'Kanserle mücadele doğumla başlar'

Prof. Dr. Mahmut Gümüş, kanserle mücadelenin doğumla başladığını belirterek kanseri önlemenin tedavi etmekten daha kolay olduğuna vurgu yaptı

TÜRK Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, kanserle mücadelenin doğumla başladığını belirterek kanseri önlemenin tedavi etmekten daha kolay olduğuna vurgu yaptı. 
Onkoloji alanında en eski ve katılımı en yüksek kongrelerden biri olan Ulusal Kanser Kongresi; Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği ile birlikte Antalya’da düzenlendi. 
Kongre Başkanı Prof. Dr. Serdar Özkök, günümüzde kanserin ikinci sıklıkta ölüm nedeni olmakla birlikte; erken tanı, kanser genetiğindeki gelişmeler ile kişisel tedavilerin gündeme gelmesi ve multidisipliner yaklaşımlarla doğru tedavilerin uygulanması sonucu erken evrelerde kür edilebilir, daha ileri evrelerde ise kronik hastalıklar grubuna girdiğine dikkat çekti. 
Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özet ise Türkiye’de her yıl 165 bin kanser vakası görüldüğünü ve 80 bin kişinin kansere bağlı nedenlerden öldüğünü söyledi.  
Kanser tarama, tanı ve tedavisine bağlı harcamaların yıllar içinde arttığını aktaran Özet, “Sadece kanserin ilaçla tedavisine 2.5-3 milyar TL harcanırken, yeni ilaçlar ve immünoterapi uygulamalarıyla bu harcamanın birkaç kat katlanacağı tahmin edilmektedir. Kanserin artan sağlık sorunu olması nedeniyle ülkemizde kanserle ilgili her alanda ileri araştırmalar yapmak, ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme üretimi ve kanserle ilgili politikaların üretilmesi amacıyla Türkiye Sağlık Enstitülerine bağlı olarak 2014 yılında Türkiye Kanser Enstitüsü kuruldu. TÜSEB Kanser Enstitüsü ülkemizde ve bölgemizde sağlık bilimleri alanında bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak isteyen bilim insanlarının araştırma ve çalışmalarının merkezi olmayı hedeflemektedir” dedi.
 
“PEDİATRİK ONKOLOJİ VE HEMATOLOJİ YAN DAL EĞİTİMİ AYRILMALIDIR” 
Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kantar, Türkiye de Çocuk Onkoloji Uzmanlığı Eğitiminde Sorunlara değindiği konuşmasında Pediatrik onkoloji ve hematoloji yan dal eğitiminin ayrılarak her iki dal için de eğitim süresinin üç yıl olması gerektiğini söyledi. 
 
Prof. Dr. Kantar Pediatrik onkoloji ve pediatrik hematolojinin kendi içlerinde başlı başına çok geniş ve farklı konulara sahip olduğuna dikkat çekerek şu açıklamada bulundu: 
 
“Son 20 yılda çocukluk çağı kanserlerinin yaşam oranlarında ve yaşayanların yaşam kalitesinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bunun temel nedeni “odaklanmadır, yani çocuk kanseri tedavi eden doktorlar iyi huylu hastalıklarla uğraşmamaktadırlar. Hatta daha ileri ülkelerde bu konuda uzmanlaşmış bazı doktorlar neredeyse tüm meslek yaşamlarını beyin tümörü, Wilms tümörü, nöroblastom gibi tek bir tümör türü ile uğraşarak geçirmektedirler. Bir hastalık grubuna odaklanmayı ülkemize lüks olarak görmek bu ülkemizin hastalarına zarar verecektir. Odaklanmadan verilen tavizler yaşam hızlarında düşmelere yol açabilecektir. 
 
"UZMANLIK ALANINDA DETAYLI BİLGİ VE DENEYİME DOĞRU GİDİLİYOR" 
21. yüzyılda tıpta son derece hızla gelişmeler olurken ve uzmanlık alanlarında daha detaylı bilgi ve deneyime doğru gidilirken, Türkiye’de birçok batı ülkesinden önce, yasal çerçevede 25 yıldır edinilen kazanımların sürdürülmesi ve pediatrik onkoloji ve pediatrik hematoloji yan dallarının ayrı tutularak, bu konularda daha derin bilgi ve deneyimlerin edinilmesinin ülkemiz tıbbının ve çocuk hastalarının yararına olacağına inanıyoruz.”
 
“KANSER RİSKİNİ AZALTMAMIZ MÜMKÜN” 
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, kanserle mücadelenin doğumla başladığını belirterek şöyle konuştu: 
 
“Kanserin nedenleri değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz nedenler olarak ikiye ayrılabilir. Yapılan farklı çalışmalar göstermiştir ki sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durarak, beslenmemize dikkat edip şişmanlıktan uzak kalarak, yeterli egzersiz yaparak, alkol almayarak, kansere neden olabilecek virüslere karşı uygun tedbirleri alarak ve tuz alımını kısıtlayarak kanser riskini %76 oranında azaltmamız mümkündür. Tüm bu sayılan nedenler kendi irademizle değiştirebileceğimiz nedenlerdir.
"KANSERLERİN SADECE %10'U 'KÖTÜ ŞANSIN' ESERİ"
Kalan %14 neden ise UV radyasyon, hava kirliliği, sosyoekonomik koşullar ve mesleki kanser nedenleri gibi toplum düzeyinde alınacak tedbirlerle önlenebilecek kanserlerdir. Sadece %10 kanser, kişisel ve toplumsal olarak müdahil olamayacağımız, bir bakıma "kötü şans" diyebileceğimiz ailesel ve genetik faktörler nedeniyle oluşmaktadır. Bu nedenle kanserle mücadelemizde bu saydığımız faktörlere odaklanmalıyız. Ve bu odaklanma doğumla birlikte başlamalı. Doğumla birlikte, ergenlik ve gençlik çağında hatta tüm yaşam boyunca hasta olmadan önce insanlarımızı tütünden ve alkolden aktif veya pasif olarak uzak tutmalı, şişmanlığa yol açmayan dengeli beslenmeye teşvik etmeli, spor yapmalarını sağlamalıyız. Böylece kanser riskini yukarıda belirttiğimiz gibi 3/4 oranında azaltmamız mümkün.”
 
"RADYOTERAPİ TEKNOLOJİK GELİŞMELERE PARALEL OLARAK İLERLİYOR"
Radyoterapide gelişen teknolojiler ve stereotaktik radyoterapi kullanım alanları hakkında bilgi veren Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Esra Sağlam ise, “Teknolojik gelişmelere paralel olarak hızla ilerleyen radyasyon onkolojisi halen neredeyse tüm kanser tiplerinin tedavisinde, her evrede yer almakta ve hastalarda ciddi yan etkiler yaratmadan tedavi sonuçlarını önemli ölçüde etkilemektedir" diye konuştu. 
 
Stereotaktik radyoterapinin, radyoterapi ile tedavide önemli bir kapı açtığını söyleyerek, "Cerrahi için uygun olmayan hastalardaki erken dönem başarılı sonuçlardan yola çıkarak, cerrahi için uygun olan hastalarda da ameliyatsız, tedavi seçeneği olarak sunulmaya başlanmış ve cerrahi ile benzer şekilde hastalıktan kurtulmayı mümkün kıldığı görülmektedir. Ameliyat ve getirdiği risklere göre herhangi bir yan etki gözlenmezken tedavi hızla yapılabilmekte, seçilmiş hastalarda uygun şekilde yapıldığında minimum risk taşımakta, ayrıca solunum sıkıntısı olan ve yaşlı hastalarda da uygulanması önünde engel bulunmamaktadır" dedi.

27 Nis 2017 - 15:04 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber