Alanya'dan bir Baba Salih geçti

Alanya bir çınarını daha uğurladı. Şehirler vardır... Karakterleri, lezzetler, anıları siner tarihine... Şehir-i Alanya anılarla dopdolu... Şehirler vardır, unutulmayan insanları siner tarihine

Alanya'dan bir Baba Salih geçti
Alanya'dan bir Baba Salih geçti
Haber albümü için resme tıklayın

Alanya'dan bir Baba Salih geçti

- OĞUZ KORUM

ŞEHİR-i Alanya...
Oba'sında Topaloğlu Çatlak Çavuş'u,
Dim Alakise'sinde Cavır Ali'si,
Payamağacı'nda Tozlu Veli'si,
Bucakoluğu'nda Gara Köse'si,
Bucak Köprüsü'nde Makaryos'u,
Gababuladan'da Gucuş Emmisi,
Merkezinde Takavit Amat'ı,
Topal Hüsnü'nün Hayri Emmisi.
Hangi birisini saysam ki?
Şehirler vardır, bu şehrin insanları vardır. Anıları dilden dile anlatılır. Bu şehir bir gönül dostunu daha 17 Şubat'ta ebediyete uğurladı. Alanyalı insanlara lakap vermekte mahirdir. Hani cuk oturtur derler ya. Alanyalı Salih Çetin'e de 'Baba' lakabını verdi.
Şehir soyismini bile öğrenmek istemedi. Onu Baba Salih adıyla hatırladı. Benim onunla sayısız sohbetlerim olmuştu. Ruhumun daraldığı zamanlarda özellikle onunla sohbet etmek, anılarını dinlemek, beni geçmişe götürürdü. Ruh dünyamda onu dinlerken ayrı bir neşe bulurdum. Genelde Sulu Park'ta yaşlılar arasında bulurdum onu. Alanya'nın, Alanyalıların Baba Salih lakabını verdiği Salih Çetin kimdi?
Salih Çetin 1927 yılında Alanya'nın evliyalar köyü Şıh Köyü'nde doğmuştu. Dedesine Hacı Ahmet derlerdi. Annesi Ayşe Hatice'dir. 7 kardeşin en büyüğüydü. Alanya'ya 6 yaşındayken gelmişti.
Hacı Ahmet'in kızı Fatma'nın yanında büyüdü. Şekerhane Mahallesi, Tevfikiye Caddesi onun çocukluk anılarıyla dopdoluydu. Çocukluk arkadaşları merhum Sait İncebacak'la, Ethem Usta'nın Hüseyin ile (Çon) oynadığı çivicik, birdirbir oyunlarını hiç unutamamıştı. Şimdiki Barbaros Azakoğlu Okulu'nun olduğu yerdeki kız mektebinde okula başlar. Öğretmenleri Şevki Hoca ve Putur Hüsnü'ydü. Bir dönem Ali Tekin Kaptanoğlu da öğretmeni olmuştu. Üçüncü sınıfa kadar kız mektebinde okur. Daha sonra Hayate Hanım İlk Mektebi'nde ilkokulu 7 senede bitirir. Öğretmenleriyle Kale arkasına pikniğe gittiklerinde ayakkabıları çalınmasın diye kuma gömdüğünü, sonra ayakkabılarının yerini bulamadığını anıları arasında hep anlatacaktır. İlkokuldan sonra Ergün Dikmen'in babası Ali Dikmen'in yanına kunduracı çırağı olarak girer. Ancak okuma isteği ağır basınca Aksu Köy Enstitüsü'ne yönelir. 
OKULDAN ATILMA SEBEBİ NEYDİ?
Aksu Köy Enstitüsü'ne kaydolur. 40'lı yılların başıdır. Bir senede 2 sınıf geçer. Ancak burada bazı öğretmenlere kızarlar. 5 kişi bir olurlar, Marmaris'ten Orhan Ceylan, Finike'den İzzet Sönmez, Korkuteli'nden Mahmut Doğan, Aksu, Karanlık Sokak'tan Kerim Orhan ile okulu yıkmaya karar verirler. Kendi ifadesiyle cesaret ilacı alarak bu işi yapmaya karar verirler ancak yakalanırlar. Okulu yıkma işini gerçekleştiremezler ve okuldan atılırlar. Aksu Köy Enstitüsü dendiği zaman her zaman gözleri yaşarırdı. Anılarını anlata anlata bitiremezdi. Hele enstitüdeyken dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün okulu ziyaretini hiç unutamaz. Merhum İsmet Paşa'nın kulağı az duyduğundan, gelmeden günler öncesinden okul idaresi öğrencilere "İsmet Paşa okulu ziyarete geldiğinde 'Hoşgeldiniz" sözünü kuvvetlice söyleyin" demiş. İsmet Paşa geldiğinde öğrenciler kuvvetlice 'Hoşgeldiniz' diye bağırmışlar. İrkilen İsmet Paşa ise "Çocuklar bu kadar bağırmayın. Zannettiğiniz kadar sağır değilim" demiş. Baba Salih de o gün İsmet Paşa'yı karşılayanlar ve 'Hoşgeldiniz' diye bağıranlar arasındaydı. 
İLK AŞKI
Aksekili sınıf arkadaşı bir kıza Aksu Köy Enstitüsü'nde aşık olur. 
Kendisi daha sonra bu aşkını naklederken hep "Akardiyon gibi çarpıldım" derdi. Bu aşk platonik bir aşktır. Ancak Baba Salih, Aksu Köy Enstitüsü'nü tamamlayamadan Alanya'ya döner. 
HAYAT MÜCADELESİ HIZLA DEVAM EDER
Aksu'dan döndükten sonra Fuat Salur'la Yahya Barcın'ın hızarında çalışır. Hızar o dönemde Tevfikiye Caddesi'ndedir. Daha sonra bu hızar buz fabrikası olacaktır. Hızarda çalışırken askere gider. Askere giderken Manavgat'a kadar taş arabasıyla gidişini hiç unutamaz. Yine dişçi Nurettin İşman'ın pikapıyla 4 liraya Manavgat'tan yol alışlarını, Sarılar Köyü'ndeki zenci Fosforlu Şükrü'nün tertip ettiği eğlenceyi hiç unutamaz. Tenteli kamyonlara bindirilip Burdur'a götürülüşünü, burada yatacak yer olmadığından camilerde kalışını (1948) hiç unutamayacaktır. Burdur'dan kara trenlere bindirildiği sırada Hamit Özçelik'in (Şimdiki Özçelik Meşrubat'ın sahipleri Osman, Fahri ve Faruk Özçelik'in babaları) yanık sesiyle söylediği türküyü de hep hatırlayacaktır:

Askerin çantası bir arşın astar,
Nerede bir güzel görsem kocası asker.

ASKERLİĞİNİN İLK GÜNÜNDE NEDEN AĞLADI?
Askerliğine Erzurum'da başlar. Giderken evraklarına şoför olmak için 'Motorlu nakliyeci' yazmasına rağmen evraklar karışınca hayvanların top çektiği birliğe düşer. Bu olay karşısında sabahlara kadar ağlar. Çünkü o şoför olmak istemektedir. Erzurum'da yedek subay olan Gazipaşalı öğretmen Kemal Güzel'den yardım ister. Bu arada hastalanır. Mareşal Fevzi Çakmak Hastanesi'nde tedbil-i hava (hava değişimi) verilir. Alanya'ya gönderirler. İyileşince tekrar Erzurum'daki birliğine döner. Bu arada hayvan koşumu birliği motorlu birliğe dönmüştür. Buna çok sevinir. İzmir'e şoför kursuna gönderileceği müjdesini topun altında yatarken alır. 
KAFASININ ŞİŞMESİ SAYESİNDE BOYU UZAR
Yukarda da söylediğimiz gibi şoför kursuna gönderileceği müjdesini alınca heyecanından kafasını topa vurur. Kafasının şişliğini, bu şişliğin 3 santimetreye ulaştığını ve bu 3 santim sayesinde boy sınavını kazandığını ifade edecektir. Çünkü İzmir'deki şoför kursuna boyu 1,65'den aşağı olanları göndermiyorlarmış. Oysa Baba Salih'in boyu 1.62'ymiş. Kafasındaki 3 santimetrelik şişlikle bu kursa gitmeye hak kazanmış. Ardından İzmir'de askeri ehliyeti almış. Burada o hatıraları arasında okuma yazması olmayanlara, aşık olanlara mektup yazıvermesi geniş yer alır. Askerden gelince Antalya'da Kıbrıslı İbrahim Mut ustanın yanında oto tamircisi olarak çalışmış. Burada arabaların içinde yatmış, kalkmış. 
1950 yılında Alanya'ya gelmiş. Helvacıların Rahmi'nin Austın kamyonunda işe başlamış. 
'BABA SALİH ÖLDÜ DE YENİDEN DİRİLDİ'
Yıl 1951. Malımların Hüseyin Usta'nın kamyonunda şoförlük yapmaktadır. Gazipaşa-İnceağrı Köyü'ne fıstık yüklemeye giderler. Araba İnceağrı Köyü'nde çamura saplanır. Yanında Zühtü Mehmet de vardır. Kamyonun muavini Kaleli Topal Mustafa'dır. Sabaha kadar yağmur yağar ve sele kapılırlar. Arabayı bırakarak, kendilerini dışarı atarlar. Suda yüzerler, buradaki üşütmeden dolayı birinci derecede verem olur. O günleri anlatırken, kendi ifadesiyle "Soğuktan dizlerim tavşan kafası gibi çıktı. Ayakkabılarım kedi kulağı gibi kıvrılmıştı" diyecektir.
Yakalandığı verem hastalığından dolayı 52 kiloya kadar düşecektir. "Baba Salih öldü, yeniden dirildi" hikayesi işte bu hastalıkla bağlantılı olarak söylenecektir. Tedavisini merhum Alanyalı Doktor Ali Nazım Köseoğlu yapmıştır. 
ANTALYA'DAN NİŞANLANMASI
Hastalığı esnasından önce Antalya'da nişanlanmıştır. Hastalıkla birlikte uğursuzluklar peşini bırakmaz. Nişanlısı Sabriye 'Bu hastalıktan iyileşemez' diyerek nişanı bozar. İyileştikten sonra tekrar almak ister ancak vermezler. Kaçırmaya karar verir ancak şu söz ona hep rehberlik yapacaktır: 
'Nasipse gelir Hint'ten, Yemen'den.
Nasip değilse ne gelir elden.'
Ve Sabriye'yi kaçırmaktan vazgeçecektir. Sugözü'nden bir kız ister, 'Baba Salih hasta' diye vermezler. Kızı başkasına verirler. Kızın kocası çok geçmeden ölür. Bir başka yerden kız ister. Bu sefer de kızın ağabeyi hastalığıyla ilgili film ister. Film isteyen kişi bir dönem Alanya'sının renkli simalarından, Alanya'nın eski şoförlerinden merhum Murat Efe'dir. Murat Efe'yi de burada rahmetle anıyoruz. Film temiz çıkınca Murat Efe'nin kız kardeşi Taşçı Murat'lardan Taşçı Mehmet Ağa'nın kızı Makbule ile nişanlanır. Bu nişanlılık evliliğe dönüşür. Evlenince şansı yaver gider. İşleri düzelir. Hatta inekleri bile 2 yavrular. Bu evlilikten Ahmet, Halil İbrahim, Mehmet, Rukiye, Mustafa Veysel adlı çocukları dünyaya gelir. 
ARABA DEVRİLDİĞİNDE SÖYLEDİĞİ MEŞHUR SÖZ
Sene 1954. Baba Salih, kamyonuyla ilerlerken Kızılot İlkokulu yanındaki tahta köprü yakınında bir kokar porsuk çiğner. Bu çiğnemenin ardından kamyon arıza yapar ve devrilerek ters döner. Kamyonda Gıvrasıllı Mehmet Çavuş'un narenciyesi yüklüdür. Narenciye yollara saçılır. Arabanın muavini Bay Mehmet'tir. Baba Salih muavine seslenir: 
"Oğlum Mehmet, böyle fırsat bir daha ele geçmez. Nasıl olsa araba ters döndü. Fırsat bu fırsat, yağ takımlarını getir. Alt takımları güzel bir yağlayalım. Nasıl olsa kriko kaldırma derdi yok. Fren ayarlarını da yapalım."  
KAMYONUNA TAKTIRDIĞI MEŞHUR KORNASI
Özellikle Manavgat'tan geçerken, Alanya'dan ayrılırken, Alanya'ya girerken BMC kamyonunun güçlü havalı kornasına asılır. Uzun süre kornayı öttürerek ilerler. Kendince Baba Salih'in gittiği ve geldiği korna sesinden anlaşılacaktır. Özellikle Alanya'nın girişi Devrent'ten başlayan bu korna sesini, eski Alanya'da evlerin çok sık olmadığı dönemlerde çok uzaklardan duymak mümkündü. 
HAYATINDA 7 SAYISININ UĞURU
Bunu bana şöyle anlatmıştı. Doğum tarihim 1927'dir. Evde nüfus sayım 7'dir. İlkokulu 7 senede bitirdim.
Hacca 1967'de gittim. Askeri ehliyetimin numarası 1147'dir. Sivil ehliyetimin numarası 227'dir. Hanımla aramdaki yaş farkı 7'dir. İlkokul sınıf numaram 217'dir. Köy Enstitüsü'nden ayrılışım 1947'dir. Okuldayken aşık olduğum kızın numarası 247'dir. Arabamın devir işi 1997'de halledildi. Haziran'ın 7'sinde evi kiraya verdim. 
ÇOCUKLAR O'NU ÇOK ARAYACAKLAR
Hayatı boyunca küçük çocukların sevindirilmesi işini üstlenmişti. Çocukları çok sevdiğinden kamyonunda, ceplerinde şeker ve çikolata taşır, gördüğü her çocuğu sevindirirdi. Alanya çocuklarının gözünde 'Baba Salih' olarak onun ayrı bir yeri vardı. Yeni Alanya Genel Yayın Müdürü Ferit Kesen, Sugözü Mahallesi'nde geçen çocukluğundaki Baba Salih'i şu sözlerle anlatmaktadır: 
"O meşhur korna sesini duyduğumuzda 'Baba Salih geliyor' diye koşarak yola çıkardık. Bazen 20, bazen 30 çocuk olurduk. Baba Salih'i kamyonuyla gördüğümüzde müthiş sevinir ve 'Baba Salih' diye bağırmaya başlardık. Kamyonundan gülümseyen yüzüyle avuçlar dolusu şeker atardı ve biz bu şekerleri kapışırdık. Sonra eliyle bizi selamlar ve yoluna devam ederdi. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun."
İnsanlara hep mütevaziliği öğütlerdi. Bir gönül dostu, esprili, nüktedan, Alanya'nın efsane şoförü Baba Salih'ti. Bir dönem Alanyasının gönlüyle, ruhuyla, kamyonuyla yükünü çekti. Hülasa, şehr-i Alanya bir önemli aktörünü daha ebediyete uğurladı. Hacımemişler Camisi'nde kılınan cenaze namazından sonra büyük bir kalabalıkla Bektaş Mezarlığı'na uğurlandı. Cennet mekanı olsun, kabrine nurlar yağsın.
ADI ÇOCUK PARKINA VERİLMELİ 
Buradan Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney'e seslenmek istiyorum. Merhum Baba Salih'i, çocuklar için O'nun önemini yukarıda anlattık. Alanya'da açılacak donanımlı bir çocuk parkına mutlaka 'Baba Salih' adı verilmelidir. Baba Salih, çocukların çok mutlu olduğu bir parkta adının yaşamasını bin kez hak etmiştir ve bu O'nun ruhunu dinlendirecektir.

Ömrümüz böyle geçiyor,
Böyle sürüyor hicranlar,
Gönüller yoklukları hep,
Perde inerken anlıyor.

Şairin deyişiyle 'Baba'yı uğurladık',
Ölüm asude bir bahar ülkesidir bir rinde,
Ve serin selviler altında kalan kabrinde,
Her seher bir gül açsın, her dem bir bülbül ötsün.

19 Şub 2017 - 22:24 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Alanya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Alanya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

05

Mıhriban - Baba salih benim için evliya gibiydi çocukluğumda okula gidiyordum annem ve babam ayrıydı babamla kalıyor tum ama annemi özlüyor annemle olmak istiyordum mazlum boynumu bükük düşünceli hacet okuluna gidiyordum bir kimyon arkamdan hızla geldi yanımda durdu cocuk dur bakalım dedi kim yönünden indi inerken ona baktım bembeyaz sakalı beyaz saçları ayağında kara şalvarlı elleri pamuk gibi önlüğümün iki cebinize şeker le doldurdu başımı okşadı hadi bakalım dikkatli git dedi benim o anki bütün yüzünün kayboldu çok sevindim MUTLU oldum şekerleri tek tek yiyerek okuluma gittim benim için cenletlik Allah nurlar içinde yatırsın

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 22:24
04

Hüseyin - Rahmetlinin meşhur selamını unutmamalı. Sanayiye çok uğrardı. Her gittiği yerde her gördüğüne tanısın tanımasın selam verirdi. Herkes de bu özelliğini bildiği için ona selam vermeyi unutmazdı. Birgün sanayide etrafındaki herkese selam vermeye devam ediyordu. Kendisini öyle kaptırmış ki tamircinin köpeği havlayınca köpeğe de Aleyküm Selam demişti. Renkli insandı. Allah mekanını cennet eylesin.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 22:24
03

fatma coşkun - çocukluğum şekerhane mahallesinde geçti.Baba Salih geliyor dedikleri zaman yanına koşardık ve bize şeker verirdi.ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet olsun nur içinde yatsın.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 22:24
02

erdem gündüz - En küçük oğlu çok sevdiğim bir abimdir.bir gün ofisinde oturur iken kapıya yanaşan bir küçük amyonetten ak sakallı nur yüzlü bir amca idi ve Veysel abi babam dedi.kendisi ile ilk defa tanıştım ve ardında Veysel abi lakabını ve kendisini kisadan bana tanıttı .Daha sonrasında bir kez daha karşılaştık.rabbim cenaze namazinda saf tutmayı nasip etti her ne kadar seni kendi ağzından taniyip dinleyemesemde o uzamış ak sakalların ve nur yüzün hep aklımda kalacak mekanın cennet ruhun şad olsun BABA SALİH

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 22:24
01

Özgür pala - Çocukluğumun ve gençlik yıllarım sanayide geçti yaptırdığı sebilden yıllarca su içtim ne zaman dükkanın önünden geçsem ya şeker verirdi yada bişeyler ikram edip başımı okşar öğüt verirdi. Duyunca çok üzüldüm onun merhametini ve insanlara olan sevgisi tarifsiz. Mekanın cennet olsun BABA SALİH ALLAH ım bu dünyalar tatlısı kuluna cennetine al. Amin

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Şubat 22:24

Çorum Haber