Çöp poşeti testi

ALANYA'NIN

deneyimli turizmcilerinden olan, bir dönem Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda görev de yapan Şafak Kuru, geçen hafta Alanya Kültür Sanat Vakfı'nın (ALSAV) "Başdanışmanı" olarak mesaiye başladı.

Şafak Kuru, ALSAV'a yeni bir ivme kazandıracak donanıma ve tecrübeye sahip bir ağabeyimiz.

Yeni görevinde başarılar diliyoruz.

Şafak Kuru dün sosyal medya hesabında, "Vakfımızın yayın organı olan Alaiye Dergisi'nin reklam ve haber departmanında çalışacak, gazeteciliğe meraklı personel alınacaktır" diye yazınca, ben de paylaşımın altına espri olsun diye "Ben gazeteciliğe biraz meraklıyım, şartlarınız nedir?" diye yazdım.

***

"Meraklı gazeteci" deyince aklıma hep şu meşhur hikaye gelir.

***

Rivayet odur ki...

Ülkenin anlı şanlı üniversitelerinden birinin İletişim Fakültesi'nde deneyimli hocalardan biri, yeni eğitim öğretim döneminin ilk dersine girer.

Henüz birinci sınıf öğrencisi olan gazeteci adayları, hoca amfiden içeri girince liseden kalma alışkanlıkla olsa gerek ayağa kalkar.

Hoca ise daha selam sabah faslına bile girmeden alır eline tebeşiri, kara tahtaya, "Klimanjaro'nun eteklerindeki zürafa salıncağı" yazıp derse başlar.

40 dakika boyunca yeni dönemde neleri konuşacaklarını, hangi dersleri işleyeceklerini anlatır. Teneffüs zili çalar, ders biter, hoca, "Var mı soracağınız bir şey?" der, sınıftan çıt çıkmaz, hoca, "Öbür derste görüşürüz o halde" der, kapıya yönelir, tam çıkacakken geri döner, elindeki kitapları masanın üzerine yeniden koyar, "Oturun" anlamında eliyle işaret edip, dışarı çıkmaya hazırlanan tüm öğrencileri yerlerine oturtur, ve bugün tüm iletişim fakültelerinde adeta milli marş haline gelen, tarihe geçen şu sözleri söyler...

"Sizden gazeteci falan olmaz. Neden? Çünkü merak etmiyorsunuz. Gazeteciliğin ilk şartı meraktır. Aranızdan bir kişi bile amfiye ilk girdiğimde tahtaya neden 'Klimanjaro'nun eteklerindeki zürafa salıncağı' diye yazdığımı sormadı bile. Ya kendinize çeki düzen verin, ya da bu bölümü bırakıp kendinize şimdiden başka bir meslek seçin."

***

Hoşunuza gittiyse devam edelim.

***

Rivayet odur ki...

(Bakkallar Odası Başkanı Veliddin Yenialp kızmasın ama) bugün Türkiye'nin en büyük zincir marketlerinden biri haline gelen BİM'in Genel Müdürü, hem mağazaları ve personeli denetlemek, hem de halkın BİM algısını ölçümlemek için bir gün gizlice Alanya'ya gelir.

İlk işi Alanya'daki BİM'lerden sorumlu en üst düzey ismi aramak olur. Denetime geldiğini ve acilen kendisiyle buluşmasını ister. Alanya sorumlusu telefonu kapatır, alelacele tüm mağazaları arar, konuyu izah edip acil tedbir alınmasını ister.

Hayli şık giyinmiş olan orta yaşlı ve deneyimli Genel Müdür ile Alanya sorumlusu buluşurlar, yaya olarak sokağa çıkarlar, bu sırada Genel Müdür cebinden bir çift ameliyat eldiveni çıkarıp giyer, sokak üzerindeki tüm çöp konteynırlarını tek tek açıp içlerine bakmaya başlar.

Vatandaşların şaşkın bakışları bir yana, Alanya sorumlusunun bu duruma şaşırdığını gören Genel Müdür gülümser, ve şöyle der: "Adım gibi eminim, fırça yememek için tüm mağazaları aradın, tedbir alınmasını istedin. Ama merak etme. Hiçbir mağazaya gitmeyeceğiz. Akşama kadar mahalle aralarındaki sokakları dolaşıp çöp konteynırlarının içine bakacağız."

"Neden?" der, Alanya sorumlusu.

Genel Müdür şu yanıtı verir: "Biz, Alman malı Metro gibi poşeti parayla satmıyoruz, aksine isteyene fazla fazla veriyoruz. Ki zaten ekonomik sıkıntıda olan vatandaş bu poşetleri başka eşyalar taşımak, hatta çöp poşeti yapmak için kullansın. Konteynırlara bu yüzden bakıyoruz. Halk en fazla bizim poşetler mi kullanıyor, yoksa diğerlerininkini mi? Bizimki fazla çıkarsa söz, maaşına zam alıp terfi edeceksin. Yoksa halin duman."

***

KISSADAN HİSSE

Avrupa'daki turizm fuarlarına katılıp, takım elbise ile poz verip bunları basına dağıtmak, altına afili iki laf yazdırmak, akşam olunca da fuarın olduğu memlekette o bar senin bu gazino benim dolaşmak, buna mukabil, meslek odası başkanı hüviyetiyle toplantı ayağına şehir şehir dolaşmak, kolay olandır. Zor olan nedir biliyor musunuz, ey bu şehri yöneten ve "idare eden" kıymetli büyüklerimiz. Zor olan şudur. Halk ne yiyip içiyor, orta direk ve gariban vatandaş bu krizden nasıl etkileniyor, esnaf bu sezonu nasıl geçirecek, bunu merak etmektir, çözüm yolları aramak ve önermektir. Zor olan, BİM'in Genel Müdürü gibi mağazaları denetleyerek değil, halkın nabzını tutarak yöneticilik yapmaktır. Zoru değil, kolay olanı seçen tüm siyah koltuklu makam sahiplerine hayırlı Cuma'lar, bol nasipler diliyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Alper Kutay - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Alanya Belediye Başkanlığı anketi - Alanya'nın nabzını tutuyoruz! Siz kime oy verirdiniz?
Tüm anketler

Çorum Haber