'Sahursuz oruç tutmayın'

Diyetisyen Yavuz, oruç tutan vatandaşların uzun yaz günlerinde mutlaka sahur yapmalarını önerdi

- Esra SERT
SICAK yaz günlerinde oruç tutan vatandaşlara önerilerde bulunan Diyetisyen Erkan Yavuz, sahurda yenilen hafif bir öğünün açlık süresini kısaltacağını ve buna bağlı olarak kan şekeri düşüşünü kontrol altına almayı sağlayacağını söyledi. Oruç tutmanın sağlık açısından sayısız faydası olduğuna değinen Yavuz, orucun kan yağları ve kolesterol türevleri ile günlük alışkanlıklarda da önemli yararları olduğuna değindi. Yavuz, “Ramazan’da güneşin doğuşundan batışına kadar geçen süre boyunca, besin ve sıvı alımındaki azalma nedeniyle enerji depolarındaki tükenmeye bağlı olarak metabolizma yavaşlamaktadır. Bunun yanında, vücuttaki su miktarındaki azalma Ramazan’ın ilk haftasında önemli bir sorun haline gelebilmektedir. Bu nedenlerle özellikle Ramazan’ın ilk haftasında sıvı alımının artırılması ve Ramazan süresince iftar sonrası öğün sayısını artırarak enerji alımının dengelenmesi çok büyük önem taşımaktadır” dedi.

‘BESİNLERİ İYİ ÇİĞNEYİN’

İftar zamanı mideye aşırı yüklenilmemesi gerektiğine dikkat çeken Yavuz, “Ramazan’da azalan öğün sayısı, bireylerin az öğüne adapte olmalarını güçleştirmekte ve bireylerin çok yemek yemelerine neden olabilmektedir. Oruç döneminde besinleri iyi çiğneme, oluşabilecek hazımsızlığı ortadan kaldıracaktır” diye konuştu.

‘ÖĞÜN DENGESİ ÖNEMLİ’

Oruç tutarken öğün dengesinin de son derece önemli olduğuna değinen Yavuz, iftar, sonrasında alacağınız 2 adet ara öğün ve sahur ile toplam 4 öğün şeklinde beslenmek en sağlıklısıdır. İnsüline bağımlı olmayan şeker ve hipoglisemi hastalarının tıbbi beslenme tedavilerinde öneri 2,5-3 saat ara ile glisemik indeksi ve yükü düşük beslenmedir. Bu hastalığa sahip bireylerin ara öğünlerini atladıklarında insülin salınımındaki bozukluk nedeniyle kan şekeri seviyeleri olumsuz etkilenmekte ve sağlık için tehlike teşkil etmektedir. İlaç saatleri ayarlı olan şeker, kalp, hipertansiyon ve mide hastaları uzun süre aç kaldıklarında ilaç tedavilerini de bozmuş olacaklarından dikkatli olmalılardır. Özellikle reflü ve helicobakteri pylori kökenli ülser hastalarında uzun açlıklar aşırı asit salgısına neden olduğu gibi az ve sık beslenmeleri, bol sıvı almaları gerekmektedir. Bu hastaların oruç dönemimde yiyecekleri 2 öğünde hızlı ve aşırı yeme ile sindirim sistemleri bozulabileceğinden hastalık durumlarının çok iyi kontrol altına alınarak oruç tutmamalarında yarar olacaktır. Orucu açarken öncelikle ilk tercihiniz bir adet hurma olabilir. Genelde çorbalar Ramazan sofralarının en önemli başlangıç besinidir. Bunu peynir çeşitleri, sebze yemekleri ve çay-kahve tüketimi izlemektedir. Ramazan bayramında etli yemekler, hamur tatlıları, sütlü tatlılar ve börekler sofraları süslemektedir. Ana öğünlerde, çorba, et-tavuk veya balık gibi yağsız-derisiz et çeşitleri, sebze ve kuru baklagil yemekleri, çeşitli sebzelerden oluşan salatalar, bulgur, tarhana, erişte gibi tam taneli tahıllar, çavdar, tam buğday veya karışık-çok tahıllı ekmekler ve mutlaka hazmın kolaylaşması için komposto veya hoşaf birincil olarak tercih edilmelidir. Ara öğünlerde, taze ve mevsime uygun meyveler, çorba, dondurma, meyveli veya sütlü tatlılar, kuru meyve ve yağlı tohumlar öncelikli olarak tercih edilmelidir. İftarda doygunluğu sağlamak açısından sebzeli, peynirli börek de yenilebilecek sağlıklı besinler arasındadır. Sahura kalkmak çok önemlidir.

‘YANMA VE EKŞİME OLUŞUR’

Sahurda yenilen hafif bir öğün, açlık süresinin çok uzamasını engelleyerek oluşabilecek kan şekeri düşüşünü kontrol altına almayı sağlayacak, yorgunluk, baş ağrısı, unutkanlık ve zihinde oluşacak dikkatsizliği önleyecektir. Sahurda, mutlaka mideye doygunluk hissi verecek çorba, menüye dahil edilmelidir. Genelde sahurda, oruç tutan bireyler günü daha tok geçireceklerine inanarak hamur işleri dediğimiz mantı, makarna, börek, gözleme, ekmek ve kızartma ağırlıklı besinleri fazla miktarda tüketmektedir. Sahuru yatmadan önce yapan veya sahurda uyanıp bu tür yiyecekleri yiyen bireyler için bu çok tehlikelidir. Çünkü uyandıklarında midede ağırlık, yanma ve ekşime hissedebilmektedirler. Bu durumu engellemek için sahurda çeşitli çorbalar mutlaka tüketilmeli ve kahvaltılık tarzı beslenme ile sahur yapılmalıdır. Ramazan ayında uzun açlıklar, meyve gibi kabuklu ve diyet lifi içeren besinlerin az tüketilmesine bağlı olarak oluşmaktadır. Buna ek olarak sıvı ve sulu yiyeceklerin az tüketilmesine bağlı olarak barsak hareketleri yavaşlamaktadır. İşte bu beslenmeye bağlı olumsuz yapılan tutum, yani diyet lifi içeren besinleri az yeme karın kaslarının gevşemesine ve kuvvet kaybına, karın boşluğunda gevşeme, kabızlık, karında şişliğe neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.

11 Tem 2013 - 17:44 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber