Geçmiş geçmemiş

GEÇMİŞİMİZ

orada duruyordu. Tam karşımızda. Başımızı sağa sola çevirdiğimizde, arkamıza baktığımızda… Gördüğümüz ve göremediğimiz her yerde. Kronik mutsuzluğun en önemli nedenlerinden biriydi geçmiş. Ete kemiğe bürünmüş biri gibi. Sureti belirsiz ama nefesi her an ensemizde. Geçmişe ve geçmişte kalan yaşantılarımıza baktığımız zaman bir sürü hata fark ederiz. "O kadar acı çektim ki, eskisi gibi olamıyorum” cümlesini “şimdiki aklım olsaydı”lar kovalar. Yüklemi gelmeyen sayısız cümle kurabiliriz. Yaşadığımız ve bizi olumsuz etkileyen herhangi bir şey hayatımızı değiştirebilir. İstemeden uğradığımız değişime alışmaya çalışmaya çalışırken değişimin kendisi oluruz. Herkese ve her şeye rağmen herkesin huzurlu bir ormanda duymak istediği kuş sesleri, görmek istediği okyanuslar vardır. İnsanlık olarak en büyük hatamız tüm bu güzellikleri isterken bir baltanın ağaca sağlandığı gibi geçmişimize saplanmaktır. Mutlu bir evlilik sonrası yaşanan boşanma durumu, zengin bir hayat sonrası maruz kalınan batma hali, sevdiğimiz birinden yediğimiz bir tokat sesi, aldatılmalarımız, güvensizliklerimiz, kayıplarımız. Büyük bir depremden bize kalan toz yığınları. Hepsi öyle güçlüdür ki o andan kendimizi alıp şu ana yaşamamıza izin vermez. Hayat hiç birimiz için kolay değildir. Mutsuzluklarımız da mutluluklarımız gibi bir yanık izinde bedenimizde. Geçmişten kurtulmanın yolları diye sizi kandıran herkes büyük bir yalanın ortağı. Kronik mutsuzluğun, pişmanlıkların ve keşkelerin geride kaldığı bir hayatı yaşamanın tek yolu "kabul etmek" ve "affetmek". Yaşadığımız, pişman olduğumuz her şeyi kabul etmek ve "oldu" diyebilmek. Şimdiki aklın olsaydı evet belki yapmazdın ama şimdiki aklına ulaşmanın yolu sadece o andaki aklından geçen yoldan başkası değil. Şimdi tam şu anda kendinizi bir seansa alın. "KABUL ETMEK" ve "AFFETMEK" Evet şimdi her şeyi, tüm olumsuz yaşantılarımızı yavaş yavaş, sindirerek kabul ediyoruz. Biliyoruz geriye adım atmanın bir faydası olmadığını, hep ileriye doğru yürümemiz gerektiğini. Sonra "affediyoruz" herkesi, tüm dünyayı önce kendimizi. Gerçekten affetmediğiniz sürece o zincirleniriniz hep boğazınızı sıkacak ve nefes almanızı zorlaştıracak. Önce elimizi kalbimize koyuyoruz, tüm yürekten iç sesimizle sesleniyoruz kendimize. Affettikçe özgürleşmeye, özgürleştikçe yenilenmeye…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar F. Zehra Okşar - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber