Osmanlıcılık yeniden gündemde (2)

SON

günlerdeki Osmanlıcılık modasının temelinde ne yattığına bakmakta yarar var.

Eğer emperyalist ya da sömürgeci bir zihniyetle, bir yayılma arayışıyla güçlü bir Türkiye hayal ediliyorsa, bu arayış bugün için hayal olsa da, temelinde milliyetçi bir yaklaşım olduğu için en azından saygı duyabilirim.
Ama özünde, Arapçı ve de din temelli bir özlem varsa buna sempatiyle yaklaşmam kesinlikle mümkün değil.
Son yıllarda Türklük ve İslamcılık bir arada kullanılarak "Türk-İslam Sentezi" arayışı söz konusu.
Özünde, İslam dinsel bir öğreti olması nedeniyle, Türklük İslam öğretisi içinde iğdiş edilmeye çalışılıyor da olabilir!
Dinsel yöneliş sonradan benimsenen bir inanç biçimidir.
Milliyet ise doğuştan var olan bir şeydir.
Bu yüzden, birbirine taban tabana zıt bu iki ideolojinin sentezi olamaz.
Müslümanlık yani İslam, milliyetçiliği reddeder.
Bu bilindiği halde, Türklük ile İslam’ı bir araya getirip sentez yapmaya kalkanlar ya İslam’ı bilmiyor ya da bilmeden birilerinin dayatmasıyla, kulağa hoş gelen bu sloganın arkasına takılıp gidiyorlar!
Hazreti Süleyman, Hz. Yusuf, Hz. İbrahim başta olmak üzere çoğu peygamberin İsrail oğullarından olduğundan bile çoğumuzun haberi yok.
Hz. Adem’den bu yana gelen bütün peygamberlerin önemli bir bölümünün aynı sülaleden geldiği, peygamberliğin babadan oğula geçtiği ve hepsinin de ülkesinde ya da toplumunda egemen olduğu konusunda kimsenin kafa yormaması ilginç!
Yaradan’a dönük arayış ilkel toplumdan başlayarak bugüne dek sürüp gidiyor.
Zamanın kimi aydınları bu arayışa bir yanıt bularak toplumu belli bir çizgiye taşıyabilmek için, Yaradan’ı kullanmışlardır.
Bugün de bu anlayış çok farklı biçimlerde sürdürülmekte.
İnsanoğlu ilk dönemlerde taşa, puta, hayvana, aya, güneşe tapmış, hatta kimi toplumlar aşk tanrısı, savaş tanrısı, yer tanrısı, gök tanrısı diyerek soyut kavramlar ya da sözcüklerle kendilerine göre bir tanrı yaratmışlardır.
Dünlerde somut bir varlığa tanrı diye yönelen insan bugün Yaradan’ı evrenin bütününe yayarak, her yerde hazır ve nazır diyerek, Tanrı sözü diyerek bir kitaba dayalı kimi öğretilerle Yaradan’a yönelmekle meşgul.
Bunca çok sayıda din, mezhep ve tarikat, kutsal kitaba ve peygambere karşın herkes kendi toplumundaki inançla yoğrulup, inandığı şeyin Yaradan’a en yakın olduğuna inanarak, ölüm sonrasındaki hayata inanarak, ölüm sonrasında vaat edilen cennete ulaşmanın ve cehennemden kurtulmanın özel çabası içinde.
Biz Türkler Müslümanlıktan önce Şamandık.
Burada altını özellikle çizmek istediğim konu, geçmişte Arapları biz işgal etmiştik, bugün Araplar dinsel yönelişler aracılığıyla, ülkemizde her alanda etkinlik kurarak, neredeyse bizi her yönden kuşatarak etkilemeye devam ederken, şimdi de milyonlarca göçmenle Türkiye’de boy göstermeye başladılar.
Türkiye yol geçen hanına döndü.
Türkiye’de kimin Türk, kimin hangi etnik kökenden olduğunu bilmek mümkün değil.
Bilmek zorunda değiliz ama Türkiye ve Türkler üzerinde büyük oyunlar oynanıyor.
Bu oyunları sahneye koyanlar başkaları olsa da, sahnede oyunu oynayanların, Türk olmadıkları halde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Türkiye’yi yönetenler ve Türkiye’de en etkin yerlerde yer alanlar olduğu da bir gerçek.
Bunun en somut örneği şöyle.
FETÖ’cülerin nerelere ve hangi makamlara kadar yükselebildiklerine bir bakın!
Değerli okurlar, benim bu yazdıklarımdan etkilenerek beni ırkçı ya da kafatasçı biri olarak da görebilirsiniz.
Kesinlikle bu doğru değil.
Ben ırkçı ve kafatasçı falan değilim ama benim etnik yapıma dönük bir etnik saldırı söz konusu olursa, bırakın milliyetçiliği, kafatasçının da en alası olurum!
Onlar, yani Araplar, bizi geçmişte sırtımızdan vurmuş olmalarına karşın, bugün biz onları neredeyse baş tacı etmekle meşgulüz.
Zamanla Arapça dil giderek yaygınlaşırken, biz de yavaş yavaş Araplaşmaya başlarsak hiç şaşmam.
Tabii ki, yaşım müsait olmadığı için benim bu fetret dönemlerini görmem mümkün değil!
İyi ki görmeyeceğim.
En azından bu açıdan mutlu bir biçimde, son durakta inebilirim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sami Çaycoşar - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber