BAZEN
evde yalnızlıktan canınız sıkılır.
Biraz içiniz açılsın diye caddeye bakan pencerenin yanına oturup gelene gidene bakarsınız.
Sabah olduğu için aç kedicikler her zaman olduğu gibi çöp kutularının üstüne çıkarlar ve boş olduğunu görünce bakarlar.
İkincisine ve üçüncüsüne bakarlar, üzülerek yere atlarlar.
Bazıları öfkeyle kuyruğunu yere vurmaya başlar ve ortadan kaybolurlar.
Öğleye doğru gelirler, yine çöp kutularına atlarlar.
Birkaç kedi 3 konteynırda poşeti koklayarak onu açmaya çalışır.
Bazen gezmeye çıkanlar veya çarşıya giden insanlar kaldırımdan geçerken, ellerindeki poşeti bir metre öteden konteynırların içine atıyor, sonra konteynırların içine bakmadan yollarına devam ediyorlar.
Bazen konteynırların içinde kedi oluyor.
Hayvanlar çılgın gibi çöpün dibinden hoplayıp kendini dışarı atıyor ve cadde olduğu için kediler tehlikeye giriyor.
Bir kere gördüm.
Kedinin yere atlamasıyla arabaya çarpması bir oldu.
Sonra kedi topallayarak kaçtı.
Kediyi aradım ama bulamadım.
Birkaç gün sonra onu gördüm.
Durumu biraz iyiydi ve içim rahat etti.
Bir keresinde de bir kedi tüyleri diken diken halde arabanın burnuna atladı, oradan karşı kaldırıma fırladı, deli gibi koştu ve yel gibi kayboldu.
Bir keresinde de bir kedinin üstünden araba geçti ve ezildi.
Benim bunları yazmamın sebebi, insanların bakmadan çöp atmamasını sağlamak.
Çünkü sokaktaki hayvanlar ya çarpılıyor ya da sakat kalıyor.
Bu durum araba kullanan için de üzücü ve tehlikeli.
Kedilerin poşeti açmak için tırnakları kırılıyor.
Ayakları kanayarak konteynırdan çıkıyorlar.
Bunu, bıraktıkları izlerden anlıyorum.
Kiminin yavruları anasız kalıyor.
Çocukluğumda cadde üstündeki fırından ekmek alıyordum.
'Dan dan' seslerini duyunca ne oluyor diye dönüp baktım, tramvay geliyordu.
Yavruları fırının kaldırımında oynayan kedi 'Dan dan' sesinden ürkmüş olacak ki yavrularını korumak için bir hamle yapıp atladı.
Tramvayın raylarının geçmesine ancak 10 santimetre vardı.
Tramvay kediye çarptı ve yoluna devam etti.
Çarpma sonucunda kedinin karnı patlamış ve bağırsaklarının bir kısmı çıkmıştı.
Can çekişiyordu.
Her şey göz açıp kapatıncaya kadar oldu.
Gözlerimden yağmur gibi yaş akıyordu.
Kediyi incitmeden yavrularının yanına getirdim.
Onu kaldırıma yatırdım.
Yavruları da sevinçle emmeye memelerinden başladılar.
Kedi başını kaldıracak gibi oldu ama başaramadı.
Fırıncı çıktı, bana dua etti, adamın yavaşlamamasına çok kızdı.
Bana, "Artık bu yavruları sütle beslememiz lazım" dedi.
Yeşil gözlü ana kedi sanki anlamış gibi çok yavaş bir sesle 'Miyav' dedi.
Hafifçe kıpırdadı ama üç yavru kedi emdikleri için güçsüzlüğü başladı.
Fırıncının yanaklarından iki damla yaş süzüldü.
Zaten ağlıyordu.
Kedi fersiz gözlerle sahibine bakıp yine kalkmak istedi ama yavruları öyle zevkle emip mutlu oluyorlardı ki memelerine sıkı sıkı sarılmışlardı.
Son sütlerini emiyorlardı.
Kedi kıpırdayamadı, yalvarır gibi gözleri sahibinde, hafifçe kasılıp kalakaldı.
Yeşil gözleri yavrularına güvenle bakıyordu.
Çünkü altıncı hissi sahibinin yavrularına bakacağını biliyordu.
Çünkü bazı insanlar onu hayvan olarak görür.
Oysa o, başta bir ana.
Büyük ve hilesiz duyguları var.
Bazı hayvanlar sahibine büyük bir sevgi ile bağlıdır ve onlara asla ihanet etmezler.
Sahiplerini çok kıskanır ve asla onu kimseyle paylaşmak istemezler.
Sahibini sevgisinden gölge gibi arkasında takip eder.
83 yıl olmasına rağmen kara kedi görüntüsü acısıyla halen içimde.
Asla güncelliğini yitirmedi.
Ne zaman yeşil gözlü kara bir kedi görsem, bu acı tablo canlanıyor.
Kedi ve köpekler hep yavruları için yiyecek bulmaya gider ve birçoğu kazaya uğrar.
Hayvan dostu iki aile arkadaşım var.
Yıllardır bahçelerinde kedi bakarlar.
Kedileri veterinere götürüp kısırlaştırırlar.
Kaybolsalar bile ararlar.
Bu arkadaşlarımın birinde 40, diğerinde ise 20'yi aşkın kedi var.
Merhametli oldukları için kedisi doğuran onların bahçelerine bırakıyor.
Kimi anası ile kimi anasız.
Bu kedileri bahçeye bırakanlar bir gün de bir torba mama koysalar, ama ne gezer.
Bu iki arkadaşımın ikisinin de evvela babaları hastalandı. Yıllarca baktılar.
İkisi de babalarını yitirdi. Sonra anneleri hastalandı ona da bakıldı.
Anne ve babaya çok büyük bir ilgi ile baktılar.
Anneleri de öldü, nur içinde uyusunlar.
Çok iyilerdi.
Bu hastalara rağmen arkadaşlarım asla o kadar kediyi ihmal etmedi.
Soğuktan ve sıcaktan korurlar.
Bu dostlarım memurdular.
Ancak kendi kendilerine yetecek maaşları var.
Makarna haşlarlar kemik suyuna, tavuk kırıntıları ve mama alırlar.
Bu kadar kediye bakmak her babayiğidin harcı değil, çok da seviyorlar.
Evleri ayrı ayrı yerde olan can dostum bu iki aileyi çok seviyorum.
Arkadaşın biri sık sık rahatsızlanıyor.
Ben onlara çok üzülüyorum.
Bu yazıma kızarlar mı bilmem ama şunu düşündüm.
Şu kedileri anasıyla danasıyla atanlar da ayda bir bile olsa mama koysalar sessizce.
O da sevap, namaz ve oruç gibi.
Attıkları kendi kedileri.
O sıcakta soğukta bakmak kolay mı?
Benim kızım da her sabah ve gece işten gelince hem köpeğimizi ihtiyaç için gezdirir, hem de kedilere de mama verir.
Hayvanlar da onun gelişini bekler.
Kızım da çok mutlu döner.
Arada tavuk kırıntısı haşlar, köpeğe kemik suyuna ekmek doğrar.
Balık yedik mi kılçıkları ayıklarım.
Kızım yemek artıklarını götürür.
Parkta hayvanları onu beklerler.
Olur da hayvanlara yardım etmek isteyen hayvan dostları beni arasın.
İki fedakâr arkadaşımın numarasını veririm.
İstediklerinizi bir dükkana ya da benim kızımın dükkanına bırakabilirsiniz.
Onlar teşekkür için sizi ararlar.
(0 535 727 24 24)
Hayvanların yiyebilecekleri şeyleri çöpe değil, kaplarına koyalım.
Turist olmayınca kaplar ekseriyetle boş.
Bazısı da motosiklet park ederken bu kapları kırıyor.
İnşallah bu yazım ses getirir ve hayvan dostları mutlu olur.
Bazısı 50 kediyi birden öldürür.
Bazısı ise sağlıksız haliyle yaşatmaya çalışır.
İnsanlar bazen toplu halde zehirlenip hastanelik olurken, bu kediler de yedikleri şeyden zehirlenmiş olmasın?
Kasıtlı değil ama biraz düşünmek lazım.
Hangi vicdansız bu hayvanları zehirler?
Bunun için canavar ruhlu olmak lazım.
Tabi benim fikrim ve tesellim bu.
Ben bir zaman en meşhur pastanede pasta yedim ve zehirlendim.
Yumurtasından olsa gerek.
1955 yılında idi zannedersem.
Her kötülüğün bir karşılığı vardır, iyiliğin olduğu gibi.
Hayvan ve doğa dostları, hepinizi çok seviyorum.
Vücudunuzdan sağlık, evinizden mutluluk ve neşe içinizden eksik olmasın canlarım benim.
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.