Obama'nın Rusya karnesi

ABD Başkanı Barack Obama'nın 8 yıllık görev süresinde Rusya Kırım'ı işgal etti ve başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'da etkinliğini artırdı

BAŞKANLIĞI 20 Ocak'ta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iyi  ilişkiler kurmak istediğini açıklayan halefi Donald Trump'a devredecek olan  Obama'nın döneminde Rusya-ABD ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir izledi. 
Obama yönetimi, 2009 yılında göreve geldiğinde Rusya ile temiz bir  sayfa açmak istese de, Washington ve Moskova yönetimleri, Suriye'nin kimyasal  silahlarının imhası ve İran'ın nükleer programının sınırlandırılması konularında  diplomatik çözüm yolları bulsalar da, iki ülke, Ukrayna sorunu ve Suriye'nin  geleceği konularında ciddi görüş ayrılıkları yaşadı. 
Barack Obama, göreve başlamasının ardından Temmuz 2009'da Moskova'yı  ziyarete ederek ılımlı mesajlar verdi ve yaptığı konuşmada, "ABD güçlü, müreffeh  ve barışçıl bir Rusya istiyor. Bu arzu, Rus halkına ve ortak tarihimize olan  saygımızdan kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı. 
İki ülke arasında temiz sayfa açma fikri, dönemin dışişleri bakanları  Hillary Clinton ve Sergey Lavrov arasında somutlaşarak, Cenevre'de sembolik  olarak kırmızı bir tuşa birlikte basma eylemiyle pekiştirildi. 
Bu kapsamda Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, ABD'nin  Afganistan'daki güçlerine nakliyat yapmak için Rus hava sahasını  kullanabileceğini duyurdu. Obama da, Bush döneminde kararlaştırılan Doğu  Avrupa'ya füze kalkanı konuşlandırılması fikrinden vazgeçildiğini açıkladı. 
ABD ve Rusya 2010 yılında da, nükleer cephanelerini azaltma konusunda  anlaşmaya vardı. "New Start" adı verilen anlaşma Obama ve Medvedev tarafından 8  Nisan 2010'da imzalandı. 
Uzlaşı dönemi kısa sürdü 
Obama yönetimi ile Rusya arasında 2009-2010 yıllarında görece durağan  seyreden ilişkiler, Arap Baharı ile Ortadoğu'da ayaklanmalarla bozulmaya başladı. 
Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesine giden süreçte Batılı  ülkelerin müdahalesine sessiz kalan Rusya, Suriye'de Esed rejiminin yanında yer  alarak her platformda bu rejime destek verdi. 
Obama, Suriye'deki iç savaşın başında Esed rejiminin halkına  saldırdığı için meşruiyetini kaybettiğini belirtmiş ve bu ülkeye operasyon için  kimyasal silah kullanımının ABD'nin kırmızı çizgisi olacağını bildirmişti. 
Esed rejiminin, 2013 yılı ağustos ayında Şam yakınında kimyasal silah  kullandığının ortaya çıkması hem Obama yönetimi hem de Esed rejimi için Suriye iç  savaşında dönüm noktası oldu. 
Obama, bir operasyon için Pentagon'a hazırlık emri verse de hava  saldırısı konusunda Kongre'nin onayını arayacağını duyurması, isteksiz olduğu  yorumlarına neden oldu. 
ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey, PBS'e yaptığı  açıklamada, o günkü havayı "Herşeyi hazırlamıştık. Elimiz tetikte emrin gelmesini  bekliyorduk." şeklinde anlattı. 
Obama yönetiminin bir askeri operasyon düzenleyebileceğini öngören  Rusya, diplomatik bir manevrayla Esed rejimini, elindeki tüm kimyasal cephaneyi  teslim etmeye ikna etti. 
Rusya, ABD'yi Suriye'de oyun dışına itti 
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey  Lavrov'un hazırladıkları plan önce taraflarca kabul edildi, ardından Eylül  2013'te BM Güvenlik Konseyi'nde oybirliğiyle onaylandı. 
Böylece Esed rejimi elindeki kimyasalları uluslararası topluma vermeyi  kabul ederek, hem muhtemel ABD müdahalesinden kurtulmuş oldu hem de uluslararası  arenada kısmen de olsa meşruiyet elde etti. 
Bu diplomatik manevrayla Rusya'nın ABD'yi oyun dışına itmesi iç  kamuoyunda da tepkilere neden oldu.
 Cumhuriyetçi Parti'nin 2012 başkan adayı ve Donald Trump kabinesinde  dışişleri bakanlığı için adı geçen Mitt Romney, konuya ilişkin o dönem yaptığı  açıklamada, "Putin'in Suriye ve nükleer silahların azaltılması anlaşması gibi  uluslararası konularda Obama'ya taktik üstünlük sağlamasını izlemek bana acı  veriyor." ifadelerini kullanmıştı. 
Suriye savaşında dönüm noktası olan bu anlaşmanın ardından Rusya,  Suriye'deki askeri gücünü ve savaşa katılımını artırmaya başladı. 
Uzun süren savaş, aşırılıkçı yabancı savaşçıların bölgeye gelerek  terör örgütü DEAŞ'ın alan kazanması, bölgeyi Rusya'nın müdahalesine de uygun hale  getirdi ve Rusya terörle mücadele gerekçesiyle savaşa bizzat müdahil oldu. 
Ukrayna krizi ve Kırım'ın işgali 
Obama döneminde ABD-Rusya ilişkilerinin gerilmesine neden olan diğer  bir sorun Ukrayna'da ortaya çıktı. 
Ukrayna'da 2014'te protestolar sonucu Rusya yanlısı Viktor  Yanukoviç'in ülkeden kaçmasının ardından çatışmalar başladı. 
Rusya'nın ülkenin doğusundaki ayrılıkçılara ağır silahlar vermesi ve  bazı askerlerini gizlice ülkeye sokması, ardından da tartışmalı bir referandumla  Kırım'ı Rusya'ya bağlaması, ABD ve Avrupalılar tarafından sert eleştirilerle  karşılandı. 
Obama yönetimi, geri adım atmaya yanaşmayan Rusya'daki bazı üst düzey  yetkililere yaptırım kararları aldı. Putin de karşılık olarak Amerikalılara  yönelik çeşitli yaptırım kararlarını onayladı. 
NATO ve AB'nin, Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri arasında giderek daha  cazip hale gelmesi, Rusya'nın hinterlandında yer alan ülkelerin Batı'ya  yaklaşması, Putin yönetimi tarafından hem stratejik kayıp hem de güvenlik tehdidi  olarak algılandı. 
Rusya'nın askeri kapasitesini artırması özellikle küçük Doğu Avrupa  ülkeleri arasında endişeyle karşılandı ve bu ülkelerin ABD'ye daha da  yaklaşmasına neden oldu. 
Siber güvenlik 
 "Siber güvenlik" ya da "siber savaş" Obama döneminde Rusya ile  ilişkileri belirleyen diğer bir unsur haline geldi. 
ABD'deki birçok federal kuruma yapılan siber saldırılarda birçok kez  Rus internet korsanları suçlandı. Putin yönetimi bu iddiaları reddetse de ABD  kamuoyunda Rus korsanların, ABD seçimlerini etkileyebilecekleri endişesi bile  doğdu. 
Seçimlerden önce ABD'nin iki büyük partisinden biri olan Demokratların  ulusal komitesinin bilgisayarlarına giren korsanlar 20 bin civarında postayı  çaldı. Parti içinde istifalara da neden olan olayın ardından ABD istihbaratı, Rus  istihbarat servislerini suçladı. 
Başkan adaylarından Hillary Clinton, Donald Trump ile çıktığı  televizyon tartışmalarında bu konuyu gündeme getirip Rusya'nın seçimleri etkileme  imkanı bulması halinde Putin'in kendisi yerine Donald Trump'ı tercih edeceğini  savundu.
Dış İlişkiler Konseyi (CFR) uzmanlarından Max Boot, USA Today'de  yayınlanan makalesinde bu konuya dikkati çekerek, "Demokrasimiz Rusya'nın  saldırısı altında. Ancak kimse bu konuya hak ettiği değeri vermiyor. Başkan Obama  misilleme yapacağını söylüyor. Donald Trump böyle bir saldırı olduğunu bile inkar  ediyor." ifadelerini kullandı.
 
Seçimlerin ardından herhangi bir siber saldırı suçlaması olmazken,  başkanlığa seçilen Trump, Rusya'ya yönelik pozitif mesajlar vererek, iki ülke  arasındaki işbirliğini artıracaklarını açıkladı.
 
20 Ocak'ta başkanlığı devredecek olan Obama, 2009'a göre hem Doğu  Avrupa'da hem de Ortadoğu'da askeri anlamda çok daha etkili konuma sahip bir  Rusya'yı ardında bırakacak.

05 Ara 2016 - 10:26 - Dünya


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.


Çorum Haber