"Batı, Türkiye -Rusya yakınlaşmasından rahatsız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin'e gönderdiği mektup, sonrasında Putin'in teşekkür için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramasıyla başlayan süreçte şu an neredeyiz? TOBB Etü Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Doç Dr. Toğrul İsmayil Türkiye'nin Rusla ile normalleşme sürecini yorumladı

TÜRKİYE ile Rusya arasında geçtiğimiz yıl 24 Kasım'daki yakın dönem Türk-Rus ilişkilerinin en ciddi krizi olarak tarihin sayfaları arasındaki yerini alan "uçak krizinin" ardından, 27 Haziran'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e gönderdiği mektup ve iki gün sonra Putin'in teşekkür için Erdoğan'ı aramasıyla başlayan normalleşme sürecinde birçok yüz yüze ve telefonla temaslar gerçekleştirildi.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'la Soçi'de görüştü. İki mevkidaş, Devlet Başkanlarının talimatı çerçevesinde normalleşme için genel bir yol haritası oluşturdular. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayan ilk yabancı ülke lideri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin oldu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Kasım sonrasında ilk kez Putin ile yüz yüze görüştüğü Rusya Federasyonunu ziyareti, G-20 Liderler Zirvesi’nde enerji iş birliği konularının ele alınması, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarının Rusya'yı ziyareti, Suriye'deki son gelişmeler ve Halep'teki insani drama çözüm bulmaya yönelik çabaların yer aldığı telefon trafiği ile normalleşme süreci başladı.
İki ülkenin ilişkisi aniden bozulduğu gibi yine aniden düzelme yoluna girdi. Bunun için birbiri ardına atılan adımlarla iki ülke ilişkileri 2015 Kasım’ından öncesi gibi hatta daha iyi bir şekilde rayına oturtmaya çalışıyor.
RUBLE VE TL TEKLİF ETTİ 
Türkiye’de son günlerde rekor üstüne rekor kıran dolara karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’e iki ülke arasındaki alışverişi Ruble ve TL ile yapılmasını teklif ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o konuşmayı, “Putin’e şunu teklif ettim. Alışverişimizi yerli para ile yapalım. Ben ne alıyorsam sana Rus rublesi ile ödemesini yapayım, sen de benden ne alıyorsan TL ile ödemini yap.” sözleriyle açıkladı. 
Öyle ki, dün Rusya’ya giden Başbakan Binali Yıldırım'ın Rusya ziyareti ile ilgili Başbakanlık'tan yapılan açıklamada, Türkiye'nin Rusya ile ticarette dolar yerine TL ve ruble kullanması yönünde ilk somut adımın atılacağı belirtildi. Açıklamada ayrıca "Rusya ziyareti boyunca Yıldırım'a eşlik edecek tüm heyetin konaklama ve harcamaları da ruble ile ödenecek" denildi.
Peki iki ülke arasındaki normalleşme süreci ile birlikte Ruble ve TL kullanımı nasıl bir sinerji yaratacak? 
TOBB Etü Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Doç Dr. Toğrul İsmayil Türkiye - Rusya arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecini Gazetevatan.com'dan Mine Üçgün'e değerlendirdi.
 
"Uçak krizinden sonra ikili ilişkiler hızlı şekilde iyileşmeye doğru gidiyor.  Fakat en büyük sorun; şu anda durumun kriz önceki ortama henüz getirilmemesi.  Rusya tarafının kendi bürokrasisinden kaynaklanarak, biraz kendi tutumundan kaynaklanarak yavaş adımlar atıyor. Biz; kriz önceki duruma geldiğimiz zaman iki ülke arasında ilişkilerin rayına oturduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte çok büyük gelişmeler var. Özellikle bana göre bu kriz, iki ülke arasındaki sorunların ne kadar ciddi olduğunu ortaya koydu ve bu sorunların da aşılması için mutlaka ve mutlaka bir diyalog platformunun olmasının da gerekliliğini vurduladı.
 
 
KRİZ ÖNCESİ RUSYA TÜRKİYE'Yİ CİDDİYE ALMIYORDU 
Kriz öncesi belki Rusya Türkiye'yi ciddiye almıyor özellikle Suriye konusunda Türkiye çıkarlarını göz önünde bulundurmuyordu.  Düşünüyorum ki krizden Rusya da Türkiye'nin bölgesinde ve çevresinde çıkarlar olduğunu ve Türkiye'nin de bir bağımsız devlet olarak kendi iradesini ortaya koyduğunu görmüş olur. Yani her olumsuz şeyin bi olumlu yönü vardır diyelim. Hayırlısı vardır.
 
Tabii ki iki ülke arasındaki siyasilerin diyaloğu, bu tür karşılıklı görüşler çok önemli  ve en önemli mesele ciddi sorunlar olan bölgelerde veya meselelerde istişareli hareket etmek yani karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak. Karşılıklı olarak birbirini isteklerini ve en azından birbirlerinin çıkarlarını dikkate almak.
 
DOLARI SAF DIŞI BIRAKMA ÖRNEĞİ DÜNYADA MEVCUT, BİRÇOK ŞEYİ KOLAYLAŞTIRABİLİR 
Ruble ve TL kullanımı hakkında henüz konuşmak için henüz erken olduğunu düşünüyorum hatta size şunu söyleyebilirim ki Anlatya ve çevresinde turistleri veya oradaki iş adamlarının ruble ile çalıştıklarını görüyoruz ve birçok dövizci bu işte ciddi şekilde sermaye elde ediyorlardı o bölgede. Zaten böyle çalışmalar vardı. Bunun mekanizması nasıl olacak nasıl yapılacak henüz söylemek için erken ama böyle bir şey mümkün, imkansız değildir. Birçok şeyi kolaylaştırabilir. Zaten Türkiye ile Rusya arasında ticaret ilişkileri var ve bu meselede bu ülkeler kendi para birimleriyle de iş görebilirler. fakat şunu söylemek gerekiyor ruble şu anda hassas bir durumda.  İki hassas dönem yaşan para ile karşılıklı güçlendirilmesine ne kadar yardımcı olacak ben açıkçası söyleyemem ama istisna değildir örnekler var. Rusya İran ile de aynı şeyi önermişti, Çin'le de önermişti. Bir nevi doları saf dışı bırakarak ülkelere kendi para birimleri üzerinden ticareti yapılması örneği dünyada mevcuttur.
 
BATI RUSYA VE TÜRKİYE YAKINLAŞMASINDAN RAHATSIZ . TÜRKİYE RUSYA'NIN HAYAT ALANI
Batı'da ki şu anda açığa vurmasalar da ciddi bir rahatsızlık söz konusu. Nedeni, şu anda Batı'nın ve ABD'nin Rusya'ya karşı bir yaptırım uygulaması var ve bu ülkeyi köşeyi sıkıştırmaya çalışırken Türkiye bir nevi Rusya için hayat alanı, Avrupa Birliği'ne açılan kapısı gibi.
Öte yandan bölgedeki dengeler de daha değişik . Sayın Başbaka'nın dediği gibi, stratejik boyuta gelirse gerçek anlamda bu bölgede dengelerin değişebileceğini söyleyebilirim. Bu da Batı'nın çok da işine yaramıyor. Şunu da söylemek istiyorum, Türkiye bağımsız devlettir ve kendi dış politikasını istediği şekilde yürütebilir. 
 
Şu anda gözüken o ki Türkiye çok çeşitli alanlarda faaliyetlerini arttırmaya çalışıyor. Bunlardan biri de Rusya ile olan ilişkilerdir. Bu ilişki stratejik ortaklık seviyesine getirilmeye çalışılıyor. Bana göre bu tür ilişkiler Batı karşıtı bir şey değil. Türkiye'nin bu politikayı böyle yürütme hakkı vardır ve bir şeyin başka bir şeye alternatif olmadığını da söyleyebiliriz .
Bu ikili ilişkilerinnormalleşmesi hatta normalleşmesi demeyelim stratejik boyuta gelmesinde Rusya'nın takınacağı tavır da önemli... Rusya'nın Türkiye'yi nasıl bir ülke olarak değerlendireceği ve Türkiye'yi kendi dış politikası veya kendi stratejisinde nerede göreceği çok önemlidir. Maalesef hala bu meseleler Ruslar için çözülmüş değildir.
 
RUSYA PKK'YI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK TANIMALI 
 En büyük sıkıntılardan biri bana göre Rusya'nın Türkiye'yi halen bir Orta Doğu ülkesi olarak görmesi ki Türkiye bir Avrupa devletidir. Rusya'nın bunu kabul etmesi gerekiyor. İkincisi Rusya ile türkiye arasında güvenlik alanında işbirliğinin geliştirilmesi lazım. Bunlardan en önemlisi ise PKK meselesidir. Maalesef Rusya halen PKK'yı terör örgütü olarak tanımıyor. iİkili ilişkilerin geliştirilmesi için Rusya tarafından böyle bir adımın atılması da olumlu bir adım olacaktır. İstişare ile bu mesele çözülebilir. 
HALK DİPLOMASİSİ ÖNEMLİ 
 En önemlisi , halk diplomasisi dediğimiz mesele henüz gelişmiş değildir. Rus toplumu Türkiye'ye kapılarını tam olarak açmış değil. Bu tür meseleler çözüldükten sonra biz stratejik iş birliğinin var olacağınız söyleyebiliriz.

07 Ara 2016 - 13:21 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber