Musalla tentesi!

GEÇTİĞİMİZ

Pazartesi günü, öğle saatleri...

Kızlarpınarı Mahallesi'ndeki "merkez" Emine Özmüftüoğlu Cami'nin bahçesindeyiz.

Çocukluğumun geçtiği mahalleden bir büyüğümüz Hakk'ın rahmetine kavuşmuş, birazdan son vazifemizi yapacağız.

Kalabalık, sağanak yağmura paralel olarak giderek artıyor, hatta yağmur daha baskın çıkıp bahçede ne var ne yoksa sırılsıklam ediyor.

Kimi caminin giriş kapısını perdeleyen çatının, kimi yan duvarlardaki ufak saçakların, kimi de abdest alınan şadırvanın altına sığınmış.

Rahmet öyle şiddetli yağıyor ki...

Cenazenin içinde olduğu tabut, Büyükşehir Belediyesi'nin aracından indirilip musalla taşına konulamıyor bile.

Üstelik burası "merkez" cami.

Yani 300 bin nüfuslu bir şehrin, Diyanet İşleri'nin onayıyla en "merkez" konumdaki ibadet yeri.

Daha önce Kuyularönü Cami'de olan "merkez cami" olma hüviyetini, yıllar önce hayırsever Özmüftüoğlu Ailesi'nin yaptırdığı bu cami, hakkını da verecek görkemiyle üstlenmiş.

Sığındığımız saçakların birinin altında, mahalleden tanıdığım bir ağabey ile sohbet ediyoruz.

"Görüyorsun değil mi? Caminin içi ne kadar ihtişamlı, ne kadar görkemli. Halıları, avizesi, minberi, camdaki vitraylar, kubbedeki desenler, hepsi özenle hazırlanmış. Ama bak, caminin dış yüzeyinde boya bile yok" dedi.

Pek çok kez o camiye gitmiş ve önünden geçmiş olmama, üstelik gözlemci yönümün iyi olduğunu sanmama rağmen, o söyleyinceye kadar hiç dikkatimi çekmemişti.

Biraz dikkatlice inceledim, hakkı vardı.

"Evet, doğru söylüyorsun abi. İçi bu kadar muhteşemken, dışına bir tek fırça boya bile sürülmemiş gibi durması hayli manidar değil mi?" dedim.

Güldü...

"Bu, bilerek yapılmış bir uygulama" dedi ve şöyle devam etti: "Bu, tam manasıyla tasavvufun bir yansımasıdır. Dış görünüş dünyevi açıdan önemli olabilir ama uhrevi açıdan çok da önemli değildir. İnsanın dışından ziyade içi güzel ve muhteşem olmalıdır. Bu durum tam manasıyla bunu simgeliyor."

Olaya hiç bu açıdan bakmadığımı, oysa bunun harika bir anlayış ve sunum olduğunu, bunu düşünüp yapanlara bir kez daha saygı duyduğumu söyledim.

Bıyık altından yine güldü.

"Yok böyle bir şey. Şu anda tamamen ben uydurdum. Bilmem, belki de gerçekten benim iddia ettiğim mantıkla caminin içi böylesine harika yapılmış ama dışı boyanmamıştır. Ama inan az önceki sözlerim, şimdi, hemen burada kendi imalatım olan şeyler" dedi.

Tam bir kelime cambazı ile karşı karşıya olduğumu yeni keşfetmişken, cüppesi sırılsıklam olmuş cami hocası hazır olduğunu mikrofonla anons edip kendisine uymamız için musalla taşının önüne davet etti.

İçinde cenazenin bulunduğu tabut cemaat tarafından Büyükşehir'in aracından indirildi, 5 metre uzaktaki musalla taşına konuldu, musallanın üzerindeki tente açılmak istendi, fakat başarılı olunamadı.

Çünkü, hem tenteyi açmak için gereken mekanizmayı çevirecek çubuk yoktu, hem de o çubuk oralarda bir yerlerde olsa bile tentenin bulunduğu demiri çevirecek mekanizma kırıktı.

İşin bir başka vahim yönü...

Tabutun ıslandığı yetmezmiş gibi, son vazifelerini yapmak için cami bahçesine doluşan biz fanilerin, cenaze namazını kılarken altına sığınabilecekleri bir tente/saçak olmamasıydı.

Anlayacağınız, Allah razı olsun, hayırsever bir ailenin trilyon harcayıp yaptırdığı caminin bahçesindeki kırık tente, trilyonluk makam arabasına binen Diyanet İşleri Başkanı'nın emrindeki Diyanet görevlileri tarafından fark edilmemişti.

Üstelik, Alanya Müftülüğü binası 15-20 metre ilerideyken...

Lafı fazla uzatıp kıymetli Alanya Müftüsü Mustafa Topal'ı daha fazla üzmeyelim, kıssadan hissemizi söyleyip bugünlük müsaade isteyelim.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan Alanya Müftülüğü'ne bu ve benzer tamirat işleri için ek ödenek geldiğini sanmıyorum.

Öyle olsa, her Cuma Namazı bitiminde caminin her iki giriş/çıkış kapısının önüne "Allah rızası için" denilip yardım kutusu konulmazdı.

Diyeceğim odur ki...

Artık bu işi Alanya Belediyesi mi, yoksa Antalya Büyükşehir Belediyesi mi üstlenir bilmem, ama bildiğim bir şey var ise o da şudur...

Başta "merkez" Emine Özmüftüoğlu Cami olmak üzere, şehrin muhtelif bölgelerindeki pek çok cami ve mezarlık musallasının üzerine ve cemaatin saf tuttuğu alana "yaz sıcağı" ve "kış soğuğu" için acilen tente veya benzeri korunak alanları yapılmalıdır.

Cenaze defini sırasında müteakip defalar gördüğüm aksaklıkları başka bir yazıda gündeme getirme hakkımı saklı tutarak, yukarıda sözünü ettiğim konuda ilgili kurumlardan yanıt beklediğimin bilinmesini istiyorum...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Alper Kutay - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber