlığın en yoğun olduğu an aydınlığa en yakın andır.
Teröre karşı mücadele devletin ve milletin birliğiyle çözülür.
Ekonomik bunalım yine devletin ve milletin birliğiyle aşılır.
Birlik, huzur ve geçim için "Hayır"da birleşmeyi çözümün başlangıcı olarak görüyoruz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Evren Kurtoğlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber