MUKTEDİR
, her şeyini koltuk değneklerine borçlu.
Hiç bir koltuk değneği, sahibinin bu kadar çok işine yaramadı.
Daha önce hiç bir koltuk değneği olmadı ki, milyonlarca insanın, bir milletin hayatını alt üst etsin, bir milletin varlığını bile tehlike içine düşürsün.
Muktediri iktidar sahibi yapanlar koltuk değnekleriydi.
Onlar olmasaydı iktidar olamayacaklardı, bugün dahi iktidar olma güçleri yok.
Ama ah o koltuk değnekleri!
Ertuğrul Günay'ı tanırsınız.
Kendisi sosyalist geçmişi olan, merkez sol partide genel sekreterlik sorumluluğunu üstlenmiş bir siyasetçidir.
Her sabah aynaya baktığında nasıl bir yüz görüyor, merak ediyorum.
"Bu ülkeyi bu hale ben getirdim, olanlardan ben de sorumluyum" diyor mu acaba?
Çocuklarının kendisi hakkında ne düşündüğünü hiç merak ediyor mu dersiniz?
Bir diğer koltuk değneği de Erkan Mumcu.
Merkezi seçmeni temsil ederken, iktidarlarında yolsuzluk, suistimal ve kayırmacılık bataklığında sıfırı tüketmiş bir partinin genç bir genel başkanı iken, adam gibi bir vatandaş olmak yerine bir koltuk değneği olmayı seçti ve Mervani bir gücün elinde böcek gibi ezildi, yok oldu.
Merkez partisinde bakanlık yapan, genel başkanlık yarışına giren bir başka zavallı da Köksal Toptan.
Bir başka koltuk değneği daha, Eskicibaşı Murat Ağa.
Biz bu politika bezirganlarını bir ''şey'' sanıyorduk, hiçbirinde ne önlerini görme yeteneği, ne gelecek vizyonları var, ne ülke sevgileri varmış ne de bize saygıları.
Bugün milletimizin yaşadığı büyük yarılmaları, gelecek kaygılarımızı, milli egemenliğimizin ve vatan bütünlüğümüzün maruz kaldığı saldırıları bu ve ardından gelen koltuk değnekleri ile peydahlattılar.
Asla iktidar yüzü görmemesi gerekenleri iktidara taşıyanlar ödüllerini de aldılar, kullanılmış birer yosma gibi sokağa atıldılar.
Onların iktidara taşıdıkları Türk milletinin, milli egemenliğin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve demokrasimizin yılmaz savunucusu siyasi partilerinden biri olsaydı bir ölçüde anlaşılabilirdi.
Türk varlığıyla, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, demokratik ve laik sosyal yapımızla savaş halinde olanları muktedir yaptılar.
Düşman gördükleri devletimiz için eski Türkiye'nin ölüm ilanını vermek için sabırsızlıkla 16 Nisan Anayasa Referandumu'nu bekleyenlerin ülkemizde muktedir olmasını sağladılar.
"90 yıllık reklam arası" diye tanımladıkları devletimizi yıkmayı ahdedenleri, "Türk olmaktan kurtulduk" diye etekleri zil çalan soysuzları, Türkiye'yi Türk vatanı saymayan bir zihniyeti muktedir kıldılar.
İlk yıllarda meydan meydan, şehir şehir dolaşarak muktedir için söylenmedik söz bırakmayan 'Yaman Ütülmüş', altına çekilen bir kırmızı koltukla ütüldü, yeni bir koltuk değneği oluverdi.
Şimdilerde efendisine hizmette kusur etmeyen 'Soysuz Kölemen' bir başka koltuk değneği, bir zamanlar neler neler dediklerini unutmuşçasına en baba koltuk değnekliği yapıyor.
Muktedir akıllı, ülkemizdeki siyaset bezirganlarının kişisel kazançları için politika yaptıklarını biliyor, büyük Atatürk'ten sonra gelen pek az devlet ve siyaset adamımız ettikleri yemine sadık kaldı, milletine vekil olmayı hak eden pek az dürüst ve yürekli mebusumuz oldu, gerisi işte böyle birer koltuk değneği aday adayı.
Ya kendi genel başkanlarına ya da muktedire.
Memleket nice koltuk değneği gördü.
Hiçbirini ne sevdi, ne de onları unuttu.
Onları gördüğümüzde üzerlerine simsiyah bir gül atacağız.
Ama 50 yıllık tarihi geçmişi olan bir siyasi partinin de günün birinde bir koltuk değneği olabileceğini ne kimse gördü, ne de kimse düşünebildi.
Türk milliyetçiliğini varlığının ve politikasının merkezi gören bir parti, Türk kimliğini ve milliyetçiliğini ayaklar altına alanlara koltuk değnekliğini seçti.
Millet egemenliğini, hür ve bağımsız yaşamayı, al bayrağın altında özgür bir Türk olarak var olmayı kendine varlık sebebi sayan koca bir parti, tam bir mankurt gibi, bütün bu değerlerimize karşı savaşanların hizmetine koştu.
Şaşırtıcı olan şu ki, bunca sahtekârlıklara, bunca iğrençliklere "hayır!" diyen erdemli ve yürekli Türk çocukları da birer hain sayıldı.
Bu kadar zaman sonra, nihayet ve hayretle anladım ki, koltuk değneği olmak adam olmaktan da, millete vekillikten de, iktidar almaktan da daha değerli bir akçe imiş.
Ben de kendimi bir şey bilir sanırdım!
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.