Tatile gelen Ermeni aileden şok iddialar

Okurcalar'da bulunan "Aventura Park Otel"de tatil yapan Ermeni aile, ülkelerine döner dönmez çarpıcı iddialarda bulundular

ERMENİ haber sitesi News.am'de Konstantin Amirakyan imzasıyla verilen haber tüyler ürperten cinsten. "Ermenistanlı turistleri dövüp karakola götürdüler" başlıklı haberde aynen şu ifadeler yer alıyor: Türkiye’ye hareket eden Ermeni turistlere 5 yıldızlı, Akdeniz mavisi sahillerdeki otellerde rüyamsı ve unutulmaz bir tatil vadediyorlar. Sarajyan ailesi Türkiye tatili dönüşü NEWS.am muhabirine başlarından geçeni anlattı. Ailenin annesi Lianna Mamayan şunları söyledi. Yorumsuz ve kısaltarak aktarıyoruz: "Küçük oğlumun sağlığı için doktor deniz tavsiye etti. Türkiye’ye gitmeye karar verdik. ‘Tez Tour’ turizm acentasına başvurduk. Olan tatil paketlerinden Alanya "Aventura Park" 5 yıldızlı otelinde karar kıldık. Ailenin 4 üyesi için 4000 dolar ödedik ve doğal olarak sigorta yaptırdık. 6 Temmuz’da Alanya’ya hareket ettik. Yolda, Aventura Park’ta sadece bizim kalacağımızı öğrendim ve biraz endişelendim, ne de olsa Türkiye’ye gidiyorduk... Neyse ailece Aventura Park’a vardık. Bize 5 yıldızlı olduğunu söylemişlerdi, Internet’te de öyle olduğu yazılıydı. Ancak oraya vardığımızda, eğer yıldızlar tarafsız bir şekilde verilseydi 3 yıldızı bile zor alabilecek bir oteldi. Otel sahili kirliydi; sonradan kanalizasyon sularının burada denize döküldüğünü öğrendim. Odada klimayı çalıştırmak için depozit ödemek gerekmekte. Çarşaflarsa temiz değildi. Kısaca 16 Temmuz’da hiçbir medeni ülkede turistin başına gelmeyecek olay başımıza gelene kadar bu şekilde dinlendik... Aventura Park’ta çalışan bay elemanların otelde tatil yapan bayanlara, özellike Rus bayanlara karşı kayıtsız olmadıklarını söyleyeyim. Onlar bazen ölçüyü kaçırmakta, yanında erkek arkadaşı veya kocası olup olmamasına aldırış etmemekteydiler. Otel personeli özellikle otel sahibi ve oğlunun gözüne girmek için herşeyi yapmaktaydılar. Tanışıklık kurdukları bayanları akşamleyin otel sahibi veya oğlunun yanında görmekteydik. Bizimle beraber biri Ermeni olan Rusya’dan iki kız da tatil yapmaktaydılar. Otel çalışanları onlarla da yakınlık kurmak istemiş ancak reddedilmişlerdi. 16 Temmuz akşamı kızlar salonda oturmuş, dizüstü bilgisayarlarıyla yazışıyorlardı. Garsonlar aldırmaz bir şekilde masa üstünden örtüyü çekince az kalsın bilgisayarlar yere düşecekti. Kızlar uyardılar, ancak garsonlar kaba bir şekilde çenelerini kapamalarını söylediler. Yan masada, ikisi Ermeni Rusya’dan 4 genç, ne olduğunu sordular. Gençlerin bu sorularına Türkler, Ermenilerin çok iyi bildiği bir kelimeyle yanıt verdiler ve yerlerine oturmalarını söylediler. Arbede başladı. Otel güvenlik görevlileri müdahale etmediler. Aventura Park Otel’de çalışan tüm bay personel bu 4 genci dövmekteydiler; bütün bunlar herkesin gözü önünde olmaktaydı. En nihayet tatil yapanlardan bazıları onları ayırmayı başardılar. Gençleri, fuayedeki mağazalardan birine götürdüler. O zaman ben ve eşim odamıza döndük ve 15 yaşındaki oğlum Hovhannes’le bağ kurmaya çalıştım. O sırada otel alanından çıkmış olan Hovhannes fuayeye geri dönmekteydi. Otelde bu 4 gençle yakınlaşmış olan Hovhannes, onların bu durumunu görür ve gençlerin düşen cep telefonları ve eşyalarını getirmeleri ricası üzerine onları kırmaz. Otel çalışanlarından biri Hovhannes’in yanından geçerken omuzuyla çarpar ve agresif bir tonla dikkatli olması uyarısında bulunur. Hovhannes dikkatli olduğunu söyler; Türk garson onu itekler ve yeniden kavga başlar. 20 kişiyle erişkin olmayan oğlumu döverler. Bu sırada bizimle beraber tatil yapan aslen Tatar Rusya’lı bir adam Hovhannes’i yerden kaldırmaya çalışır. Onu da dövüp sırt kemiklerini kırarlar. Kavgadan sonra Hovhannes’i gördüğümde tanıyamadım. Odaya getirene kadar yüzünü yıkamış olmalarına rağmen, yüzü tamamıyla morarmış, gözleri hemen hemen kapanmıştı. Olaydan sonra eşim Artur ne olduğunu öğrenmek istedi. Onu ve bizimle beraber tatil yapan Haçik’i 20 kişilik otel personeli otel alanı dışına çağırıp, herhangi birşey demeden kavgaya başladılar. Çalışanlardan biri bıçak çıkarırken, bir diğeri Artur’un gözlerine göz yaşartıcı sprey sıkar, ve gene aynı gurupla dövmeye başlarlar. Kavga yaklaşık 3 saat sürer. Kimseye başvurup bilgi alamıyordum. Bizimle beraber Amerika’dan Ermeni bir kadın tatil yapmaktaydı. Türkçe biliyordu, onunla otel müdürüyle konuşmasını, otel çalışanlarının hukuk dışı işler yaptıklarını ve şikayet edeceğimi söylemesini istedim. Otel müdürünün tepkisiyse ‘Kime şikayet edeceksiniz. Benim Alanya’da problemim yok, kime isterseniz şikayet edin’ oldu. Otel sahibi Ermenistan’lı olduğumuzu öğrenince, yüz ifadesi çirkinleşti ve ‘yallah, yallah’ dedi... Bu esnada ‘Tez Tour’ görevlisi, otel personelini sakinleştirme konusunda hiçbir şey yapamadı. Ona Hovhannes’in tıbbi yardıma ihtiyacı olduğunu, başına darbe aldığını burnundan kan aktığını söylerken o bana ‘Ermenistan’la temas kuramıyorum, acaba sigorta poliçesi düzenlenmiş mi, düzenlenmemiş mi? Siz Ermenistan’la temas kurun’ diyordu. Ona sigorta poliçesi belgesini göstermem de yeterli olmadı. Gece yarısına doğru Türk polisler geldi ve Rusya’lı 4 genci, eşimi ve bizimle beraber tatil yapan Haçik’i gözetim altına aldı, daha sonra odaya gelip Hovhannies’i de karakola götürmek istediler. Bunların hepsi korkunç bir rüya gibiydi... Türk polisine oğlumun yetişkin olmadığını ve onu tutuklamaya hakkı olmadığını söylüyordum. O ise Türkçe birşeyler söyleyip kelepçeleri çıkarıyordu. Sinirlerim bozuldu ve polise bağırarak tüm karakolu dava edeceğimi, zira masum insanları haksız şekilde tutukladıklarını, suçlularınsa otelde serbest dolaştıklarını, küçüklerin tutuklanmasının suç olduğunu söyledim... Sonunda Hovhannes'i, beni ve 11 yaşındaki oğlumuzu tutuklamasını, çünkü çocukları yanlız bırakamayacağımı söyledim. Polis bir an yüzüme baktı ve odayı terk edip gitti. Emniyette kocamı ve Haçik’i fazla tutmadılar. ‘Tez Tour’ çalışanlarını da Jandarma karakolunda fazla tutmadılar, karakola Artur’u ve diğerlerini serbest bırakmaları için gitmişlerdi. Ancak olayı sarhoş halde kavga çıkarttıklarını öne sürerek Rusya’lı 4 genç üzerine yıkmak istemişlerdi. Artur ve arkadaşı nasıl olduğunu bilmiyorum ama karakoldakileri o çocukları da serbest bırakmaları için ikna etmişlerdi... Ben kendimi hiç o kadar savunmasız, hakarete uğramış, göz ardı edilmiş hissetmemiştim. Geceyi gözümü kapamadan geçirdim. Sabah gün ağarıp güneşin ışıkları deniz ve sahili aydınlattığında bulunduğumuz yerin artık eski güzelliği gözümde kalmamıştı... Geri dönüş yolunda gözyaşlarımı tutamadım. Gruptaki diğer arkadaşlar ne olduğunu sordu; anlattım. O an yolda hiç konuşmayan bir kadın şunları söyledi: "Uslu dursalardı hiçbir şey olmazdı. Ben 5 yıldır tatil için Türkiye’ye geliyorum. Benim başıma niye böyle bir şey gelmiyor? Sonra Ermenistan’da normal tatil fiyatları koysunlar, ben de paramı orada harcayayım" dedi. Ben şaşkındım, yanıt vermek anlamsızdı... Ancak biz ailece artık Türkiye’ye asla adım atmama yönünde karar verdik." NEWS.am, Ermenistan ve Türkiye arasında diplomatik ilişkiler olmadığını ve Ermenistan vatandaşlarının ilgili ülkede hukuki veya diğer sorunlarla karşılaşmaları durumunda kesinlikle korumasız olduklarını hatırlatır."

#

28 Tem 2010 - 00:00 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber