Geçmiş günler

AZİZ

okurlarım, bazen insan sıkılır, sağı solu, defterleri karıştırırken içinden bir mektup, şiir, hikaye bulabilir.

Bu mektuplar da ailenizin ölen bir ferdinin acılarını, dertlerini anlatan bir mektup olabilir.
O mektupları görünce üzülürsünüz, gözleriniz sulanabilir.
Bundan 10-11 yıl evvel yemek hazırlayıp pikniğe gitmiştik.
4-5 arkadaş yedik, içtik, çaylar içildi, "Bir şeyler anlatalım" dedik.
Oturduğumuz yerde kimi şiir okudu, kimi hikaye anlattı, kimi de bilmece sordu.
Ben de bir hikaye anlattım.
Bir arkadaşım da Şemsi Yastıman'dan alınan tekerlemeli bir şiir okudu.
Bu şiir hoşuma gitti ve kopyasını aldım.
Arkadaşım şimdi yaşamıyor, ruhu şad olsun.
Bunu size yazacağım.
Umarım siz de benim gibi ilginç bulursunuz ve hoşunuza gider.
Bundan ben de mutlu olurum.
***
"Allah her kula bir zanaat vermiş, meğer ki bol nasip kısmet yazıla. Kimine hoş geçim kanaat vermiş, kimine hırs vermiş, doymaz az ile. Terk-i sıla ettim on beş yaşımda, dolaştım bir hayli kendi başımda. Her ne iş tuttuysam felek karşımda, naçar kaldım paylaşılmaz koz ile. Garip kaldım kimse yardım etmedi, Küçük memur oldum maaş yetmedi. Ev geçimi hiç de düzgün gitmedi, cereyanı kestiler kaldık gaz ile. Tuhafiyeciliği seçtim olmadı, terzi oldum kestim biçtim olmadı, kumaş mağazası açtım olmadı, hep malları güve yedi haz ile. Marangozduk el kaptırdık hızara, tellal oldum kıtlık geldi pazara, fırıncı oldum yangın çıktı kazara, malım mülküm harap oldu köz ile. Kasap oldum bereketin adı yok, kimi et yağsız der kimi budu yok, aşçı oldum yemeklerin tadı yok, el âlemi suya yaktım tuz ile. Manav oldum hep çürüdü yemişler, kunduracı oldum bilmez demişler, rençber oldum bütün ters gitti işler, aylar yıllar geçti kurak yaz ile. Dabbak oldum hep çürüdü deriler, celep oldum ölüp gitti sürüler, bakkal oldum kaçtı hep müşteriler, başka bir iş yapsam hangi yüz ile. Demirci oldum herkes beni haşladı, gürültüden şikayete başladı, çöpçü oldum mahalleli taşladı, süpürürken evler doldu toz ile. Nalbur oldum kimse kapım çalmadı, saatçi oldum sağlam saat kalmadı, takımları sattım kimse almadı, mezatçıya verdim yüz bin naz ile. Eczacılık yaptım arttı ölümler, mühendis oldum ağır geldi ilimler, fotoğrafçı oldum yandı filmler, müşteriye karşı döndük rezile. Çiçekçi oldum hep goncalar buruştu, nakliyeci oldum kamyonlarım vuruştu, telefoncu oldum hatlar karıştı, tamirat bitmedi hemen tez ile. Karaborsa bilet sattıramadım, sahte makbuz kestim yutturamadım, Spor Toto oynadım tutturamadım, haftalıklar bir bir gitti vız ile. Hakim oldum cezayı çok gördüler, trafikçi oldum fazla yordular, polis oldum çok vazife verdiler, kaçırdım mahkumu yorgun göz ile. Maliyecilik de değil pek kolay, gümrükçülük yaptım duydum çok kolay, bankacı oldum bir ay sonra bir olay, açık verdim vızıla da vızıla. Halıcı oldum bonolarım çatıştı, çünkü işim taksit ile satıştı, yorgancı oldum hep pamuklar tutuştu, kaldım bir tek iğne bir top bez ile. İşportacı oldum malım basıldı, şoför kahyası oldum sesim kısıldı, sütçü oldum bütün sular kesildi, çoğaltma çaresin bulduk buz ile. Elektrikçi oldum çektim telleri, karıştırdım odaları holleri, hep cereyan çarptı tutan elleri, tesisatı söktürdüler tez ile. Asker oldum anam yollara baktı, izin istemekten amirler bıktı, subay oldum sık sık tayinim çıktı, turist gibi şarkı garbi gez ile. Boksör olsam kuvvetli kol istiyor, sarraf olsam parayı bol istiyor, öğretmenlik ince bir yol istiyor,
Atatürk’ün gösterdiği iz ile. Şekerci oldum şekerlere zam geldi, kabzımal oldum hep meyveler ham geldi, camcı oldum bütün kırık cam geldi, işin yoksa hem ağla hem sızıla. Matbaacı oldum karıştı harfler, tersinden okundu kağıtlar zarflar, müşteriden duyduk çok ağır laflar, bedduayla dedi işin bozula. Emlakçi oldum çok söyledim yalanı, göremedim benden bir ev alanı, mimar oldum çözemedim planı, geçti ömrüm yanlış formül çiz ile. Tapucu oldum hep karıştı sınırlar, sahipleri garez etti sanırlar, kadastrocu olsam gaddar tanırlar, inkisarla uğrattılar nüzule. Berber oldum belediye kapattı, kahvecilik yaptım sermayem battı, meyhaneci oldum dükkan top attı, içen kaçtı hepsi ayrı poz ile. Şoför oldum arabayı devirdim, pilot oldum tayyareyi savurdum, vatman kaptan oldum dümen çevirdim, hiçbir gün gitmedi rotam düz ile. Doktor oldum tedaviye geldiler, ilaç verdim zehirlenip öldüler, dişçi oldum suçu benden bildiler, zayıf gelen çıktı şişman yüz ile. Müteahhit oldum tez iflas ettim, avukat oldum hep boş dava güttüm, gazeteci oldum çok fazla öttüm, tıktılar hapse birkaç söz ile. Üfürükçü oldum kendim çıldırdım, müezzin oldum cemaati yıldırdım, imam oldum yanlış namaz kıldırdım, müftü el çektirdi işten vaaz ile. Baktım hayırsızım ortada kaldım, vazgeçtim sanattan başka iş buldum, inşaata girdim amele oldum, ta üst kattan yere düştüm hız ile. Velhasıl hiçbir işte gülmedim. Meğer kader böyle imiş bilmedim. Bir de hovardalık yapayım dedim. Yedik malı mülkü karı kız ile. Şemsi der, münasip bir iş bulamadım.
Gidip bir baltaya sap olamadım. Bağlamadan başka saz çalamadım. Akıbet rızkım çıktı saz ile."
***
Bu yazılan tekerlemeli şiir, birçok işinde şansı iyi gitmeyen bazı kişileri yansıtıyor. Şemsi Yastıman büyük bir sanatçı. Hayatın zorluklarını görmüş, yaşamış doğruları dile getirmiş, hiçbir mesleği atlamamış, birçoğunu ele almış.
Kendisini saygı ile anıyorum.
Bu yazımı noktalarken, tüm dünyaya, başta sağlık ve huzur, iş ve aş, mutluluk ve neşe, hırstan haksızlıktan, yalan, iftira ve bencillikten uzak bir yaşam diliyorum.
Bu dileklerim dünyaya yağmur gibi yağsın.
Her şeyin en güzeli hepimiz için olmalı.
Güzel vicdanlar dünya ve insanlar için insancıl kararlar vermeli, kararlar alınmalı.
Ölmek için değil, yaşamak ve yaşatmak için geç kalmadan.
Çünkü ayaklarımız bir batağa girmiş durumda ve bataklık insanı ağır ağır içine çekiyor.
Dünyanın her köşesinden acılı ve üzücü haberler alıyoruz.
Sanki doğa hıncını bizden alıyor.
Sanki insanlar doğa ile yarışıyor.
Bizler "dünya barışı" dedikçe doğa da "karakış" diyor.
Tüm devletler karakış uykusundan kalksın.
Dünya güvenliğine, barışına ve yaşantısına, ırk, mezhep ve din ayrımı yapmadan koltukta oturarak değil, ayağa kalkıp acil kararlar almalı.
Hemen dünya barışı ve huzuru için bu kararları uygulamaya koymalı.
Çünkü büyük küçük çok canlar gitti, çok kanlar aktı.
Bu dünya hepimizin.
Merhamet, sevgi ve ilgi o kadar azaldı ki, bazı insanlar elini ve dilini kıpırdatmaya gerek duymuyor.
Dünyadaki en ucuz şey insan hayatı olmuş.
Aziz okurlarım.
Bugünkü köşe yazıma başlarken bu yazının buralara geleceğini hiç düşünmemiştim.
Fakat yine haberlerdeki ölümleri görünce kalemim kendiliğinden yazmaya başladı.
Beynim yönlendirdi.
Çünkü kalbim acı ile doldu.
Ben hem yazarım hem de haberleri dinlerim.
Sizleri üzdüysem af ola.
Beni bağışlayın.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nermin Adalı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber