TEOG’a bir gün kala stres kontrolü çok önemli!

TEOG sınavı için hem öğrencileri hem de aileleri heyecan ve stres sardı

BİR miktar stres, kişinin mücadele gücünü artırıp sınavda başarılı olmasını sağlasa da stresin kronik olması ve baş edilemeyecek duruma gelmesi, sınav başarısızlığı ve depresyon gibi sorunlara davetiye çıkarıyor. 
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç, TEOG'a girecek öğrencileri uyardı, sınav stresinin etkileri, baş etme yolları ve ailelerin kaygılarının çocuklarına nasıl yansıdığı ile ilgili şu bilgileri verdi:  
“Günümüzün yaşam koşulları o kadar zorlaştı ki artık ergenler bahar gelince aşık olmak yerine sınava odaklanmak ve gelecek kaygısı ile uğraşmak zorunda kalıyorlar. İlköğretim ikinci kademede her yıl sınav konması ile birlikte bu kaygı üç hatta dört yıllık uzun bir zamana yayıldı. Bir yandan ergenliğin getirdiği fiziksel ve sosyal değişikliklerle başa çıkmaya çalışırken bir yandan da erken yaşta tüm yaşamını etkileyeceğini düşündüğü sınavlara hazırlanmaya başlamak ve tüm okul dışı zamanları dershanede tüketmek, ergenleri erken yaşta uzun süren stresli bir dönemle karşı karşıya bırakıyor. Her ne kadar başarı için bir miktar stres gerekli olsa bile stres düzeyinin insanın başa çıkabileceğinin ötesinde olması sakıncalı bir durum. Stresle başa çıkma becerisi de yaşla artan bir özellik ve ergenliğin daha başında başlayan üç yıl gibi uzun bir süreyi kapsayan kronik stresin bazen gelişimi bozucu etkileri oluyor. 
 
STRES KONTROL EDİLEBİLİR DÜZEYDE OLURSA BAŞARI GETİRİR  
Stres her zaman olumsuz bir durum değil. Yaşam sürekli müdahale gerektirdiği için insanın bir miktar stresi tolore edebilmesi de gerekir. Stres yaratan bir durumla karşılaştığında kişinin hissettiği gerilim onun sempatik sinir sistemini uyararak stres tepkileri dediğimiz bir dizi duygu ve davranışın ortaya çıkmasına neden olur. Bu tepkiler kısa süreli streslerde; kalbin hızlı çarpması, sık soluk alıp verme ve midenin kasılması gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra; mücadele edilmesi gereken durumla ilgili düşünceler, değerlendirmeler, korku ve kaygılardır. Bazı durumlarda korkup geri çekiliriz, bazı durumlarda nasıl mücadele edeceğimizi planlar ve harekete geçeriz. Her ikisini de yapamayıp stres yaratan durumla uzun süre karşı karşıya kalırsak vücudumuz strese uyum sağlar. Uzun süreli gerginlik, uyku bozuklukları, endişe hali ortaya çıkar. Stresin daha da uzun devam etmesi ile tükenme aşaması ortaya çıkar ve fiziksel hastalıklar, kronik yorgunluk, vücut direncinin düşmesi gibi durumlar görülebilir. Bu çerçevede sınav stresinin iki boyutu olduğu söylenebilir. Sınavın hemen öncesinde ve sınav sırasında yaşanan kısa süreli heyecan, başarısızlık korkusu ve eşlik eden fiziksel belirtiler de sınava hazırlanma sürecini kapsayan; uzun süreli endişe, gerginlik ve kaygı da genel olarak “sınav stresi” olarak adlandırılır. Eğer kontrol edilebilir düzeyde olursa stres başarı için gereklidir, kişinin mücadele etme gücünü artırır.
 
SINAVDA HEYECANINIZA YENİK DÜŞMEYİN
Sınavın hemen öncesinde hissedilen heyecan ve kaygılar kısa süreli ise genellikle zararsızdır. Hatta vücuttaki alarm sistemi diyebileceğimiz sempatik sinir sisteminin devreye girmesi, dikkatin keskinliğini artırdığı için sınav başarısını olumlu yönde bile etkileyebilir. Bu durumda kişinin yapması gereken tek şey; vücutta ortaya çıkan heyecan belirtilerine odaklanmayıp sınav sorularına odaklanmasıdır. Bunu yapabildiğinde heyecan kendiliğinden geçer. Eğer kişi bunu yapamaz, başarısızlık korkusuna kapılır veya vücudunda ortaya çıkan belirtilerden aşırı derecede rahatsızlık duyup, dikkatini kendi bedenine yöneltirse; stres artar ve dikkati dağılır. 
 
SINAVI KAZANAMAMANIN HAYATIN SONU OLMAYACAĞINI ÇOCUGA AŞILAYIN
Kronik stres, daha çok lise ya da üniversite sınavını bir ölüm kalım sorunu gibi algılayan çocuklarda ve ailelerde ortaya çıkar. Sınavda başarısız olursa gelecek umudu kalmayacağı düşüncesi, özellikle ilköğretim grubu çocukları için korku vericidir. Bu çocuklar, yıllarca iyi bir lise kazanamazlarsa üniversite şansları olmayacakları düşüncesi ile bunalırlar. Küçük çocuklar, alternatif düşünme becerisine de sahip olmayıp kendilerini doğru değerlendiremezler. Çevreden gelen etkilere daha açıktırlar. Anne babalarını memnun etmek onlar için her şeyden önemlidir. Sınavı kazanamazlarsa onların sevgisini kaybedeceklerini düşünebilirler. Bu yüzden özellikle ilköğretim çağında stresli sürecin uzun sürmesi çocuklarda uyku ve yeme bozukluklarının yanında; kalp, mide sorunları gibi fiziksel hastalıklar ve depresyon gibi ruhsal hastalıkların daha sık görülmesine neden olmaktadır. Gençler sınavlara hazırlanırken sınav ile ilgili hedefleri, baş etme güçlerinin ötesinde olmamalıdır. Aileler çocuklarına sınavı kazanamazlarsa gelecek umudu kalmayacağı fikrini aşılamamalıdır. Çocuklarımız sınav notlarıyla ölçülemeyecek kadar değerlidir.”

25 Nis 2017 - 12:10 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber