Kahramanlık destanı

TELEVİZYON

kanallarında kamu spotu diye yayınlanan “15 Temmuz Destanı” adı altındaki klip ile ilgili bir sürü yorum yapıldı.

Aslında, öncelikle 15 Temmuz etkinliklerinden söz etmekte yarar var.
Kutlamaların organizasyonu ve halkın katılımı muhteşemdi.
Tabii ki, hitabetteki becerisiyle, bu tür etkinliklerin baş aktörü Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu etkinlikle ilgili törenlerde ve tanıtım kliplerinde de doğal olarak ve de alışageldiğimiz gibi, en ön saflardaydı.
Etkinliklerin genelinde, kahramanlığa ve dini argümanlara dayalı söyleme ağırlık verildiğini görüyoruz.
15 Temmuz'da darbeci hainlere karşı mücadele veren ve bu uğurda canını veren kahramanların kahramanlıkları her tür övgüye ve saygıya değer.
Onları minnet ve şükranla anıyoruz.
Gazilerimize de geçmiş olsun diyor, darbeye karşı çıktıkları için de kendilerini ayakta alkışlıyoruz.
Türkiye ve Türk insanı olarak, Osmanlı'dan bu yana yıllar boyu, iktidar sevdasına kapılmış, ülkeyi ve ülke insanını düşünmeyen hainlerin darbeleri ve vesayetleri altında boğuşa boğuşa bugünlere geldik.
15 Temmuz destanı, demokrasi sevdalılarının bir eseri mi?
Yıllar boyu peşpeşe gelen darbelerden bıkmış bir toplumun tepkisi mi?
Bu büyük ve anlamlı eylem, salt bir siyasi liderin başarısı mı?
Aslında eylemin bütününde her görüşten insan vardı.
Bu yönüyle, her tür fanatizmin tutsağı olmuş bazı vatandaşlarımızın siyasi kaygılara dayalı kimi tepkilerini bir kenara bırakırsak, halk arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm toplum kesimlerimizi bu duyarlılıklarından dolayı ayakta alkışlamalıyız.
Her tür etkinlikte ve de icraatta olduğu gibi, bu süreç içinde benim de eleştirdiğim bazı ayrıntıların olduğunu da söylemeliyim.
Özellikle 15 Temmuz klibinin başlangıcında, helalleşme ve el öperek eyleme katılma bölümünün eyleme uygun olmadığı kanısındayım.
Zira halk, spontane, hiç düşünmeden çağrıya uyarak sokaklara döküldü.
İkinci katılmadığım ve yadırgadığım bölümse, helalleşme sonrasında, bir türbanlı kadının askerlerin üzerine gitmesi ve vurulması sahnesi.
Senaryoyu kim yazdı bilmiyorum.
Ama burada, asker kılığındaki ya da ordunun içine sızmış kimi hainlerin ayrımını yapmadan, Türk askerini bir genelleme içinde, sivil halka ateş etmiş gibi göstermenin, özellikle de askerin ilk vurduğu kadının da türbanlı olarak öne çıkarılmasının özel bir anlamı olup olmadığını cidden merak ediyorum.
Bu senaryo ve bu klip, bu yönüyle bambaşka bir mesajı içeriyorsa, çok daha fazla kaygı ve üzüntü duymamız gerektiği kanısındayım.
İnşallah düşündüğüm gibi değildir.
Umarım bundan böyle, iktidar sevdasına kapılarak şu ya da bu kesime mensup beyinsizler, bu ülkeye ve bu ülke insanına zarar verecek bu tür çirkin, rezil ve acımasız bir eyleme cesaret edemezler.
Toplum olarak, her dönemde, çağdaş, laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı gerçek bir cumhuriyet için tek vücut olma becerisini gösterme konusunda çok daha duyarlı ve çok daha yekvücut olmamız umuduyla, hepimize geçmiş olsun diyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sami Çaycoşar - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber