Sosyal şizofreni (2)

SON

yıllarda siyasilerimiz, özellikle de önde gelen siyasi aktörlerimiz "KARDEŞ" muhabbetiyle sarmaş dolaş olmaya başladılar!

Suriyeli kardeşlerden başlayarak, nerede bizimle arası iyi, aynı dinden ve aynı mezhepten bir toplum var, onu kardeş olarak bağrımıza basar olduk.
Bu o kadar yaygınlaştı ki, neredeyse bağrımız delinecek!
3.5 milyon Suriyeliyi bağrımıza basıp onlara her konuda ayrıcalık tanımaya başladığımızdan söz ediliyor.
Bunların hangi ayrıcalıklar olduğunu tam anlamıyla bilmediğim için bu konuda fazla ahkam kesmeyeceğim!
Türkiye, yolgeçen hanına döndü!
Dinsel ve mezhepsel hatta etniseye dayanmayan, sadece dünyalı ve insan olmaya odaklı bir kardeşlikten söz eden yok.
3.5 milyon Suriyeliyi kardeş diyerek kucaklayıp özel ayrıcalıklarla onları ödüllendirirken, her gün ülke genelinde kardeş kardeşi, baba oğlunu, oğul babayı, Türk Türkü öldürüyor.
Diğer olumsuzluklara değinmeye bile gerek görmüyorum!
İşte bu yüzdendir ki, haber kanallarını izlememeye çalışıyorum.
Sosyal medyada istediğim habere bakıyorum.
Bunun bana ne kazandırdığını soracak olursanız.
Siyasileri dinlemediğimde huzur buluyorum.
Dinlediğimde, ülkemin ve ülke insanımın özellikle de çocuklarımın ve de torunlarımın geleceğinden endişe duyuyorum!
Son günlerde merak edip haberlere bir göz atayım dedim.
Atmaz olaydım.
Gene moral diye bir şey kalmadı.
ABD ve AB'yi, belli bir genelleme içinde suçlayarak düşman ilan etmenin anlamını merak ediyorum.
ABD’de, AB’de bizi istemeyenler olduğu gibi bizi isteyenlerin de olduğuna inananlardanım.
Alman ve Hollanda halkı için de aynı şeyleri söyleyebilirim.
Ama biz, belli bir genelleme içinde, tüm Avrupa’yı içine alan bir suçlama yapıp, diplomasi dili yerine, iç siyasette kullanılan üslupla esip gürlersek, az sayıda da olsa gerçek dostları da düşmanımız haline getiririz.
Bir düşünür bakın ne demiş:
“Bir birlikteliği oluşturup, güçlendirmenin en kolay yolu, ortak bir düşman bulmaktır.”
Demek ki, bizim kimi siyasetçilerimiz, toplumu bir araya getirme ve çok daha rahat yönetebilme adına, sürekli düşman yaratmanın özel çabası içindeler gibi geliyor bana!
Eğer bu, iç siyasete dönük popülizme dayalı yapay bir politik çıkışsa endişe etmemize gerek yok demektir.
Amma ve lakin, bu iç siyasete dönük yapay çıkışları dış ülkelerdeki muhataplarımız ciddiye alırlarsa işte o zaman, işin cılkının çıkması kaçınılmaz olur.
Rusya ile ipleri koparmanın faturasını ağır ödememize rağmen şimdi de Almanya ile papaz olmak üzereyiz.
Sanırım batıya sırtımızı dönüp, doğu ile kucaklaşıp, orada top oynamak istiyoruz.
Baksanıza, Irak, Suriye, Filistin, Katar ve benzeri kimi ülkelerin iç işlerine ve de her tür çelişkilerine burnumuzu değil gövdemizi sokma noktasına geldik!
İnşallah bizim ciddi kaygı duyduğumuz bu politikalar, ülkemize ve ülke insanımıza felaket değil, refah getirir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sami Çaycoşar - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber