Şok! Hava Kuvettleri İmamı değilmiş!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede, darbe girişiminin ABD'nin Pensilvanya eyaletinde bulunan örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından organize edildiğine dair önemli gizli tanık ifadeleri yer aldı

İZMİR Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı  Berkant Karakaya tarafından hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan  bin 300 sayfalık, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin İzmir'deki kapsamlı ilk  iddianame, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iadesi için gönderilen  belgelerin önemli bir dayanağını oluşturuyor. İddianamedeki gizli tanık  beyanlarının ve ortaya konan delillerin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın  Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin "elimize ilk somut deliller geldi" sözüne temel  oluşturduğu bildirildi.

Darbe girişimi öncesi Ankara'da toplantı yapılmış
Gizli tanık ifadelerine de yer verilen iddianamede, örgütün "Hava  Kuvvetleri İmamı" olarak bilinen Adil Öksüz'ün Ankara'daki bir villada darbe  girişiminden önce Kurmay Albay Bilal Akyüz, Kurmay Yarbay Barış Avıalan,  Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Havacı Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Denizci  Koramiral Ömer Faruk Harmancık ile toplantı yaptığı, yeni bilgiler ve ifadeler  doğrultusunda Öksüz'ün örgütün "Türk Silahlı Kuvvetleri İmamı" olduğu bilgisi yer  aldı.
"Kuzgun" ve "Şapka" kod adlı gizli tanıkların ifadelerine yer verilen  iddianamede, Öksüz'ün villanın diğer katlarında gezerek içeride bulunan ve  yapılacak darbe ile ilgili çalışmaları yürüten örgütün sözde üst düzey "imam"ları  ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.
Gizli tanığın "Adil Öksüz, darbe yapılacak olan 15 Temmuz akşamını  kastederek, 'ilk işlerden bir tanesi görevlendirme verilecek kuvvetlerle halen  cezaevlerinde tutuklu bulunan FETÖ mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin  çıkartmak olacak' dedi" ifadeleri de iddianamede yer aldı.
Darbe planını örgüt elebaşı Gülen'e onaylatmış
"Kuzgun" kod adlı gizli tanık ifadesinde, Adil Öksüz'ün darbe  planlarını Fetullah Gülen'e götürerek onayını alacağını açıkça belirttiğini,  planın Öksüz tarafından 12 Temmuz Salı günü ABD'ye götürülerek Gülen'in onayından  sonra devreye sokulduğunu belirtti.
Adil Öksüz'ün yine başka bir konuşmasında "Arkadaşlar biraz önce  içerideki odadan büyüğümüzle görüştüm. Sizlere selamı var." dediğini anlatan  gizli tanık, "Adil Öksüz'ün bu konuşmasında büyüğümüz diye bahsetmiş olduğu kişi  Fetullah Gülen'di. Başka bir konuşmasında ise yine Adil Öksüz'ün 'Arkadaşlar ben  cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir  aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim'  dedi. Orada bulunan herkes büyüğümüz sözünden kastedilenin Fetullah Gülen  olduğunu biliyordu. Öksüz, 12 Temmuz Salı günü Amerika'ya darbe planlarını  götürüp Fetullah Gülen'e sundu ve onun onayı ile planları devreye soktu." dedi.

"Şeytanı içimize karıştırmayalım"
Gizli tanıklar, Öksüz'ün darbe planının başarısız olacağına dair  düşüncelerin akıllara getirilmemesi yönünde de telkinlerde bulunduğunu, villa  içerisindeki çalışmalar esnasında bazen halka rağmen söz konusu silahlı darbe  girişiminin başarı ile sonuçlanamayabileceği görüşü dile getirildiğinde, devreye  girerek orada bulunan herkese "Bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize  karıştırmayalım. Allah’ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır" şeklinde dini  ağırlıklı kısa sohbetvari konuşmalar yaptığını, böylece fikirleri bastırıcı ve  engelleyici bir tavır sergilediğini de anlattı.
 
Cumhurbaşkanı denize açılan gemiye götürülecekti
Darbe girişiminin ayrıntılarıyla ele alındığı Ankara'daki villa  toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile  ilgili yapılacakların da konuşulduğu yine gizli tanık beyanlarında yer aldı.
 
İddianamede yer alan gizli tanık ifadesinde şunlar kaydedildi:
"15 Temmuz darbe gecesi ilk yapılacak iş, Özel Kuvvetler  Komutanlığından görevli timlerce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber  Köşkü'nden alınarak havayolu ile İstanbul'da kısa bir süre bekletilip yine hava  yolu ile denize açılacak olan bir gemiye indirilerek muhafaza edilecekti.  Başbakan Binali Yıldırım ise Ankara'dan Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli  timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssüne getirilecekti. İçişleri Bakanı Efkan Ala  Ankara'dan yine Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce alınarak  Akıncılar Hava Üssüne, MİT Müsteşarı olan Hakan Fidan, MİT Müsteşarlığından Özel  Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssüne,  Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz konutundan jandarma birimlerince alınarak  Akıncılar Hava üssüne getirilecekti. TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ın konutundan  Jandarma birimlerince alınıp Akıncılar Hava üssüne getirilecek. Emniyet  İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç konutundan jandarma birimlerince alınarak  Akıncılar Hava Üssüne getirilerek muhafaza edilecek. Gölbaşı'nda bulunan Özel  Harekat Daire Başkanı yine konutundan jandarma birimlerince alınarak Akıncılar  Hava Üssüne getirilecek."
 
DARBECİLERİN 'HULUSİ AKAR' PLANI ORTAYA ÇIKTI!
Planın yapıldığı villada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın  ikna edilmeden darbenin başarısız olacağına yönelik konuşmaların geçtiğini  aktaran gizli tanığın "Özellikle Adil Öksüz'ün Genelkurmay Başkanının ikna  edilmesinde herhangi bir sıkıntı çıkmayacağı yönündeki düşüncesinin orada  bulunanlar üzerinde hakim görüş olarak etkili olduğu kaydedildi. Jandarma Genel  Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin FETÖ üyesi olmadığı ancak yapılacak silahlı  darbe girişimini destekleyebileceği villada bulunanlar tarafından genel görüş  olarak ifade edildi" sözleri de iddianamede yer aldı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a operasyon
Şapka kod adlı gizli tanık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da  bulunmaması nedeniyle Erdoğan'a yönelik planın değiştirildiğini, Marmaris'te  bulunan Cumhurbaşkanına operasyon için görevlendirilen uçuş personelleri dahil 39  askeri personelin Çiğli 2. Ana Jet Üssünden hareket ettiğini kaydetti.
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının, hem nakliye hem de bünyesinde  bulunan MAK timleri sayesinde saldırı merkezi olarak kullanıldığını kaydeden  Şapka kod adlı gizli tanık, "MAK timleri, SAT komandosu ve Özel Kuvvetler  ekiplerinin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı envanterinde bulunan silah, mühimmat  ve teçhizatları kullanarak, Marmaris eylemini gerçekleştirdi. Eylem sonucunda  başarılı olamamaları üzerine helikopterler bir yaralı ile üsse geri döndü."  ifadelerini kullandı.
 
HEPSİNİN AYRI AYRI KOD İSİMLERİ VAR
 
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15  Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 267 şüpheli hakkında  hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede, örgüt mensuplarının kamu kurum ve  kuruluşları ile ilgili olarak kullandıkları kodlara da yer verildi. 
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanıp İzmir  2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve 267 şüpheli hakkında "anayasal düzeni ortadan  kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Büyük Millet  Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs"  suçlamalarının yer aldığı iddianamede, FETÖ mensuplarının Türk Silahlı  Kuvvetlerine (TSK) bağlı komutanlıklar, Polis Akademisi ve Milli İstihbarat  Teşkilatı ile Adalet Bakanlığı bünyesindeki bazı meslek gruplarına kod isim  verdikleri, bunu da gizlilik içerisinde yürüttüğü bilgisi yer aldı.
Fetullah Gülen'in "bir numaralı şüpheli" olduğu iddianamede, TSK'ya  bağlı komutanlık ve üslerin yanında örgütün açtığı "eğitim kurumları"nda Silahlı  Kuvvetler personeline güncel dersler verildiği, dersi veren üst düzey "abilere"  "Doktor" kod adının verildiği belirtildi.
Örgüt mensuplarının "Kemik kadro", "Mütevelli" ve "Sohbet"  toplantılarında bir araya geldiğinin, özellikle "sohbet toplantıları"na örgütün  büyük önem verildiğinin altının çizildiği iddianamede, bu toplantıların örgütün  birinci basamağını oluşturduğu, bunlara katılanlardan bir yıl boyunca hiçbir şey  istenmediği, bu süre içerisinde örgüte mütevelli olarak kazandırılacak kişilerin  bu toplantılarda belirlendiği, bu zaman zarfında mütevelli üyesi yapılacak  kişiler hakkında gerekli araştırmaların yapıldığı, mütevelli üyeliğine seçilecek  kişiler üzerinde örgütün gizliliği vurgusunun yapıldığı kaydedildi.
FETÖ'ye dini duygularla giren ancak daha sonra gerçek amaç ve  hedeflerini gördüğü örgütten çıkmak isteyenlere "üst aklın" talimatıyla sorumlu  olduğu bölge "abi" ve "ablası" aracılığıyla manevi baskı yapıldığı, çıkması  halinde "şefkat tokadı" yiyeceği, hiçbir işte başarılı olmayacağı, başına her  türlü olayın geleceği konusunda ikna kabiliyetine haiz "abi" ve "ablalar"  tarafından korkutularak örgütten çıkmasına engel olunduğu yönünde  değerlendirmelerin bulunduğu iddianamede, örgütün sözde yöneticilerinin çok  kritik kamu kurum ve kuruluşlarını kodladıkları ifade edildi.
 
FETÖ'den MİT, Emniyet ve TSK'ya kod isimler
 
İddianamede, "Örgütün, 'Kara Kuvvetleri Komutanlığı: Kürşat Bey, Hava  Kuvvetleri Komutanlığı: Hüseyin Bey, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı: Dursun Bey,  Jandarma Genel Komutanlığı: Cüneyt Bey, Milli İstihbarat Teşkilatı: Simit, Polis  Akademisi Başkanlığı: Pa, hakim ve savcı: Hasan Bey, fetih okutmak: Sınav  sorularının verileceği örgüt üyesi, BBTM: Büyük bölge talebe mesulleri, BTM:  Bölge talebe mesulü, erkek zabıt katibi: Zekai Bey, bayan zabıt katibi: Zekiye  Hanım, mübaşir: Beşir Bey, infaz koruma memuru: Nafiz Bey' gibi kod isimleri  kullandığı belirlendi." ifadeleri yer aldı.
 
İddianamede, şu tespitlere yer verildi:
  
"15 Temmuz darbe girişimine kadar, hükümeti ortadan kaldırmak veya  görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı  altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya  çıkmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek şeklinde bir amacın olduğu,  söz konusu amacın gerçekleştirilebilmesi için hayatın normal akışı içerisinde  beraber hareket etmeleri mümkün olmayan, kanunlara göre silahlı, zor kullanma ve  yaptırım uygulama yetkisine sahip, mesleki hiyerarşi içerisinde görev yapan kamu  çalışanlarını ve devlet memurlarını, diğer üst düzey çalışan veya emekli olmuş  kamu görevlilerini, bürokrat, gazeteci, yazar ve akademisyenleri, TSK  mensuplarını, adli ve idari yargı mensuplarını, sivil toplum kuruluşları  mensuplarını aynı amaç etrafında faaliyet gösterecek şekilde süreklilik arz eden  gizli ve hiyerarşik bir yapılanma içeresinde oldukları tespit edilmiştir."
 Örgütün gizlilik içerisinde yürüttüğü faaliyetler ve kullandığı  kodlamalar göz önünde bulundurulduğunda, vatandaşların dini duygularını istismar  eden, yıllarca kirli planları doğrultusunda FETÖ'nün gerçek yüzünün  anlaşılmasından sonra devletin haklı ve kararlı mücadelesinin ardından örgütün  tasfiye sürecine girdiğinin kaydedildiği iddianamede, darbe girişiminin yaşandığı  gece, TSK'da yuvalanan, aralarında general, amirallerin de bulunduğu subay,  astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla bir eylemin  gerçekleştirildiği, bu eylemle de FETÖ'nün silahlı bir örgüt vasfı kazandığı  ifade edildi.

24 Eki 2016 - 12:03 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber